3.Bölüm ‘’Nefret.’’
Birkaç dakika geç kalsam da Bayan Miranda’ya yakalanmadan kendi masama oturabilmiştim.Masama bırakılan notlara bakarsak Bayan Miranda benim geç kaldığımı görmüştü.Hızla müşterilerin istediği gibi tasarımlar yapmaya başlamadan önce kendime bir kahve almıştım.Kafamı toplamam gerektiğinde kahve bana çok yardımcı oluyordu.Eğer kahveyle evlenmeye izin veren bir ülke varsa hemen oraya gitmeliydim.Kendi kendime gülümseyip çizimlerime başladım.
Çizimlerimi yaparken kahvem bittiği için bardağımı alıp kahve makinesine giderken bir yandan da etrafa göz atıyordum.Birine çarpmamla bakışlarım önüme döndü.Önümdeki kişi ‘’Yandım!!’’ diye bağırırken kaşlarımı çattım.
‘’Bardak boştu seni gerizekalı!’’ Sesimi algılamasıyla yaptığı malca hareketlere son verirken herkesin bize baktığını fark edip karşımdaki kişiyi –evet daha yüzünü görme şerefine erişememiştim- tuttuğum gibi kendi ofisime çektim. Kapıyı kapatırken daha ilk günden herkese rezil olmayı başardığım için de kendimi tebrik ettim. Arkamı dönüp koltukta oturan kişiye baktığımda gözlüklü, kapüşonlu biriydi. Tek kaşımı kaldırdığımda kafasındakileri çıkarmıştı. Çakma sarı saçlı Niall’ı gördüm. Şaşkınlıkla ona bakarken bana masumca sırıtıyordu.
‘’Senin burada ne işin var?’’ Soran gözlerle ona baktım.
‘’Ben teşekkür etmek için geldim.Ve birkaç şey getirdim.’’Eliyle önündeki Starbucks poşetini gösterdiğinde burayı nasıl bulduğunu sormadan direk poşete atıldım.İçindeki kahve ve çikolataları çıkardığımda onlara devlet hazinesiymiş gibi bakıyordum.Niall bu tavrıma ve yüz ifademe kahkaha atarken bir kahveyi ve dört tane çikolatayı alarak masama ilerleyip koltuğuma oturdum.O da diğer kahveyi alırken kahvemden bir yudum alıp ona sordum.
‘’Sen burayı nereden buldun?’’ Gözlerimi kısarak tuhaf bakışlarımı yolladım.Kaşlarını çattı.
‘’Seni abinle buraya bırakmıştık ya.Sonra abin beni grup evine bıraktı çocuklar çok endişelenmişler.Bende onlardan kaçmak-‘’ Ona bakış attığımda sesini kesti.Bir de abim bana çok konuşuyorsun derdi.Hayır.Yani Niall’ın konuşmasını istemediğim için değil ayrıntıya gerek yoktu sadece.
‘’Pekala aklımdan çıkmış olmalı.Kahve ve çikolatalar için teşekkür ederim.Bana teşekkür etmene gerek yok.Klişe olarak kim olsa aynı şeyi yapardı demeyeceğim.Çünkü artık insanlar her şeye kulaklarını tıkıyorlar.Şimdi.Gidebilirsin’’ Yüzüme sinir bir gülümseme yerleştirip Niall’ın yüzündeki afallamaya baktım.Sanırım ona böyle davranılmasına alışkın değildi.Ama ben zaten sosyetenin elinde büyümüş gibiydim.Nerede, nasıl davranacağımı iyi bilirdim.Ş-şey.Aslında buna bende inanmıyorum.Dengesiz hareketlerim var.
Niall’ın ayağa kalktığını hissettiğimde onu yolcu etmek için bende ayağa kalktım.Gözlüğünü geri takıp kapüşonunu kafasına geçirdi.
‘’Çikolatalar kalsın.Onları çok seviyorsun.’’ Deyip göz kırptığında bende gözlerimi devirdim.Kahvesini eline tutuşturup sırtından iteklerken yavaş olmam hakkında bir şeyler söylüyordu.Onu ofisimden dışarı edebildiğimde yine herkesin gözü bizim üzerimizdeydi.Ama neyse ki Niall’ı tanımamışlardı.Gözlerim bana sert bakışlar atan Bayan Miranda’ya takılırken yutkundum.Başını iki yana sallayıp kendi ofisine giden koridora ilerledi.Babama bir şey demeyecek olmasını umdum.
Niall gittikten sonra koşar adımlarla yeniden ofisime girip stor perdelerimi kapattım.Çizimlerimin başına geçtiğimde kahvemin soğumamış olmasına sevinerek çizimleri tamamlamak için konsantremi toplamaya çalıştım.Bir düğün organizasyonuydu.Üzerinde yazan bilgilere göre her masada leylak bulunacak,masaların örtüleri kesinlikle beyaz olacak,mihrap olmayacak,kır düğünü olacak,masa örtülerinin kenarlarında altın işlemeler olacak,müzik orkestrası için ayrı bir köşe ve sahne olacaktı.Ve daha nice istekler.Sanırsın ki kraliyet ailesinden Prens Harry evleniyor.Kafamı iki yana sallayıp çizimi bitirdikten sonra Bayan Miranda’ya göstermek için ofisine doğru adımladım.Hala herkesin bakışları üzerimdeymiş gibi hissediyordum.Kapıya vurup ‘girin’ komutundan sonra içeriye girdim.Etrafı incelemeden –bir an önce eve gitmek istiyordum- Bayan Miranda’nın önüne ilerledim.Bana soran gözlerle bakıyordu.
‘’Efendim ben bana sabah verdiğiniz çizimleri bitirdim.Getirmemi istemiştiniz.’’ Başını sallayarak masayı işaret ettiğinde çizimleri oraya bıraktım.Eline kağıtları alıp bakarken bende yüzünü dikkatle inceleyip tepkisini görmeye çalışıyordum.Kaşları yukarı doğru kalkmıştı ve yüzünde beğendiğine dair işaretler vardı.Onu dikkatle incelediğimi fark edince yüzünü ifadesiz bir şekle sokmaya çalıştı.Çizimlerimin bulunduğu dosyanın ilk sayfasını açıp bilgilere bakarken kaşlarını çattı.Ben oraya bakmayı akıl etmemiştim.Yüzünde sinsi bir gülüş oluştuğunda kaşlarımı çattım.
‘’Çizimlerin fena sayılmaz ama bu organizasyon iptal oldu.Boşuna çizmişsin tatlım.’’ Sesine yalancı bir üzüntü katmıştı.Gözlerim dolarken bana uzattığı dosyayı geri aldım.
‘’Bu arada bugün olanları babana söyleyeceğimi bilmelisin canım.İlk günden herkes senin dedikodunu yapıyor.Sahi kimdi şu çocuk?Ofisine aldığın.’’Göz kırptığında yüzüne tükürme isteğimi bastırarak odanın kapısını çarparak terk ettim.Her şeye ağlama huyumdan nefret ediyordum.Gözyaşlarımı silip kendi odama doğru koştum.Bu kadından nefret ediyorum…
Hey istediğim sadece vote ve yorum çok bir şey değil yani siz güçlü insanlarsınız ^^Teşekkürler..teşekkürler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♣Obsession n.h.
Fanfiction'Cursed' serisinin ilk kitabıdır. @MnchstrUnited Kapak için @MinHosbear 'a teşekkürlerimi sunuyorum. ^^ ©Tüm hakları saklıdır.