Zulalala zulalala bonzai

829 30 4
                                    

   Çocuğun kaşları benim hala arabadan çıkmamış olmam nedeniyle hızla çatıldı. Kalbim göğüs kafesimi parçalıycak kadar hızlı atıyodu artık. Bana doğru yürümeye başladığında sertçe yutkundum. Birden hızla eğilip kapıyı açtı o andaki panikle arama tuşuna basıp telefonu kulağıma yapıştırdım. Çocuk ilk başta anlamaz bi şekilde bana bakarken telefonumdan gelen “155 polis imdat durumunuz nedir?” sesini duyunca zaten çatılı olan kaşlarını iyice çatıp telefonumu hızla elimden aldı ve yere fırlattı. Lan oküzz ben onu alabilmek için ne kadar çalıştım sen biliyon mu demek istedim ama korkudan altıma yapmadığım için bile şanslı sayılırdım.

“Benimle geliyosun!” diye gürledi beni kolumdan çekerken.

”Hayır lan nereye gelicem ! Bıraksana beni! Ağhh lan kolumu siktin bırakkk! İMDAAATTT ! KİMSE YOKKK MUUĞĞĞĞĞ?!??” diye böğürdüm birden. O anlık göt korkusuyla neler söylediğimin ben bile farkında değildim.

Çocuk eliyle ağzımı kapatıp beni sürüklemeye devam etti. Vücudumu büyük bi titreme kaplarken gözlerimden akan yaşlar önce yanaklarımı ardından da onun ağzımı kapatan ellerini ıslatıyordu. O kadar güçlüydü ki öküz çırpınışlarım onun için hiç bi etki etmiyodu.

”Kes ağlamayı sana kötü bi şey yapmıycam.”dedi kulağıma doğru eğilerek.
 
“ Nedeğğğğmekğ   bhkotühhh bğiii  weyy yğampmığğcağmm !” dedim ağzımı kapatan eliyle büyük bi mücadele vererek. Beni böyle bi yere zorla getirip ne yapabilirdi? Ben hıçkırıklara boğulurken öküzümüz beni okulun içine zorla sokmayı başarmıştı. Vücudumdaki bütün enerjinin alındığını hissettim ayakta durabilecek halim yoktu yalnızca hıçkırıklarla ağlıyodum ve dizlerim tutmadığı için kendimi öküzün kollarına bırakmak zorunda kalmıştım.
    
   Çocuk bi an durup elini cebine atarak telefonunu çıkardı ve fenerini açtı. Okulun karanlık ve uzun koridorunun belli bi bölümü aydınlanmıştı . Işığın vurduğu duvarlarda oluşan gölgeler ürpermeme neden oldu.

“Şhh sessiz ol” dedi fısıltı gibi çıkan bi sesle. Ama bunu öyle bi döylemişti ki sanki burada başka biri vardı ve bizi duysun istemiyodu. Söyledikleriyle daha sert hıçkırarak ağlamaya başlamışken artık sonumun geldiğini düşünüyodum.Burda bu şekilde ölücektim. Kim bilir cansız bedenimi kimler ne zaman bulurdu? Çocuk bi kolunu ağzımı kapamak için kullanırken diğerini bana sarıp elindeki fenerle koridorun sonunu aydınlatmaya çalışıyodu.
    
   Kulağıma iyice eğilip fısıldadı “ Bunu duyabiliyo musun ?” sıcak nefesi ensemdeki bütün tüylerin diken diken olmasını sağlamışken o ağzımı tutan elini gevşetti.

“ İyi dinle bunu duyabiliyo musun ?!” dedi tekrar. Fısıldıyor olmasına rağmen sesindeki heyecanı ve merakı fark edebilmiştim. “ Ne sesi?” dedim ben de fısıldayarak. Ardından da dinlemeye çalıştım. bi mırıltı sanki birisi şarkı söylüyodu. Ses ilk başta çok cılız gelse de şimdi net bi şekilde duyabiliyodum. Bu bi çocuk sesiydi ve uydurma bi melodi mırıldanıyodu “ la laa la laa la …” ses gittikçe bize doğru yaklaşırken birden aklımda bütün izlediğim korku filmleri canlandı.
  
   Yani bu vakitten sonra olabilecek şeyleri az çok tahmin edebiliyodum. İkimiz de korku filminin baş karakterini  görünce ilk başta afallayıp mal mal ona bakıcak ardından da ayaklarımızı götümüze vur vura koşmaya çalışıcaktık. Ardından her korku filminde olduğu gibi birinin sakarlığının tutup yere kapaklanması gerekiyodu ki o da kesin ben olurdum. Belki şu öküz insafa gelip yerden kalkmama yardım ederdi sonra da arabaya binerdik ama o da neğğğ anahtarlar yok ! Öküzümüz telaşla her yere bakarken ben ' Kesin dötündedir oraya bak’ derdim. Sonuçta biz tam arabayı çalıştırıp gazı köklediğimiz sırada kız birden yolun ortasında belirirdi bizim öküz de salak gibi dreksyonu kırmaya ya da frene basmaya çalışırdı. Ulan mal o zaten hayalet neyin kafasını yaşıyon ?

BÖHH!!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin