Merhem

20 4 10
                                    

Sinem teyze tepsiyi önüme koydu ve ona minnetle baktım.

"Kızım sen çok zayıflamışsın. Sen bana gelip yemek yiyorsun hep. " dedi Sinem sultan.

"Ama sultanım günahımı alma. Yiyordum ama kusuyordum hep onun için 1 yıldır doğru dürüst yemek yiyemedim. Bu zayıflık benim isteğimden değil yani. " dedim ve çorbamdan bi kaşık aldım. İçim ısınmıştı resmen.

Arada tepsideki patateslerden ağzıma atıyordum.

"Deniz gözlü hanım naptınız ben yokken?" Dedim gülümseyerek.

"Okula başladım Pelin abla. " dedi ve eğitim sistemi tam bi rezalet diye düşünmeden edemedim.

"Kolay gelsin be deniz gözlü " dedim. Sonunda çorba bitmişti. Patateslerdeydi sıra. Mayoneze batırarak yiyordum ve harikaydı. Bu lezzeti çok özlemiştim.

"Sinem sultan her öğün burdayım ben. Ordaki yemekler seninkilerin yanından bile geçemez. " dedim hayranlıkla.

"Gavurun yaptığı yemekten zevk mi alınır ? Sen bunun için zayıfsın. " dedi ve ellerimi kaldırdım teslim olur gibi.

"Bir şey demedim Sinem sultan. " dedim ve patateslerim de bitmişti. Bunun için çok üzülüyordum ya. Keşke biraz daha olsaydı. Bunu dile getirsem Sinem sultan beni patatese boğar. Bu riski göze alamıyordum.

"Hadi bize müsade. Hastaneye gidelim artık biz. " dedi Berkay ve sessizliğini bozdu. Hiç üstüme alınmadım.

Yerimden kalkmaya bile uğraşmadım. Sinem sultan bana gülerek bakıyordu.

"İnatçı Sinem sultan. Bana da yazık değil mi ?" Dedi Berkay kendini acındırarak.

Hiç ona bakmadım bile. Nehir de gülerek bizi izliyordu.

"Pelin hadi kızım. Hastaneye gidin. Yarana baksınlar. " dedi Sinem Sultan.

"Sinem sultan benim yaram önemli değil ki. Onu düşünmüyorum bile. " dedim.

Gerçekten önemli değildi. Sadece annemi düşünüyordum. Çok mu düşünmüştü ? Kimi kandırıyorum. Beni düşünecek son insan.

"Pelin annen seni merak etmiştir." Dedi Sinem sultan.

Bi anda kalktım. " O kadın benim annem değil! O kadın anne olmayı hak etmiyor! Bu konu tartışmaya kapalı ! Ben onun kızı değilim ! O benim annem değil ! Bu böyle bilinsin. " dedim hiddetle.

Sinem teyze bana şok olmuş gibi bakıyordu. Ama içimdekiler buydu. Berkay yanıma geldi.

"Tamam asi kız. Gidelim. " dedi.

"Çok gitmek istiyosan kapının yerini biliyosun. İstemiyorum seni diyorum. Neyini anlamıyosun. " dedim gözlerine bakarak.

"Konu beni senin istemen değil. Konu senin yaran. " dedi ve beni kucağına aldı.

"Bıraksana beni ! Pisliksin ya ! Gelmek istemiyorum hastaneye filan! " diye söyleniyordum. Ama beni takan kim. Sinem teyze bize gülerek bakıyordu.

"Görüşürüz Sinem Sultan. Ben bu inatçı kızı hastaneye götüriyim gelirim ziyaretine " dedi Berkay. Sinem teyze gülerek başını salladı.

Berkay'ın hâlâ kucağındaydım. Vuruyordum ama çocuğun umrunda mıydı? Tabiki hayır.

"Bırak beni ya. İstemiyorum hastane filan. Sana ne? Çok umrundayım sanki. " dedim ama cevap verende yoktu. Hemen bi arabanın önünde durdu. Ve nasıl başardıysa kapıyı açıp beni koltuğa sakince bıraktı.

Bırakırken canım yanmıştı.

"İyi misin ?" Dedi endişeyle.

"Bu soru can sıkıcı. Belli olmuyor mu ordan. Değilim işte " dedim ve hemen kapıyı kapattı çıkmamam içinde kilitledi. Binene kadar kilitli durdum.

"Söz dinlemeyi öğrensen bunlara hiç gerek kalmaz. " dedi

Çok biliyon sen ? Oy zekanı sevsinler.

"Senin lafını dinlemiyorum ben. Sana inadım yani. " dedim.
Bi kaç dakika sonra hastanedeydik.

"Tamam yürürüm kendim. " dedim. Odaya gelmiştik. Of ya of

"Senden başka doktor yok mu ya ? İstemiyorum seni. "Dedim.

"Yok canım yok. Hadi yarana bakayım. " dedi.

"Göstermiyorum yaramı. Zorunda değilim. " dedim.

"Cidden çok inatsın. " dedi.

Bana bilmediğim bir şey söyle.

"Ya iyiliğin için diyorum. Bakayım nasıl olduğuna. " dedi.

"İyiliğimi istemeye ya. " dedim

Yatağa yatmıştım ama yaramı göstermiycektim.

"O dediğin olmadı işte küçük hanım. " dedi. Ve malzemeleri getirdi. Ama ben göstermiycektim. Bana ne yara benim. Göstermiyorum.

"Pelin bütün gün burda duramam. Başka hastalarda var." Dedi.

"Kapı orda. Ben göstermiyeceğim dedim. " gıcık bir şekilde gülümsedim.

"Hayır. Gitmiyorum yarana bakmadan asla. " dedi. Bu sefer kararlıydı.

"Pelin bak acıyor biliyorum. İzin ver bakayım. " dedi.

"Güvenmiyorum sana. Acıtıcaksın. " dedim. Ama doğruydu dediklerim.

"Yalan borcum mu var sana. " dedi.

Kafamı salladım. Yaram karnımdaydı. Onun için göstermek de istemiyordum.

"Yarayı tekrar temizleyeceğim ve merhemi süreceğim. Ama benim için t-shirt ünü kaldırman lazım. Tamam mı?" Dedi.

Sadece kafamı sallamıştım. T-shirt ümü kaldırdım. Hüzünle baktı yarama ve yarayı temizlemeye başladı. Çok acımamıştı. Eline merhemi aldı ve kapağını açtı. Biraz aldı. Merhem çok soğuktu. Merhemin soğukluyla ürperirken dokunduğu yerlerler yanıyordu. Canım acıyordu. Yatağa koymuş elini hemen tuttum ve gözlerimi kapattım. Biraz daha sürdükten sonra hem merhemin soğukluğuyla hem dokunduğu yerlerin yanmasıyla değişik olmuştum.

"Bitti. " dedi ve t-shirtimü indirdim. Lakin hâlâ elini tuttuyordum. İkimizde ellerimize bakıyorduk.
.
.
.
.
.
.
.

Siyahın İçindeki BeyazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin