Ya öyle bi fren yapılır mıydı ya? Öldürmek mi istiyosun kardeşim. Şuan kanıma bakıyordum sadece. Annem bunu duysa ne yapardı acaba? Kolum kırıldığındaki gibi soğuk ve umursamaz mı dururdu ? Ne saçmalıyorum. Aynı insandan bahsediyoruz. Annem benim için kılını kıpırtadacak son insan. Babam burda olsaydı böyle olmazdı belki. Dolan gözlerimi kırpıştırdım . Ben ağlamıycaktım. Ama şimdilik yastığa başımı koyduğumda yine gözlerimden yaşlar akıcaktı. Her zaman ki ağlayarak uyuyacaktım.
"Çok acıyor mu ?" Dedi bi anda.
Bunu bana soran ilk insan. Dolan gözlerimi şaşkınca açarak ona döndüm. Kapşonunu çıkarmıştı . Hava tam karardığından yüzünün yarısını görüyordum. Gözlerinde takılı kalmıştım. Çok güzeldi gözleri. Kafamı sallayıp önüme dönmüştüm. Gözlerimi kapattım ve gözyaşımın serbest kalmasına izin verdim."Acıyo belliki. Bakayım belki yararım dokunur"dedi.
Kalbim acıyor diyemiyorum. Yapamıyorum. Gözlerimi gözlerine sabitledim. Ve uzun parmakları yarama dokunuyordu. Birden yüzümü ekşilttim. Bu sefer gerçekten yaram acımıştı. Birkaç saniye daha yarama baktı. Sonra hızlı sürmeye yine devam etti. Bu sefer çok hızlı sürmüyordu. Ama yine de benim midem bulanıyordu. Şuan cidden napıcağımı bilmiyordum. Finallerim yeni bitmişti ve sonuçlarını bekliyordum. Yalnız ben ne düşünüyorum. Yaşadığım ne. Hayaller hayatlar yine. Hayat naptım lan ben sana?! Neden bu karmaşadan çıkamıyorum. Şuan nefes alamadığımı hissetmeye başlamıştım.Camlar da açık değildi. Pelin nefes al. Nefes al. Yok olamıyorum. Derin derin nefesler almaya çalışıyorum ama olmuyor. Sadece arabada benim hızlı hızlı nefes alışım vardı. Yanımdaki kahverengi gözlü adamın umrunda da değil gibiydi. Gibi demek olmaz baya öyleydi. Nefes alamıyorum cidden. Hemen camı açmaya çalıştım. Yok açılmıyo. Niye yani ? Ve fark ettim ki. Niye arabamızın camı kilitleme özelliği vardı. Ve camı açma düğmesi sürücü koltuğunun kol koyma yerindeydi. Sakin ol Pelin. Sadece nefes al.
"C-camı aç-çma düğmesine bas. N-nefes alamıyorum. " dedim. Çok zor konuşmuştum.
Bir bana bir de yola bakmaya çalışıyordu. Galiba 4 köşeli olan jetonu düşüp camı aç düğmesine bastı. Hemen camı açıp rahat rahat nefes almaya başlamıştım. Ani bi dönüşle sola dönmüştük. Ve savruldum ona doğru ama o olduğu yerde duruyordu. Yine ani fren yaptı ve arabadan çıktı. Tabi anahtarıda almıştı. Şuan korkuyordum arabadan çıkmaya. Gelip kendisi kapıyı açtı. Kolumdan tutup beni dışarı çıkartmıştı. Çok sıkı tutuyordu. Kapıyı şiddetle kapattı ve kilitledi arabayı. Beni peşinden sürüklemeye devam ediyodu. Her adımda daha da sıkıyordu kolumu. Kızardı ve moraracak mı diye merak ediyordum.
"Kolum çok acıyor " diye haykırdığım doğru. En azından gevşetmişti. Bir motele geldik. Bir kat çıkıp bi odanın önünde durdu. Sonunda kolumu bırakmıştı. Ovuşturuyordum sürekli kolumu. "Beni takip et !" Diye sert sesle beni uyardı. Bende merakla onu takip ediyordum. Kapının kapısını kapattım. Lakin neden burdaydım ben.
"Neden beni buraya getirdin?" Dedim. Bu soruyu cidden merak ediyodum.
"Nereye götürseydim ? Nereye bekliyodun?! " diye hiddetle yaklaştı. Sustum. Ne deseydim bara mı götür yani. Sırt çantamı yere bırakmıştım. O ise yatağa oturmuş yüzünü elleriyle kapatmıştı. Gözlerimi kapatıp derin bi nefes aldım. Hiddetle kapı açıldı ve yanımdaki kahverengi gözlü adamdan bir tane daha mı ?! Sinirli bir şekilde üstüme geliyordu. "Senin ne işin var burda?!" Diyip geliyordu üstüme. Napıcağımı şaşırdım. Gözlerimi kapatmakta çare buldum. Lakin hiçbir şey olmadı. Gözlerimi açtığımda beni buraya getiren adam önüme geçmişti. Beni korumuştu. "Berkay çekil ! Öldüreyim ! Başkomiserin kızı bu ! Şimdi bu kızı arıyorlardır! Ne yaptığının farkında mısın?!" Dedi sinirle ona benzeyen adam. Adı Berkay mış. Galiba ikizler. Ama ben ikizlerin tıpatıp aynı olduklarını hiç bilmiyodum. "Ne yaptığımın farkındayım! Ben sorumluluğu alıyorum anladın mı ?! Şimdi polis arabası var aşağıda. Parmak izlerimi yok et şimdi. " dedi ve arabanın anahtarını fırlattı. Kafasını salladı ama bana sinirli bakmadan da geçmedi. Yüzümde acı bi gülümseme oluştu. Kendi annem beni sevmemişken, bana çöp gibi bakmışken. Ben bu bakışları hak ediyodum. Beni kimse istemiyor benim olmamam lazımdı. Kalbim birden buz tuttu sanki.
"Beni bırak. İkizin doğru söylüyor. " dedim.
Bana döndü ve üstüme gelmeye başladı. O geldikçe ben geri gidiyodum. Sırtım soğuk duvarla buluşunca ürperdim. Çok yakındık. Nefeslerimiz birbirine karışıyordu. Gözlerine baktım.
"O benim ikizim değil. " dedi gözlerime bakarak.
Nasıl ikizi değil ya? Neden çok benziyolardı.
"Nasıl ikizin değil? İkinizde tıpatıp aynısınız. " dedim şaşırarak. O sadece yutkunmayı tercih etmişti.
.
.
.
.
.
Gizemli kişinin adı Berkay. İkizi değilse nedir ? Merak konusu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahın İçindeki Beyaz
ChickLit"Yeşil gözlerinde kaybolmak istiyorum. Yeşiller yolumu bulmamı sağlıyor. Yolumu kaybetmeme izin verme"