İçeri girdik. Tom, odasındaki masanın sandalyesine oturdu. Bende hemen karşısındaki sandalyeye oturdum.
Bir süre büyük bir sessizlik oldu. Ona söylemem gereken bişey var.
Aslında... Bunu ona nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. Bu çok ciddi bir şey..
'Ne var' der gibi bakmıştı suratıma. Artık söylemenin vakti gelmişti. Nede olsa en sonunda öğrenecekti.
"Tom..." Bakışlarını yorgun bir şekilde bana çevirdi.
"Evet liderim?"
Derin bir nefes aldım. Ellerimi birbirine geçirdim ve konuşmaya başladım.
"Sen... Sen göz kanserisin.."
Bunu dememle gözleri sonuna kadar açıldı.
Korkuyor olmalıydı çünkü göz kanserinin sonu genelde körlük ya da ölüm oluyor.
Yüzüne baktım.
Evet... Korkuyordu...
"..Ama...elimden geleni yapmaya hazırım. Küçük bir ameliyatla bu sorunu halledebilirim."
Şu an yüzünün anlamı korkuydu. Ve onu korkutmak istemiyorum.
Tamam. Her ne kadar birşey yapmaması için onu korkutsamda bu onun iyiliği için.
Ona zarar gelmesini istemiyorum.. O bana ait..
Ondan her ne kadar nefret etsem de içimdeki bir his ona karşı birşeyler hissediyor. Çok büyük birşeyler.
Ve ben hisslerime güvenirim.
"B-bu ameliyat risklimi?" sorusuna cevap vermemiştim. Çünkü şu an onun karadeliği andıran gözlerine bakmakla meşkuldü.
"Tord! YANİ Lid-" sözünü kesen ben olmuştum. "Hayır. Ve bana adımla hitap edebilirsin. İzin veriyorum."
Kafasını olumlu bir şekilde salladı. Tekrar büyük bir sessizlik olmuştu. Ama bu sefer sessizliği bozan Tom'un acı dolu inleyişi olmuştu.
Eli ile başını kavrıyordu ve inliyordu. Oturduğum yerden hızlıca kalktım ve bileklerini kavradım. Kafasından yavaşça çektim ellerini.
"Tom! İyimisin?" sorduğum soruya cevap verememişti bile.
"Tom!?"
Yavaşça bana çevirdi kafasını. Gözlerinden yaşlar akıyordu.
"B-u ..hep ol-uyor..." sesli bir şekilde inledi ve devam etti. "... birazdan biter.." demesinin ardından biranda kapanmıştı gözleri. Dengesini kaybedip üzerime düştü.
Onu kollarından tutup sarsmaya başladım. "Tom?! TOM!"
TANRIM Şimdi ben ne yapacağım?! Ona birşey olmasını istemiyorum.
Tom'un belinden ve ayaklarından kavrayarak kucağıma aldım zayıf bedenini. Cidden çok hafifti.
Hızlı adımlarla yatağının yanına gittim. Yatağa hafifçe yatırdım ve cebimden telefonu çıkartıp Paul' u aradım.
"PAUL ÇABUK TOM'UN ODASINA DOKTOR ÇAĞIR!"
"Tord sakin ol! Ne oldu anlat?!"
"SONRA ANLATIRIM LAFI UZATMA!" dedim ve telefonu yüzüne kapattım.
Tom'un açık olan ağzına kulağımı yaklaştırdım. Nefes alışını duyuyordum. Ama çok düzensizdi.
"Merak etme.... Sana birşey olmasına asla müsaade etmeyeceğim."
.....
....
...
..
.
..
...
....
.....Hoi
Evet bu kitabın öldüğünü düşünmüş olabilirsiniz ama hayır ölmedi :D
Bu gün normalde Torm fanfic kitabından bölüm atacaktım ama bu kitaba bayadır bölüm atmadığım için böyle :3
.......
Bu bölmü yapmama yardım eden shipperalice98'a teşekkür ederim.
Hepinizi seviyorum ❤
Byeeeeeeeeee
i am bored.
😒
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı Lider [Tord Fanfiction]
FanfictionSimsiyah bir ruh düşünün. Sadece kendisi için yaşayan, kendisi için insan öldüren... O bir lider. Ulaşılmaz bir lider. Ve sana olan nefreti dünyayı sallar. Ama her şey olduğu gibi devam edecek diye birşey yok~ Nede olsa en büyük aşklar SAVAŞ ile ba...