Takip

48 7 9
                                    

Bazen, insanın kafasında kurduğu düzen yıkılır. Sarışın seviyorum diyenler, esmere aşık olur. Mor hayranı olanlar, kırmızı döşetir evini. Kafalarda oluşan tabular, aslında bir şahsın gelip yıkmasını bekler..
İnsanlar farkında değildir ama, zamanla tabuları yıkılır. Yerine yenisi gelir belki.. Elbet o da bir gün yok olur.
'Kimse boşanacağını düşünerek evlenmez' gibi bir durum. 'Kimse, nefret etmek için sevmez..'
Ama kader bu! Herşey olur.. Hiç beklemediğin anda.

Yeni başlayan gün, Almila için dönüm noktasıydı aslında. Farkında olmuş olsa böyle şeyler düşünür müydü, bilinmez. Ancak bir defa kafasına koymuştu. Bora'ya yakınlaşacak ve onun nasıl birisi olduğunu anlayacaktı.
Belki, psikoloji'ye olan merakıydı; ona bu denli çekilmesine neden olan. Belki, hayatını kurtarmış olmasıydı..
Merakta kalmayı sevmeyen bir yapısı vardı. Bir işe başlamak için uzunca düşünür, karar verdikten sonra caydığı pek görülmüş değildi.

Bora'yı tanımaya karar vermişti.

Siyah bir gömlek giyerek ucunu bağladı. Beyaz kot pantolonu da bacaklarına geçirdi. Genellikle sadelikten yanaydı ancak aksesuar vazgeçilmeziydi. Özellikle metal parçalar..
Siyah deri bilekliğinin yanına uyumlu metal parçaları geçirdi. Küpe ve yüzük tercihlerini de metalden yana kullanarak kombini tamladı. Genelde dağınık sevdiği saçlarının ön tutamlarını tel tokalarla sabitlemişti. Dün ki görüntüsü zihnine düştüğünde sinirle derin bir nefes aldı.

Çantasını aldıktan sonra odasından çıkaran hemen sol tarafında kalan odaya girdi. Annesi yoktu. Yetişmek umuduyla salona indiğinde etrafı toplayan Mabel ile karşılaştı.

"Annem çıktı mı?"

"Evet efendim" dedi, kadın. Almila'nın telaşına anlam verememişti.

Oflayarak mutfak girdi. Masada kendisi için hazırlanmış kahvaltılıklardan biraz atıştırdı. Kahve yerine çay tercih ederdi. Çayının son yudumlarını bitirdikten sonra, kafasında tonlarca yük yapan sorularla yola koyuldu.

Okula geldiğinde dersine yarım saat kadar vakti vardı. D blok yerine, ortak kantinin bulunduğu A bloka ilerledi.
Kantine girdiğinde aradığı kişiyi bulmanın verdiği rahatlıkla cam kenarında olan masaya ilerledi. Bakışların kendisine döndüğünün farkında olmadan Cansu'nun karşısına oturdu. Konuşulması gereken şeyler vardı.

"Selam," dedi.

Her zaman kinin aksine karşılık veren; Alara idi. Cansu, özenle kahvesini yudumladı, telefonuyla meşgul olmaya devam etti. Almila'ya bakmamaya gayret ediyordu. Karşısına oturmuş, ne diyecekti acaba? Bir aydır tanışıyor olmalarına rağmen onun hakkında ve denli az bilgiye sahip olmak kendisini geriyordu. Bazen, onu tehdit olarak görmeden edemiyor bazen de, bu fikrini yerle yeksan edecek şekilde ona yakın hissediyordu. Dün geceden sonra iyice ikilemde kalmıştı. Ve şuan yapacağı konuşmayı -belli etmese bile- merakla bekliyordu. Çünkü açıklamasını analiz ederek onun hakkında kararlar verecekti.

Almila, karşısında ki kızın düşüncelerinden habersiz yapacağı açıklamanın başlangıcı olarak tedirgince "Cansu," dedi.

Alara, aralarında ki gerginliği farketmiş ve keyifle tartışmalarını bekliyordu. Bu kız da sevemediği şeyler vardı. Bir anda arkadaş grubunun içine girmiş olduğu yetmezmiş gibi herkesin ilgisini çekiyordu. Cansu yüzünden ikinci sırada kaldığı yetmezmiş gibi şimdi üçüncü sıraya atılmak hoşuna gitmemişti.

MİLENYUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin