6

31 2 0
                                    

BENİ UNUTMADINIZ DEĞİL Mİ :))) UZUN ZAMAN OLDU FARKINDAYIM ANCAK İŞ BİR YANDAN TATİL BİR YANDAN DERKEN UZUN ZAMANDIR PAYLAŞIM YAPAMADIM.

UMARIM BİR DAHA BU KADAR UZAK KALMAYIZ.

SEVİGİLER :**


"O doktor da kimdi? Hem içeride neden o kadar uzun kaldın? Ve bir de ona neden teşekkür etmen gerekiyordu? Adamın işi bu sonuçta"

Oğuz arabayı kullanırken bir yandan da bana bakıyordu. Haklıydı kimdi o? Şirkete gelen ukala? Barda beni arabasına zorla bindiren kaba adam? Sarhoş halimle benimle uğraşan sabırlı ve kibar adam? Benle dalga geçen kendini beğenmiş? Hastanedeyken buz gibi davranan joker suratlı? Kimdi gerçekten?

"Bilmiyorum" bu cevaptan çok kendi kendime konuşmaydı.

"Bilmiyor musun?" Oğuz bana garip bir şekilde bakıyordu.

"Oğuz gerçekten bunu mu konuşacağız? Evime gitmek istiyorum"

"Evine gitmiyoruz küçük hanım. Bana gidiyoruz. Pelin sana gerekli eşyaları temin eder. Ayrıca bu garip hallerinin kendini yakmanla alakası olmadığını bilecek kadar seni tanıyorum."

"Bir dakika Pelin mi dedin sen? Pelin? Yoksa??"

Oğuz otuz iki dişini sırıtarak bana baktı. Benim kaşlarımın çatıldığını gördüğünde sevilmek için sahibine şımarıklık yapan masum kedi yavrusu ifadesini denedi.

"Oğuz sana inanamıyorum Pelin! Hala mı? Ya sana ne demeliyim?"

"Asya lütfen bunu sonra konuşalım ayrıca Pelin senin geleceğini öğrendiğinde çok sevindi. Hatta senin için yemek hazırlamaya başlamıştır diye tahmin ediyorum." yine o ikna edici gülümsemesini takınmıştı ama işe yaraması imkânsızdı. Pelin diyor!

"Oğuz ben yanlış duymuyorum değil mi sen o kızla mı yaşıyorsun? Hayır, bunu kabul etmem bile zorken ben onun olduğu eve mi geleceğim? Güldürme beni lütfen. Ben kendi evime gidiyorum. Sende Pelin'ciğinin yanına Oğuz Efendi!"

Oğuz o harika kahkasını attığında bunu ne kadar özlediğimi fark ettim. Şu an ona kızamıyordum bile. Biz birbirimizin her şeyiydik. Beraber yemek yer beraber gezer beraber gülerdik. Saatlerce güler neye güldüğümüzü unuturduk. Saçmalardık. Evet, çok güzel saçmalardık bunu yaparken çok eğlenirdik. Geceleri sabaha kadar proje yetiştirmeye çalışırdık sonra ben hep uyuya kalırdım Oğuz tamamlardı. Tıpkı beni tamamladığı gibi. O benim hep eksik kalan yanımdı. Olmayan kardeşim sıcaklığını hiçbir zaman hissetmediğim ailem derdimi sevincimi paylaştığım dostum akıl danıştığım hocam.. Ve daha birçok şey. Ne çok şey paylaşmıştık 4 yıl boyunca.

Bana hep prensesim derdi beni kendisini saraya kapatmış prensese benzetirdi. Ve kendisinin o saraya girip güzelliklerini görebilen tek adam olduğunu söylerdi. Bunun gibi yüzlerce masal anlatırdı bana. Hepsi de kendi istediği sonla biterdi. O kadar çok beraber vakit geçirirdik ki hayatımıza girmeye çalışan 3. Bir kişi hep kedini dışta hissederdi. Pelin da bunlardan biriydi aslında. Üniversitenin ilk yıllında Oğuz'a olan ilgisi fark edilmeyecek gibi değildi. Birçok kız gibi o da başta bizim sevgili olduğumuzu düşünmüş Oğuz'a yaklaşmamıştı. Sonrasında bizle iyi geçinmeye çalışmış ters tepmişti. 3 yılımızda Oğuz'a açılmış sevgisini itiraf etmişti. Oğuz ona bir şans vermişti. Ben onların baş başa vakit geçirmeleri için Oğuz'a mesafeli davranmaya çalışsam da Oğuz her defasında Pelin'i alıp yanıma gelmişti. Bizim güldüğümüz saçma sapan şeyleri anlamamış suratını asmıştı. Girdiğimiz tüm siyasi tartışmaları sıkıcı bulmuş hiç birine katılmamıştı. Açıkçası Oğuzla benim yan yana olmam bile onun için can sıkıcıydı. Aslında ilk başlarda ona hak vermiştim. Kız haklıydı sonuçta kim hayatındaki adamın ikinci planında olmak isterdi ki? Ya da kim sevgilisinin yanında sürekli farklı bir kadın görmek isterdi? Sonuçta ondan oğuzla aramızdaki bağı anlamasını beklemiyordum. Ona yakın davranmaya çalışıp ön yargılarını kırmak istedim. Oğuzun hayatındaki kadın benim için de çok değerliydi sonuçta. Tabi o benim tüm yakınlaşma çabalarımı Oğuzla onu baş başa bırakıp vakit geçirmeleri için uydurduğum tonlarca yalanı görmezden gelip Oğuzdan benle olan arkadaşlığını bitirmesini istemişti. Hatta o kadar klişe ki "ya o ya ben" olayına bağlamıştı. Ben tüm bu konulardan uzak kalmayı tercih etmiş Oğuz'u Pelinin haklılığı ve aramıza biraz mesafe koymanın doğruluğu konusunda saatler süren ikna konuşmaları yapmıştım. Sonunda Pelinin kıskançlık krizlerinden bunalan Oğuz Pelinden ayrılmıştı.

Oğuz bu süreci hiç bir zaman bana tam olarak anlatmamış hissettirmemek için uğraşmıştı. Ayrıldıklarından bile haberim olmadı gün okulun ortasında bana ağza alınmayacak hakaretler etmiş. Sevgilisiyle arasını bozup Oğuz'u ayarttığım ve aralarını bozmak için Oğuzu benim doldurduğumu iddia ederek şizofrenide çağ atlamıştı. Bütün okula rezil olduğumuz yetmezmiş bunları onu sevdiği için yaptığına ve tekrar bir araya gelmeleri için yaptığım gibi tüm uğraşı ben olmuştum. Beni huzursuz edebileceğini düşündüğü her konuda elinden geleni esirgememiş fazlasını yapmıştı. Tüm bunlara rağmen Oğuz'u Pelinin konuşmalara rağmen Oğuzu ikna edememiştim.

"Sevmiyorum Asya anlamıyor musun uğraşma artık. Sevemiyorum o kızı. Onca yıl peşimdeydi biliyorsun bir şansı hak ettiğine sen ikna ettin beni o ne yaptı ilk fırsatta sana saldırdı. Sen hala karşıma geçmiş onu savunuyorsun. Haddini bildirmeme bile izin vermiyorsun" demişti.

Bende daha fazla uğraşmayıp oluruna bırakmıştım. Ta ki Pelin'in beni Oğuz'un evine geldiğinde evde görüp üzerime saldırmasına kadar. Oğuz Pelin'in bana dokunmasına bile izin vermeden Pelin'i kolundan tutup kapı dışarı etmişti. Bu kız hastalıklı bir şekilde Oğuz'u seviyordu. Hangi kız kendini bu kadar küçültürdü ki? Hangi kız bu kadar gururunu yok sayardı? Aslında beni anlamaya çalışsaydı bizim arkadaşlığımıza olmasa bile Oğuz'a güvenseydi ben zaten onların ilişkisine saygı duyuyordum ve en yakın arkadaşımın mutlu olmasını her şeyden çok isterdim. Ve onun için her şeyi yapabilirdim. Ama asla arkadaşımdan vazgeçmezdim. Benden arkadaşımdan vazgeçmemi istemesi büyük bencillikti. İlişkimize mesafe koymamızı ya da bu kadar çok vakit geçirmememizi onun evine gitmememi ve bunun gibi pek çok şeyi istese anlardım seve seve de yapardım hatta o istemeden yapmaya çalışmıştım ama Oğuz her defasında koyduğum mesafeyi kendi kapatmıştı. Hatta bu konuyla ilgili Pelin ile konuşmaya çalıştığımda

"Seni kıskanmıyorum sen basit bir arkadaşısın ben ise sevgilisiyim" demişti. Oğuz'un Pelin'i sevmediğine zaman içinde ikna olmuştum. Ve sonrasında benle uğraşmalarına sert bir şekilde karşılık görmüştü. Dolayısıyla birbirimizi hiç sevmezdik. Soğuk nevale!

"Hey yy kime diyorum kızım. Transa geçtin resmen. Dünyadan Asya'ya" Bir an Oğuz'un sesine odaklandığımda ona doğru baktım.

"Hııı?"

"Kızım Pelin'in adını bile duyunca böyle oluyorsan yüzünü görmenin iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum. Haklısın yani ben seni evine bırakayım bende Pelinciğimin kollarına döneyim"

"hıı?"

"Asya kendine gel güzelim. Pelin ile aynı evde yaşamıyorum saka yaptım sana. Pelin birkaç günlüğüne bir seminer için İstanbul'a gelmiş. Bizde seminerde karşılaştık. Onunla oturup bir kahve içtik ve sohbet ettik. O sırada kuzenin aradı. Onları yanında istememişsin. Merak etmiş bana haber verdi. Pelin da konuyu orada öğrendi. Oda gelmek istedi sana bir özür borçlu olduğunu söyledi. Bende seninle konuştuktan sonra belki ziyaretine gelebileceğini söyledim."

"Oğuz"diye fısıldadım onun duyabileceği bir sesle "Ben olmasaydım Pelin ile olabilirdiniz belki de şuan çok mutlu olurdunuz"

"Asya" bu ses benim aksime çok sert ve sinirli çıkmıştı.

"sen olmasaydın da şuanda ben Pelin ile olmazdım. Ayrılma sebebimiz sen değilsin yıllar geçti hala kendini suçlamayı kes. Onunla olmazdık çünkü bana güvenmiyor, benim değer verdiğim insanlara değil değer vermek saygı bile duymuyor tanımaya anlamaya çalışmıyor, Kıskançlık hastalığı ile bana tasma takıp sürüklemek istiyor. Onunki gerçek sevgi bile değildi sadece beni saplantı haline getirmişti. Beni hiç tanımıyordu ki fırsatı varken beni tanımak yerine benim hayatımı yönlendirmek istedi. Beni hiç dinlemedi. Görmek istediğini gördü. Benim en değerlime zarar vererek bana zarar verdiğini bile göremedi. Böyle birinin mi hayatımda olmasını isterdin Asya? Bir kız arkadaş hayatımdan çıkmış olabilir sen varsın. Bizim aramızdaki bağ üniversitedeki alelade bir sevgili oyunundan çok daha derin ve önemli. Simdi istemezsen bir daha onu görmek zorunda değilsin suratını asmayı bırakta gülümse somurtkan şirin" Burnumu sıktığında yüzümü buruşturdum.

"Gelsin sorun değil" diye fısıldadım.

Kocaman gülümsemesiyle "İşte bu yüzden bu kadar farklısın yufka yürekli prensesim benim"

KANATLARININ İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin