SUZİ

19 2 0
                                    

Koridorda tek başıma oturuyorum. Herkes derste ama "suzi" derste değil o merdivenlerde kafasını merdiven kollarının demirlerine sokmaya çalışıyor çünkü o koca topuzlu kadın ona derin çık dışarıya! diye bağırmış, bir kere ben derin değilim demiş kadın tutmuş kolundan atmış onu sınıftan! niye mi atmış? sınıfın ortasında sıraya çıkmışım da bağıra çağıra "Biiiiz Altın Gözlü Periyodik Kanatlı Tek Boynuzlu Atı Olan Uzay Savaşçısı prenses Şeftaliyiiiiz! " demişim sonra koca kafa bana kızmış diye bir kitabı kafasına atmışım, tahtaya kafa atmaya çalışmışım bide kızların kafasına sakız yapıştırmışım bir kere bunlar normal şeyler tamam mı? her insan yapar hele ki "suzi" derini çok özleyen suzi yapar..

sınıfın kapısı açıldı "yaşasııın mewniniler beni götürmeye geldileeeeer!" diye bağırdım ama maalesef çok uzun boylu bir çocuk oturdu yanıma "derin sen iyi misin?" diye sordu. hadi canım ben derin değilim ki niye herkes derin diyor bana? neyse ona "Ben derin değilim ki ben suzi " çocuk çok farklı baktı, "maviş gözlü çocuk" 

'acaba gözlerine parmağımı batırırsam ne olur?'  diye düşünürken,

"derin.. yani suzi, sana ne oluyor? bir gün öylesin bir gün böyle, yani ben.. anlayamıyorum sen bir günde nasıl bu kadar farklı davranabilirsin? bir de suzi ne?" diye sordu kocaman gülümsedim "suzi benim adım ve 6 yaşımdayııım, ben farklı davranmıyorum senide tanımıyorum yoksa beni mewniye mi götürmeye geldin ey dostçuk?" bu söylediğimin ardından endişeyle baktı

"mewni'de ne ? bir de nasıl 6 yaşında olursun? bu sorduğum soruların saçmalığına gülsem mi ağlasam mı?!" canım çok sıkıldığı için kalktım, oyuncak pepuş'u mu aldım ve onunla birlikte dönmeye başladım çok eğleniyordum, çünkü bu derinin en sevdiği oyuncaktı. O maviş gözlü çocuk kolumdan tuttu ve beni kendine çekti gözlerinin içine bakıyordum ve yine aklımda o soru vardı.....  'acaba gözüne parmağımı soksam ne olacak?' konuşmaya başladı "derin yani suzi sorduğum sorulara cevap istiyorum!" dedi. burnumu kıvırdım ve yine kalktığım yere oturdum. 

"bak şimdi maviş gözlü çocuk, mewni benim geldiğim gezegen biz, derin kötü hissettiğinde hep oraya kaçardık ve ben derin olmadan oraya gidemiyorum, evet 6 yaşımdayım yani derin 9 yaşındayken ben doğdum o,  Suzi gel! , Suzi gel! ,Suzi gel! deyince onuda alıp birlikte mewniye giderdik o çook uzun zamandır beni çağırmıyor ama ben biliyorum o ben olmadan çok korkar o adam onu bulabilir..."  

maviş gözlü çocuk bana kaşlarını çatarak bakıyordu ama anlattıklarım doğru benim " suzi o adam kim?" bu soruyu duyduğumda yutkundum konuyu dağıtmak için sebep arıyordum.. "suzi o adam kim dedim lütfen cevap verirmisin!?"
Aslında çocuk şimdiye kadar tüm bunların derinin hayal gücünden oluştuğunu düşünüyordu ama şimdi içini bir huzursuzluk kaplamıştı....
 
"ımm, şey, o adam şey ya adam işte hani adam yani adama benziyormuş  insanmış biliyomusun? yaa"

 "suzi dedim!" anlatacaktım... umarım derin bana kızmaz umarım..

 "bak şimdi maviş gözlü çocuk, o adam çok kötü çok çok kötü biri derin bana anlattı o adamı, o dolapta saklanırken yanında bir tek ben vardım ve 4 gün boyunca o dolaptan hiç çıkmadık, o adamın çıkardığı korkunç silah sesleri ve balta seslerini duymamak ve korkmamak için hep beni çağırırdı bende onu alıp mewniye götürürdüm, mewni' de onun ailesi de vardı. Şeker ağaçlarının olduğu bir dünya düşün imkansızlık diye bir şey yok işte orası mewni'ydi ama derin dolaptan çıktıktan sonra beni hiç çağırmadı, ben hep o dolapta onun gelmesini bekledim ve hala da bekliyorum ben derini.. derini çok özledim mewniyi de çok özledim....." bana baktı ve sadece baktı bir şeyler düşünüyordu yine soru soracağı belliydi ama benimde bildiğim pek bir şey yoktu.. 

YALNIZ KALABALIK(DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin