Medyada Rüzgar var..
Beğenerek yazdığım bir bölümdü.. Umarım beğenirsiniz...
"İyi değilim.." diye mırıldanmıştı. İyi görünmüyordu. Yine kötü bir kabus görmüş olmalıydı. Çok terlemişti. Ben onun durum değerlendirmesini yaparken o bana doğru yaklaşmış, dudaklarıma yapışmıştı. Benim dudaklarıma! Çirkin dediği kişinin dudaklarına! Hakaretler savurduğu kişinin dudaklarına! Donup kaldığım için karşılık vermedim. Açıkçası kendimde olsam bile karşılık vermezdim! Bu iğrenç! Hemen kendime gelip göğsünden ittirmeye çalıştım. Ayı gibi olduğundan etkilenmedi bile! Bir atakla beni hemn altına aldı. Ve öpmeye devam etti.
Her ne kadar direnmeye çalışsamda boşuna! Elini bir an çıplak tenimde hissettim! Ama bir dakika üstümde tshört varsa nasıl çıplak tenimde hissedebilirim ki? Bu mümkün değil.. Tabi tshörtümden içeri elini sokmadıysa!! Eli önce böbeğimde geziniyordu, sonrada göğsümü buldu ellerim. Hala şaşkındım, dondum kaldım. Normalde bu durumda heycanlanmam gerekmez miydi? Heycanlenmam gerekirken niye kusacakmış gibi duruyorum? Öpmeye devam ettiği için olabilir mi? Iyykk ıslak ıslak. böğğğğ
Dudaklarımı dudaklarımdan çekti nihayet! Yüzüme baktı ve "Sanırım gerçekten yatarken sütyen giymeyi sevmiyorsum. Böyle daha iyi" diyerek sırıttı.
"Evet sevmiyorum. Demirleri batıyor" diyemeyeceğim için susup gözümü kapattım. Allahım sen beni neyle, kimlerle sınıyorsun? Kendi kendime söylenerek uyumaya çalıştım. Üstümdeki ağırlık yok olunca şizofrenik ayının üzerimden kalktığını farkettim. Kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Sabah uyandığımda üzerimde bir adet bacak ve belimde bir adet el vardı. Allahtan bugün sıkıca sarılmamıştıda üzerimdeki el ve bacağı üzerimden atarak yataktan çıkabildim.
Üzerimi giyinip aşağıya indim. Saate baktım daha yarım saat vardı. Televizyonu açıp biraz oyalandım. Daha sonra televizyonu bırakıp mutfaga geçtim. Kahve için ısıtıcıya su koyup çalıştırdım. Suyun ısınmasını beklerken arkamdan biri ellerini belime sardı. Korkarak titredim ve kollarının arasından çıkmaya çalıştım.
"şştt" diye kullağımın hemen dibinde fısıldayan sesin sahibinin şizofrenik ayı olduğu aklıma gelince çok azda olsa sakinleştim. En azından beni öldürmeye gelen bir hatil değildi değil mi?
Boynumda bir ıslaklı hissedince boynumu öptüğünü anladım. Belki katil değil di ama sapık olduğu belli!! Boynuma öpücükler kondururken artık buna bir son vermem gerektiğini düşündüm. Böyle nereye kadar devam edebilir ki. Kollarını tutarak bedenimden ayrıldım. Ve yüzümü ona dondum. Birden çok yakın olduğumuzu anlayıp yandan kayıp mutfakta ki masanın yanına geçerek bir sandalye çekip oturdum. Yüzümü tekrar ona dönerek konuşmaya başladım.
"Bir daha bana yaklaşmanı istemiyorum. Yanıma gelip yatmanı da istemiyorum. Hele ki geip öpmeni hiç istemiyorum" ciddiyetle konuşmuştum. Artık bi dur demenin zamanı gelmişti değil mi?
"Ben istiyorum, ben istiyorum ve ben istiyorum" pardon üçkere aynı cümleyle ne demek istedi bu şimdi? Yüzümde hiç bir şey anlamadığımı belli eden bir ifadeyle ona döndüm
"Ne demek istedin anlamadım?"
"Üç cümlene üç cevap. Yani istediğimi yapacağım." dedi. Isıtıcının tık diye durma sesi gelince kafasını oraya döndürüp baktı ardından tekrer bana çevirdip parmağıyla ısıtıcıyı gösterdi "Kahve içeceksin sanırım, banada yap. Bende gidip saçıma bir şekil vereyim" diyerek göz kırpım çıktı gitti. Bense aval aval arkasından bakmaya devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pardon Bana Mı Dedin? (Bir Tanışma Hikayesi -1-)
Jugendliteratur"Gerçekten çok şanssız olduğumu düşünüyorum. Hem çirkin, hem bacakları çarpık, hem yemek yapmayı bilmiyor, hem de göğüsleri küçücük. Neyse ki avuca geliyor, hiç yoktan iyidir"
