-7

820 46 201
                                    

Tom's POV (tom anlatıyor :P)

2 ay sonra-

"Tom!"

"Sana seslendiğimde hazırola geçmesen senin kolunu tekrar kırarım!"

Hazırola geçtim.

"Evet liderim?!"

Gözlerini cama doğru kaçırdı ve konuşmaya başladı. "Bu günlük çalıştığın yeter. Odana çıkabilirsiniz."

Gözlerimi devirerek "Peki liderim." dedim. Başkada birşey diyemezdim zaten.

Hala bakışlarını camdan eksitmeyerek "Çık dışarı!" diye emir etti.

"Eğer sözümü dinlemezsen seninde sonun onlar gibi olacak!..."

Onu sinirlendirmek istemediğim için hemen dışarı attım kendimi. Ellerimi üstümdeki cegetin ceplerine soktum ve Tord'un benim için hazırlattığı odaya doğru yürümeye başladım.

Tord şu 2 ay içinde çok değişti. Fazla agrasif ve saldırgan birine dönüştü. Tamam(!) eskiden de böyle olduğunu biliyorum ama şimdi daha fazla agrasif.

Resmen insan kılığında dolaşan bir şeytan gibi.

Tam da onunla ilgili fikirlerimi değiştirmek üzereydim.

"Hey Tom nasılsın?" sesin geldiği yöne doğru çevirdin kafamı. Karşımda tanımadığım bir adam vardı.

Dağınık kahverengi saçları ve üzerinde büyük bir kazak vardı. Biraz iri yapılıydı. (YN: Kaşadam is kaming)

Elini omzuma koydu ve konuşmaya devam etti. "Buraya alışmışsındır umarım~"

Ona cevap verip vermemek konusunda kararsızdım. Hani biliyorsunuz ya kodumun evladı Tord şimdi beni biriyle konuşurken yakalarsa ağzıma sıçar.

Ama bu beni durduramaz ben yinede konuşacağım!

"Uhh... Merhaba? Sizi tanıyormuyum?"

Birsüre öylece dona kaldı. (YN: Buga girdi ksjsksj) Sonra biranda atladı.

"Aah! Ne kadar salağım.." kafasına hafifçe vurdu. Ve elini bana uzatarak "..ben Paul."

Elini sıkıca kavradım ve "Tanıştığımıza memnun oldum." dedim. Şu iki ay içinde dost olarak konuştuğum ilk kişi diyebilirim.

Dost demişken aklıma Edd ve Matt geldi.

Yaşadığımız bütün eğlenceli zamanlar film şeridi gibi geçti gözümün önünden..

Keşke.. keşke Edd ve Matt yanımdayken kıymetlerini bilseydim.

Edd. Kola diyince aklıma hep sen gelirdin dostum.
Üzgün, kırgın insanları hemen neşelendirirdin. Sen bana mutluluğu öğreten insansın... Sen olmasan depresyona girerdim sanırım. Ve bak şimdi yoksun ve ben depresyona girmek üzereyim. Bana o neşenden biraz daha verirmisin?

Matt. Asla aynanı elinden düşürmezdin. Sanki vücut parçanmış gibi bakardın ona. Sen hayatımda tanıdığım en masum insansın. Arkol, sigara, puro.. hepsine karşıydın. Kendini övdüğün günler dün gibi aklımda. Bana her kucak açtığında kendimi sıcacık ve güvende hissederdim. Keşke yanımda olsan. Çünkü şu an o sıcacık kucağına ihtiyacım var...

Dostlarım......Ailem!!

Gözyaşlarıma engel olamadım. Evet şu an küçük bir çocuk gibi ağlıyorum. Karşımda duran Paul umrumda bile değil.

"Tom!? Sorun ne?" iki eliyle de omzumu kavramış beni şaşkınlıkla izliyordu.

Yere düşen göz yaşlarımı izliyordum sadece.

Ben bir ucubeyim...

Ellerimle Paul'un kollarını ittim ve son gücümle odama koşmaya başladım.

Paul'un arkadaş canlısı olduğu belliydi ama olmaz...ona güvenmiyorum. Kimseye güvenmiyorum!!! Şu an bana gereken bir içki. Odama gider gitmez içkimi kafama dikeceğim!

Şu an bana gereken tek şey bu...

Etrafa bakmadan sadece koşuyordum. Ama bir şey farkettim. Kapımın önünde birisi vardı. Ve bu adam bana çok tanıdık geliyordu. Bu... bu... Matt?!

Onu görmemle göz yaşlarım daha fazla akmaya başladı çenemden.

Kollarını araladı. Ben mesajı anlamıştım bile. Koşarak kollarının arasına girdim. Ve onu sıkıca sarıldım. Gözlerimi kapattım ama gözyaşlarım durmuyordu. Durduramıyordum. Umrumda değil. Şu an onun sıcacık kucağının içindeydim.

Gözlerimi araladım ve ona baktım. Ama...

Matt yoktu...

Sarıldığım kişi Matt değildi..

Tord'du..

Hayalkırıklığına uğramıştım. Hızlıca kollarımı üzerinden çektim ve bir adım geriye gittim.

Elindeki purodan bir nefes aldı ve bakışlarını bana döndürdü. Çok düzdü. "Sen niye ağlıyorsun? Ve bana neden sarıldın?"

Korkuyorum.

"L-liderim... üzgünüm.. Ben..sadece-" Sözümü kesen Tord'un yüz ifadesinde hiçbir değişiklik yoktu.

"Onları özlüyorsun değilmi?" yerdeki bakışlarım Tord'a döndü. Çünkü bunu demesini hiç beklemiyordum.

Kafamı olumlu bir şekilde salladı ve bakışlarım tekrar yere kaydı.

"Tor- YANİ(!) Liderim.... Birşey merak ettim de sizin benim odamın önünde ne işiniz var?" purosundan uzunca bir nefes aldı ve yavaşça püskürttü.

"Sadece gerçekten odana gidecekmisin diye merak ettim." dediği şeyi anlamamıştım doğrus. Başka nereye gidebilirdim ki?

"Nereye gitmemi bekledin ki?" uzun bir sür cevap bekledim ama bana cevap vermedi.

"Sana sormak istediğim birkaç soru var Tom. İstersen içerde konuşalım."

"Peki liderim." odamın kapısını araladım ve Tord geçebilsin diye geri çekildim.

İkimizde içeri girdik. Tord kapıyı kapattı.

...
..
.
.
..
...

Salamlar benim küçük sucuklarım~

Evet üşenme döneminden çıkmış bulunuyorum (sanırım) :P

Herneyse pek birşey demicem ben gidiyorum byee!!!!






Kırmızı Lider [Tord Fanfiction]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin