Medya var ;)
Akşam oynadığımız soru cevaptan sonra arkadaşların getirdiği biraları yudumluyorduk. Evet bende içiyorum ve Buğra karışmıyor. Neden mi? Çünkü öküzün bundan haberi yok. Onu bırakıp efelerle takılmaya karar vermiştim. İyide yapmışım bunlar ondan daha eğlenceli.
Nihayet ikinci biramıda bitirince etrafın döndüğünü hissettim. Lanet olsun sarhoş olmuş bulunmaktayım!
Çocuklar kahkaha atıp bişeyler söylüyordu, ben ise boş bakışlarımı etrafta gezdirip bu aptalların ne dediklerini anlamaya çalışıyordum. Anlayamayınca boş verip kendimi sırt üstü yeşilliklere bıraktım. Ohh mis gibi..
Daha sonra önümde biri belirdi. Hafif gözlerimi açıp kim olduğunu anlamaya çalıştım. Yüzüne baktım, baktım ama kim olduğunu çıkaramadım. Birden eğilip beni kucağına aldı. Daha sonra ilerleyip beni bir yere götürüyordu. Nereye götürdüğünü anlamayacak kadar sarhoştum. Gerçi götürenin kim olduğunu anlamamışın nereye gittiğimin ne önemi var!!
Ellerimi boynuna sarıp iyice sokulup uyudum. Bana en fazla ne yapabilir ki? En kötü öldürüp tecavüz edebilir ki hepimiz öleceğiz sorun yok yani! Ben daha fazla ona sokulunca birşeyler mırıldandığını farkettim
"Her kim içmene izin verdiyse ebesini.. tövbe tövbe" diye söyleniyordu gerisini hatırlamıyorum.
Allahtan sarhoş olupta saçmalayanlardan değildim. En azından Ateş öyle derdi. Umarım öyledir.
Bir kapıdan içeriye girince sırtım sıcak yatakla buluştu. Hemen yatağımla bütünleştim daha sonra biri ayakkabılarımı çıkarmaya başladı. Yarım yamalak gözlerimi açıp kim diye bakmaya çalıştım. Bu Rüzgardı.. Hafifçe gülümseyip suatına baktım.
"Napıyorsu ayakkabılarıma" hem gülüp hem sormuştum.
"Bu ayakkabı ve kıyafetle uyumayı düşünmüyorsun değil mi?" dedi karşımdaki
"Evet rahatsız edici" diye homurdandım
"İşte bu yüzden üzerini değiştireceğim" diyince kafamı onaylarcasına salladım.
Daha sonra tsörtümün eteklerinden tutup çıkardı. Karşısında sütyenle kalmıştım ama sarhoşluğun etkisiyle bundan hiç utanmamıştım. Daha sonra bana eliyle kalk işareti yapınca Rüzgara bakıp daha sonra dediğini yaptım. Kalkınca pantalonumun düğmesini açmaya başladı. Ben ise onu izliyordum. Daha doğrusu bulanı suretler arasında izlemeye çalışıyordum. Pantalonumuda çıkarınca bana bi tane elbise giydirdi.
Elbiseyle yatmaktan hoşlanmıyorum ama yapacak birşeyim yoktu. Yatağa geri yatıp pikenin içine girdim. Daha sonra sağ tarafımda bir ağırlık çökünce Rüzgarında yanıma yattığını farkettim. Daha sonra ellerini belime sararak beni kendine çekti. Bende ona dönüm yüzüne baktım ya da bakmaya çalıştım gözlerim açılmak istemezcesine ağırlaşmıştı Yaptığım her ne kadar yanlış olsada kollarımı Rüzgara sarıp kafamı boynuna gömdüm ve gözlerimi kapadım.
******
Sabah felaket bir baş ağırısıyla uyandım. Kızım 2 şişe bira senin neyine iç bi bardak çekil köşene!!!
Elimin bir vucudu sardığını anladığımda, başım bir boyun girintisine gömülmüştü!!!
Aklıma hemen nalet olası geceyi getirmiştim. Birisi beni kucağına almış odaya getirmiş yatağıma yatırmıştı. Daha sonra ayakkabımı çıkardığında bunun Rüzgar olduğunu anlamıştım. Yüzümde bir gülümseme oluştu. Dün gece Rüzgar gelmişti... Daha sonra benim üstümü değiştirmişti. Sonr.. Bi dakika bi dakika Rüzgar benim üstümü değiştirmişti! Beni iç çamaşırlarımla görmüştüü!!! Lanet olsun!.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pardon Bana Mı Dedin? (Bir Tanışma Hikayesi -1-)
Novela Juvenil"Gerçekten çok şanssız olduğumu düşünüyorum. Hem çirkin, hem bacakları çarpık, hem yemek yapmayı bilmiyor, hem de göğüsleri küçücük. Neyse ki avuca geliyor, hiç yoktan iyidir"
