Kolyemi tutmaya devam ederek sesin geldiği yöne doğru gidiyordum. Berkay da peşimden geliyordu. Biraz daha ilerledikten sonra adamı bulmuştuk. Ben hemen koşarak yanına gittim. Adam karınından pıçaklanmıştı.
"Bi anda ortadan kayboldun. Sen mi öldürdün adamı?!" Dedim bağırarak Berkay'a. Sonunda o da yanıma gelmişti.
"Ben öldürmedim Pelin. Hem ortadan kaybolmadım. " dedi ve yanıma çömeldi.
Nabzını boynundan kontrol edicekken kolyesini görmüştüm. Benimkinin tıpatıp aynısıydı. Bu kolyelerden 2 tane yapmıştı babam. Bi tane bana bi tane de kendine. Bu adam benim babamdı! Gözlerimdeki yaşlar akmaya başlamıştı.
"Pelin noldu?! Adam yaşıyor mu?!" Dedi hiddetle. Ben cevap veremiyordum. Beni sarsmaya başlamıştı.
"Babam" diye mırıldanıyordum.
"Baban mı ?" Dedi şaşkınlıkla.
"Evet. Bu adam benim babammış" dedim. Ağlıyordum şiddetle.
Nabzını kontrol etti Berkay.
"Ölmüş. " dedi.
Ben hemen kalkarak koşmaya başladım. Nereye gittiğimi bilmiyordum. Berkay bana yetişti ve beni durdurdu.
"Pelin bana bak. Bunu kim yaptıysa bulucağım sana söz veriyorum. "Dedi ve yüzümü avuçları arasına aldı.
"Berkay sen yapmadın değil mi ?" Nolur yapmamış olsun. Yapmamış ol. Lütfen. Sen yapmışsan dayanamam.
"Yapmadım ben. Sana yemin ederim yapmadım. " dedi hemen.
Rahatlamıştım. Ama hâlâ yüreğimdeki acı sönmüyordu. Sönmeyecekti. Sönemezdi. Bu imkansız bir şeydi. Hemen başımı göğsüne koydum. Sardı kolları beni. Güç vermek istermişcesine. Eğer Berkay yapmamışsa kim yapmıştı ?
Kaç dakika öyle kaldık bilmiyorum ama bana çok iyi gelmişti.
"Geri dönelim. Sen Sinem teyze ile kal. Ben kim yapmışsa bulayım. " dedi.
"Hayır. Bende senin yanındayım. Babama sarılamadan kim benden ayırdıysa hesap soracağım. Engel olamazsın bana.
"Pelin lütfen. " dedi. Bu sefer istediğini yapmıycaktım. Beni kim babamdan ayırmış ondan kendim hesap sormak istiyodum. Bu benim hakkımdı.
"Berkay sen yapma. O kişiden hesap sormak istiyorum. Nolur bunu benim elimden alma. " dedim.
Kafasını sallamıştı. Çünkü bu sefer ben doğruydum. Onu anlıyordum ama beni de anlaması gerekiyordu. Babamın yanına döndük. Hemen yanına çöktüm.
"Baba, beni duymuyosun belki. Daha iyi bir yere gittin. Ben 21 yaşıma kadar seni bekledim. Senin gelmeni. Annem senin gitmenin ardından bi adamla evlendi. Annem bana hiç sevgi göstermedi. Senin fotoraflarını sakladı. Sadece senin verdiğin kolye vardı. Onu alamadı. Senin varlığını alamadı benden. Ama bu sefer annem sevgisini aldı benden. Evet kendisi vardı. Ama sadece bedeni. Sevgisi yoktu. Kokusunu giysilerinden alıcak kadar çaresizim. Sende gittin şimdi. Seni hep özledim. Beni o evden kurtarıcağın ile yaşadım. Şimdi ise doktor oldum. Ama sen beni kurtaramadan ben seni kaybettim. Seni hiç tanıma fırsatım olmadı. Üzgünüm baba. Seni çok sevdim. Hâlâ da seviceğim. " dedim.
Gerçekten içimi dökmüştüm. 21 yıl boyunca tek kelime edememiştim. Bunun hakkında sonunda. Babamı bulamamışken kaybetmiştim.
Berkay etrafı kontrol ediyordu. Eğer bunu yapanı bulursam onu yaşatmıyacağım. Beni 21 yıldır babamı görmemişken kaybetmiştim. Yüreğim yanıyordu.
Birden birisi boğazıma bıçak dayadı ve ağzımı kapattı. Berkay'ın arkası dönük olduğu için görmüyordu. Çığlık dahi atamıyordum. Sesim gitmiş gibiydi. Sadece ağlıyordum. Ağlamaktan başka yapıcağım bir şey yok gibiydi. Bir hareket yapsam ölücektim. Berkay sonunda beni görmüştü.
"P-pelin sakin ol. Kurtulacaksın tamam mı?" Dedi. Beni sakinleştirmeye çalışıyordu sözleriyle. Lakin ben gözleriyle rahatlatıyordu.
"Berkay sevdiğin kız ölücek birazdan nasıl hissediyorsun ? Klonun onu birazdan öldürecek. " dedi.
Haklıymışım. Klonuymuş. Lakin önemli olan o değildi. Berkay beni seviyormuş. Şuan nefesim kesilmişti. Ve birazdan ben ölücektim. Babamın yanına giderdim en azından. Ruhumun yavaşça bedenimden ayrılması ile sonsuz bir yolculuğum başlıycaktı.
"Ona dokunma! Bırak gitsin. Senin derdin benim! Onunla hiç bi alakan dahi yok! " dedi Berkay.
Sadece bakıyordum ona. Beni kurtarmaya çalışıyordu. Ben sadece kahverengi gözlerinde kaybolmak istiyordum. Gözümden bi yaş süzüldü.
"Gözlerime bak. Kurtulacaksın tamam mı?" Dedi Berkay. Güven veriyordu bana.
"Son kez sevdiğin kızın gözlerine bak. Özlersin belki! " dedi klonu.
"Nefret ediyorum senden! Niye yaptım ki seni?!" Dedi Berkay.
O mu yapmıştı ? Şuan çok tedirgindim. Ellerim titriyordu. Şuan korkum bi kat daha artmaya başlamıştı.
"Yapmışsın Berkay ! Sen bu kızı yanına almasaydın. Bunlar olmazdı!" Dedi klonu.
Şuan klonun ellerinden kurtulmak için bi şansım vardı. Ya ölücektim ya kurtulacaktım.
Berkay'ın gözlerine uzun uzun baktım. Güven veriyordu bana.Şuan ayağına sertçe bastım ve elindeki bıçak yere düştü. Ve karnına dirseğimi geçirdim.
"Pelin çabuk kaç!" Dedi Berkay.
"Sende gel Berkay lütfen. " dedim.
"Gelemem ben. Sen çabuk kaç. " dedi.
Gözlerine baktım. Yalvarıyordum resmen.
"Hadi Pelin nolur. " dedi Berkay.
Gözümden bir yaş düştü ve hemen koşmaya başladım. Hızlıca ağaçların arasından hemen geçtim. Çok yorulduğum için bi ağacın arkasına saklandım. Ve yere çöktüm. Hıçkırarak ağlıyordum artık.
"Kahverengi gözlü adam seni kaybettim. "
Karanlıkta kaybolmuştum. Siyahın içindeki beyazdım. Ama siyahlar içinde kayboldum.
.
.
.
.
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahın İçindeki Beyaz
ChickLit"Yeşil gözlerinde kaybolmak istiyorum. Yeşiller yolumu bulmamı sağlıyor. Yolumu kaybetmeme izin verme"