Cansu

54 10 5
                                    

Aynada ki görüntüme memnuniyetle baktım. Bir saatlik hazırlanmanın sonucunda hazırdım. Vizon rengi tiril elbisem, kırmızı topuklu sandaletlerim ve kırmızı rujumla tam olarak ben olmuştum. Çantalarımın arasından kombinime uygun birisini seçerek gün içerisinde gerekli olabilecek tüm malzemeleri koydum.

Evden çıkarken babişkomu öptüm, cici anneme de gülerek! selam verdim. Arabama atlayarak okulun yolunu tuttum. Yeni dönem başlamıştı. Milenyum gençleri kıpır kıpır ve deli doluyduk. Belki de sadece ben öyleydim..

Her zaman ki gibi okula gitmeden önce kulübe uğrayarak filtre kahvemi aldım. Okulun bahçesine girdiğimde bizimkilerin geldiğini arabalarından anlamıştım. Park ettikten sonra A bloka doğru ilerledim. Bakışlar üzerimdeydi. Her zaman olduğu gibi. Ayaklı moda ikonu yürüyordu sonuçta. Bir kaç kişiyle selamlaşarak kantinde ki yerimize ilerledim. Genelde cam duvarın yanında ki masalardan birinde otururdu bizimkiler. Ve bugün de öyle olmuştu. Yanlarına ilerledim hızla.

"Selam gençlik"

"Selam güzellik" İlker'e gülümseyerek oturdum. Çocukluk aşkımdı. Ama sonrasında arkadaş kalmayı tercih etmiştik. Hoş, şimdi hayatımıza birçok kişi girip çıkmıştı. İlker'in yeri başkaydı. Arkadaş olarak kalmak ikimiz içinde daha iyi olmuştu.

"Naber Hakan?" Kahvesini yudumlayan Hakan bana dönerek gülümsedi. "İyidir Cansu. Senden naber?"

"İyi benden de" Yanımda oturan suratsız Alara 'daha dün görüşmüştünüz ama neyse!' gibi bazı şeyler geveledi ağzında. Aldırmadım. Biraz gıcık olsa da yakın arkadaş sayılırdık. Hakan'a bakarak devam ettim konuşmaya " Ee, senin ki gelmemiş bakıyorum da!"

"Benim ki derken" Kaşları çatılmıştı. "Bak! Belçim'den bahsediyorsan.."

"Ne Belçim'i ya! Belçim mi kaldı Allah aşkına."

"İyi" Belçim konusunu kapatmamdan dolayı rahatlamış olmalıydı. "Bunu anlamana sevindim." Kahvesini yudumlarken güldüm ve konuştum.

"Ben Almila'dan bahsediyorum. Hani şu yeni komşunuz!" Diyerek göz kırptım. Hakan genzine kaçan kahveyle öksürmeye başlarken daha çok gulmüştüm. Melih bana ters ters bakarken sırtına vurdu bir kaç kez.

"Yuh artık Cansu" diyen Alara'ya baktım.

"Aa. Neden 'yuh' diyorsun?" Alara göz devirmekle yetinirken İlker araya girdi.

"Nedir senin bu Hakan'ın başını bağlama derdin?!"

"Sadece canım arkadaşımın iyiliğini istiyorum. Arkadaşımı sürtük kızlara kaptıracak değilim herhalde!"
Hakan çocukluk arkadaşımdı ve hep en iyisini hak ediyordu. Çünkü o, her zaman en iyiydi. Mükemmelin vücut bulmuş hali gibiydi.

"O kızın sürtük olmadığı ne malum?"

"Saçmalamayı keser misin Alara! Arkadaşın hakkında düzgün konuş bence."

"Nereden arkadaşım oluyormuş acaba!"

"Benimle arkadaş olacağına göre!" Bazıları fazla bilmiş derdi benim için. Bazıları kendini beğenmiş derdi. Ben ise aldırmazdım. Çünkü ben, buydum. Dediklerinin hepsiydim. Herkes kendini beğenirdi, herkes bilmişlik taslardı. Ben, sadece bunu açığa vuruyordum.

MİLENYUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin