Hemen elimi çektim. Sadece gülümsedi.
"Neden bana yardım ediyorsun ? Daha geçenlerde benden nefret ettiğini söyledin. Ne bu yardım yani. Ben nefret ettiğim bir kişiye yardım dahi etmem. " dedim. Çooook merak ediyodum ama. Neden yani bu yardım.
"Belki nefret etmiyorumdur. Nefret en güçlü duygulardan biridir. Ama ben onu sana karşı hissetmiyorum. " dedi.
"Peki. Senden nefret eden bi kişinin yanında niye duruyosun ? Yüzsüz müsün ? Gururun mu yok ? Yanımda durmanı istemiyorsam yanımda durma. " dedim. Yeter ama ne bu yakınlaşmalar. Bıktım.
"Küçük hanım nefret aşka çok yakındır. Dikkat edin de sizden nefret ediyorum derken aşık olmayın. " dedi ve nefesini yüzüme üflüyordu.
"Merak etme. Ben nefreti çok iyi biliyorum. Hem aşık olucağım son kişisin. " dedim meydan okuyarak.
"Çok büyük konuşma bence. " diyip pis pis sırıttı. Haddini bildirirdim de hastanedeyiz sonuçta.
Midemin ağzıma gelmesiyle hemen yataktan kalktım. Berkay bana şok olmuşcasına bakıyordu. Canım çok yansada midemdekileri çıkardım. Ne yesem kuscak mıydım ya? Böyle yaşanmaz ki.
"Şimdi daha iyi misin?" Dedi endişeyle Berkay.
Endişelenmesi gerekmiyordu bence. Normaldi benim kusmam. Kafamı salladım sadece.
"Neden kusuyorsun ki ?" Dedi şaşkınlıkla.
Aslında bu sorunun cevabını bende çok merak ediyorum.
"Bilmiyorum ki. Bazen midemde bir şey yokken bile öğürüyorum. " dedim yere bakarak.
"Pelin bu sorununu çözücem. " dedi ve gözlerinin içine baktım.
"Berkay beni neden bu kadar düşünüyosun?" Dedim gözlerinin içine bakarak.
"Bu sorunun cevabını ben de bilmiyorum. İçimde bi ses sana yardım etmemi söylüyor. " dedi.
Şuan ne düşüneceğimi ben de bilmiyorum. Lakin içimden ona sarılmak geçiyor. İç sesim neden böylesin ? Ama sarılmak bana iyi gelicek galiba.
Sarıldım ona. Şaşkınlıkla bana bakıyordu. Sarılmasa da olurdu. Annemden bunu hissetmiştim. İçimde bi beklenti vardı yinede.
Birden güçlü kolları bedenimi sardı. Derin nefesimi geri verdim. İhtiyacım vardı sarılmaya."Küçük hanım bana sarılmak çok istiyomuşsunuz. Daha önce söyleseydiniz sarılırdım. " dedi ve hemen çektim kendimi.
"Çıkın lütfen. Yalnız kalmak istiyorum. " dedim
"O biraz mümkün değil. Yemeğini yiyeceksin. " dedi
Sanki yemek çok kolaydı da.
"İstemiyorum ya ben sadece yalnız kalmak iatiyorum." Dedim
"Neden böylesin ? Neden yani?" Dedi
"Ben nefret ettiğim kişiye böyleyimdir. Başka sorununuz yoksa kapının nerde olduğunu biliyorsunuz. " dedim
Sadece bana bakıp çıkmıştı. Sadece bir bakış değildi o. Anlamını bilmiyordum ve çokta merak ediyordum.
Yatağa tekrar yatmıştım.
Düşünüyorum da neden geri döndü? Ben döndüm çünkü burda bi hayatım vardı. Gökçe vardı daha önemlisi. Zaten ondan 1 yıl ayrı kalmıştım.
Ama neden o döndü ? Hele ki karşıma çıkması çok tuhaf. O gece bana git diyen o değil miydi ? Şimdi ne bu dönüş ? Hayat ne zorsun. Yok bi de aynı hastanede karşıma çıktı.
Derin bi nefes aldım. Ve yatağa daha çok gömüldüm. Gözlerimi hemen kapattım.
Ama o bahçedeki bisiklet yarışımız geldi. Bi an için güzel vakit geçirmiştik. Sonra Nehir düşmüştü. Aynı endişeyle koşarak yanına gitmiştik.
Hemen gülümsedim.
Sonra benim başımın dönmesiyle bana endişe duymuştu. Hatta zorlu çorba içirmişti. İlk sarılmamız ordaydı ya. Sonra ise gıdıklama olayı. İlk defa gözlerinin içinin güldüğünü görmüştüm.
Hemen gözlerimi açtım. Gülümsüyor muydum ben? Yok artık. Ne gülümsiycem. Olmaz öyle şey. Hem niye Berkay' a güliyim Nehir' e güldüm bi de.
Mesaj sesi gelmesiyle telefonumu elime aldım.
Bilinmeyen numara :
"Beni göremediğin, seni izlemiyorum anlamına gelmez. "İçim korkuyla kaplanmıştı. Ne bu ya ? Beni göremediğin seni izleniyorum anlamına gelmez.
Birden kapı açılma sesi. Acaba o kişi mi gelmişti.
.
.
.
.
.
.
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahın İçindeki Beyaz
ChickLit"Yeşil gözlerinde kaybolmak istiyorum. Yeşiller yolumu bulmamı sağlıyor. Yolumu kaybetmeme izin verme"