-3

1K 61 296
                                    

Askerin verdiği kâğıtlarla birlikte ofisime çıktım ve kapıyı kapattım.

Tom'un hareketlerine sinir olmuştum ama bir yandan da ona işkence çektirme fırsatım olduğu için mutluydum.

Koltuğumun arkasındaki dolaptan istediğim dosyayı almak için kapağını açtım.

Edd'in dosyası? Hayır.
Matt'in dosyası? Hayır.
Tom'un dosyası? Evet!

Aradığım dosyayı bulduğumda yüzümde pis bir gülümseme oluşmuştu. Dosyayı alarak masama döndüm. Koltuğuma iyice yerleşerek dosyayı incelemeye başladım.

Dosyanın içinde Tom'la ilgili aklınıza gelebilecek bütün bilgiler vardı.
(YN:demek aklımıza gelebilecek bütün bilgiler ha? :> )

Ben dosyayı incelemeye devam ederken bir anda ofisimi basan asker daha çok sinirlenmeme neden oldu.

"Yeter artık şu kapıyı çalmayı öğren!!" diye haykırdım karşımdaki askere.

Asker bağırmamla beraber başını yere eğerek "Ö-özür dilerim efendim. Ben... Sadece işkence odasının hazır olduğunu söylemek için gelmiştim..." dedi.

"Tamam çık dışarı!" dedim. Asker ofisi terketti.

Tom'un dosyasına son bir kez göz gezdirdikten sonra masaya koydum ve kapıya yöneldim.

Ofisten çıktım ve işkence odasına doğru yol aldım...

İçeri girdiğimde karanlık bir oda karşıladı beni. Tavanda asılı olan ipi aşağıya doğru çektim.

Biranda leş bir ışık yayıldı etrafa. Artık herşeyi görebiliyordum. Tom'uda görebiliyordum. Elleri ve ayaklarının duvara zincirliydi.

Onu öyle gördüğümde yüzümde bir gülümseme oluşmuştu.

Tom'un yerdeki bakışları bana döndü. Bana sinir olduğu belliydi. Siniri gözlerinden belliydi- YN: Dur... Onun gözü yokki ben ne saçmalıyorum :'D

Herneyse

"Ne?! " dedi Tom -olmayan- gözlerini kısarak.

Hiç bir söz söylemeden hemen yan tarafta duran masanın yanına gittim. Masanın üzerindeki bıçaklara ve tabancalara bakıyordum ki gözüm yerde duran çekice kaydı.

Yere doğru eğildim ve yerdeki çekici aldım. Bir süre bakıştım çekiçle. Artık kullanılmaktan paslanmıştı ve ucunda biraz kurumuş kan vardı.

Arkamı döndüm ve Tom'a bir süre baktım. "O çekiçle ne yapmayı düşünüyorsun? Eğer birşey yapmayacaksan o çekici götüne sokabilirim! Hem de büyük bir zevkle!" dedi Tom.

Ona cevap vermek istemiyordum. Sadece Tom'a biraz daha yaklaştım ve alçılı olan koluna usulca tuttum. Tom'un kolu korkudan titriyordu.

Çekici geriye doğru doğrultum. Ve tüm gücümle alçılı koluna vurdum. Gür bir sesle inlemeye başladı. Ağlıyordu ve kolunu benden kurtarmaya çalışıyordur. Ama acıdan ve güçsüzlükten kurtaramıyordu.

Çekiçle tekrar vurdum ve tekrar vurdum.. En sonunda alçısı kırılmıştı. Kolundan yavaşça sıyırdım alçı kalıntılarını.

Çekici yere attım ve kolunu kontrol ettim.

Kolunun hali hiç de iyi değildi. Kolu yamuk duruyordu ve mosmordu.

Tom'dan duyduğum yoğun inleme sesleri ve iç çekişleri gittikçe azalıyordu. Ağlamaktan gözleri kızarmıştı. Ve çok fazla ter atmıştı.

Eğer ellerindeki zincirler olmasaydı kesinlikle yere yıkılırdı. Bundan eminim.

"Evet anlamışsındır umarım bana bulaşanlara ne olduğunu." dedim sırıtarak.

"Be-ben-" işaret parmağımla ağzını kapattım susması için.

"Şşşşh... Seni daha fazla dinlemek istemiyorum ananas kafa.... Şimdi senin için bir doktor gelecek. Eğer sana acımasaydım burada seni öldürürdüm." dedim ve arkamı dönüp tam gidecek iken Tom birşeyler mırıldanmaya başladı.

"..üzgün-üm... çok.. Üzhünüm...t-tord"

Kafamı Tom'a doğru döndürdüm. Bir anda pişmanlık bütün vücudunu sardı. Ama pişamlığımı belli etmeden dışarı çıktım. Kapıdaki nöbetçi beni görünce elini alnına koydu ve hazır olda durdu.

Askere bakmadan yoluma devam ederek "Onu revire götür." dedim...

.
.
.
.
.

Evet bu bölüm baya uzun sürdü üzgünüm.

Yazım yanlışım varsa üzgünüm!

Herneyse canım çok sıkıldı hadi sizinle bir oyun oynayalım. Hikayenin devamını tahmin etmeye çalışın bakalım. Eğer tahmin edebilirseniz bundan sonraki bölümde adınızı etiketlicem :P

Ben gider bye!!










Kırmızı Lider [Tord Fanfiction]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin