Hızlı olmaya çalışan adımlarla eve gitmeye çalışırken arabamı getirmediğime lanet okudum. Buraya yakın olduğu için arabamı almamıştım. Ama Londra'nın değişken havası beni ilk günlerden delirtmişti. Montuma sıkıca sarılıp insanlara çarpmadan yürümeye çalıştım. Duyduğum sesle arkama bakarken kaşlarımı çattım. Bulunduğum yerin yan tarafındaki arka sokağa baktığımda cılız bir ışık yayan sokak lambasının altında yatan birini gördüm. Geçip gitmek isterken ayağa kalkmış olan vicdanımdan ara sokağa girerek adamın yanına ilerledim. Biraz önceki hızlı tavırlarımdan eser yoktu. Korkakça yaklaştığımda bunun sarışın genç bir çocuk olduğunun farkına vardım. Kafasında biraz kan vardı, yüzü morluklar içerisindeydi ve tişörtünün üst tarafı yırtılmıştı. Abimin hep dalga geçtiği -çantamda ilk yardım setini taşıdığım içindi- ilk yardım setini çıkardım. Hızla işimi yaparken tanıdık gelen yüzünü zihnimde tarattım. Bu One Direction'dan Niall Horan'dı! Müzik şirketleri bu sıralar babamla anlaşma yapmaya çalışıyorlardı. Hah! Klişe. Telefonum çalarken ilk yardım işlemine ara verdim. Abim.
''Efendim abi'' Sesimin normal çıkmış olmasına özen gösterdim.
''Naber güzellik? Seni görmeye geldim. Her şey yolunda mı diye bakmak için ama şirkette yoksun. Neredesin?'' Endişeyle dudağımı ısırdım. Abime şimdi çok ihtiyacım vardı.
''İyiyim abicim. Sana ihtiyacım var.'' Hızla bir şey demesine izin vermeden nerede olduğumu tarif edip yine cevap vermesi için zaman bırakmayarak telefonu kapattım. Umarım arabayla gelmiştir.
5 dakika sonra bulunduğum ara sokağın başında acı fren sesi duyuldu. Hızla koşarak buraya gelen abimi görünce rahatladım. Şaşkınlıkla bir bana bir de Niall'a bakarken daha sonra anlatacağımı söyleyip bana onu taşımam için yardım etmesini istedim. Neyse ki bir şey demeden kabul etmiş ve Niall'ın ağır bedenini arabaya taşıyıp eve götürene kadar da ağzını açmamıştı. Niall'ı misafir odasına yerleştirdikten sonra koltukta oturan abimin yanına gittim.
''Her şeyi baştan sona anlatıyorsun. O pop starla ne işin vardı?''Derin bir nefes alıp sözümü kesmeden beni dinlemesi için tanrıya dua ettim.
Birkaç dakika sonra abimin kafasındaki tüm soru işaretleri gitmemişti tabiî ki. Onun bu hale nasıl ve niçin geldiğini bilmiyorduk. Ama gerçekten kötü bir haldeydi.Abimle biraz oturup evdekilerden bahsettikten sonra abim kendi odasına -evet benim evime kendisi için oda yaptırmıştı- giderken bende su içip kendi odama gittim.Umarım yarın güzel bir gün geçiririm.Tanrım hayatımda yeterince heyecan var zaten.Başka bir şey çıkmasın.Bunlar benim uzun boylu zayıf güzel vücudum için çok fazla.(Tamam abim yüzünden kendini beğenmiş olabilirim!)Kendi ayaklarımın üzerinde durmak ve babama onlar olmadan da yapabileceğimi,normal bir kız olduğumu kanıtlamak istiyorum.Bunun için bana izin ver.Amen...
Merhaba aslında oturup hikayemin keşfedilmesini bekleyecektim.Ama arkadaşımın ısrarlarına dayanamadım.İyi okumalar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♣Obsession n.h.
Fanfiction'Cursed' serisinin ilk kitabıdır. @MnchstrUnited Kapak için @MinHosbear 'a teşekkürlerimi sunuyorum. ^^ ©Tüm hakları saklıdır.