♣Bölüm 9 "I think i like him."

80 7 2
                                    

Niall'la o günden sonra görüşememiştik.Yani yüz yüze. Onların konser turları başlamıştı. Ve biz de telefondan görüşüyorduk.  Svetlana ile konuşmuyorduk. Yani ben çok meşgul oluyordum ve Alexis ile zaman geçiriyorduk. Çok iyi bir kızdı. Svetlana mesaj attığında da cevap veremiyordum. Aslında neden bilmiyorum. Sanırım aramızdaki arkadaşlık bağlarımız kopmuştu. Bilmiyorum.Ama umarım yeniden  düzeliriz.

Ve Matt o günden sonra sesini hiç çıkarmamıştı. Konuştuğu zaman sadece özür diliyordu ve azimle çalışıyordu. Aramız düzelmişti. Aslında çok iyi bir çocuk olduğunun farkına vardım. Ve arkadaş olduk. Alex , ben ve Matt beraber takılıyoruz.

Her neyse.

Neredeyse yaz geldi ama Londra'da havalar tam yerine oturmadı. Hala sabah keskin soğuk oluyor.Şimdi ise tişört giyip üzerime deri bir ceket aldım. Şirkette şef olduğumdan beri etek yerine pantolon giyiyordum.

Hazırlanma işlerim çok uzun sürmüştü. Hiçbir zaman tam vaktinde gidemiyordum zaten. Okul yıllarımda böyle geçmişti.

Anahtarımı alıp çıkacakken duvarda Alexis ben ve Matt'in bowling'e gittiğimiz gün çektirdiğimiz fotoğraf takıldı. Gittiğim her yerden o günü hatırlatacak şeyler almayı seviyordum. Kalbim teklediğinde Matt'in fotoğrafına bir kez daha baktım. Ortamızda durmuştu ve ikimizin beline de sarılıyordu.

Şey..ondan hoşlanıyordum sanırım.

Niall var diyecek olursanız onun başka ünlülerle adı çoktan çıkmıştı bile. Gerçeklik payı ne kadar bilmiyorum. Genellikle Niall'ı arayan ben olmuyorum ve bugünlerde o da aramıyor.

Orada dikilmeyi kesip çıktığımda karşımdaki kişiyle duraksadım. Yüzünü göremiyordum çiçeklerden.

Kalbim 'Matt!' derken bende seslendim.

"Matt?" Karşımdaki hiç ses çıkartmadan çiçekleri bana uzattığında aldım.

"Hayır, Niall. Matt sana böyle çiçekler mi getiriyor? Yoksa onunla konuşuyor musun hala? Yaptığı saygısızlıklardan sonra?" İki kişinin arasında kalmaktan nefret ediyordum.

"Niall seni çok özledim!" diyerek boynuna atladım. Çıkış yolu konuyu değiştirmekti sanırım.

"Konuyu değiştirmeyin bayan." ciddi bir şekilde konuştuğunda yüzümü asarak geri çekildim.

"Ya çok özür diledi Niall. Hem öyle biri değil ki. Çok üzülmüştü bende kıramadım." Yüzü acıyla buruştu. Ya da ben öyle sandım.

"Ondan hoşlanıyor musun yoksa?" Sanırım yüzünde gördüğüm şey tiksintiydi. Cevap veremedim.

O ise delirmiş gibiydi. Çok bağırmaktan çekiniyordu. Ama bir o tarafa bir bu tarafa volta atıyordu. Kolundan çekiştirip arabama bindirdim.

''Ne yaptığını sanıyorsun?Hayranları etrafımıza mı toplamak istiyorsun?''diyerek kızdım.

''Asıl sen ne yapıyorsun? Nasıl ondan hoşlanırsın?Bunu nasıl yaparsın?Sen-'' O konuştukça ben daha fazla sinirleniyordum.

''Onu seviyorum tamam mı? Sanane?Seni neden ilgilendiriyor? Hem neden sevmeyecekmişim onu?'' Gözlerinde hayal kırıklığı ile bakarken aklıma bir sürü şey dolmuştu.

Niall senden hoşlanmış. Niall çok iyi kalpli. Niall en kırılgan olanı.

Dudağımı kendime acı çektirmek adına sertçe ısırdım. O benden hoşlanmıştı. Ama hala sürdüğünü nereden bilebilirdim ki?

''Yüzündeki ifadeyi sil. Benim tek yapmak istediğim seni korumaktı. O Matt seni kırdığında hala beni karşına alıyor olabilecek misin merak ediyorum.'' Sertçe söylediği sözlerden sonra kalbimi kırarak devam etti.

♣Obsession n.h.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin