...
İşlerimi bitirmiş odama çıkmıştım. Bu günün yorgunluğuyla yatağa attım kendimi.Aklımda Tom vardı hep. Onu bir kere bile düşünmeden duramıyordum. Sanki bir kene gibi yapıştı zihnime.
Yüz üstü bir şekilde yatıyordum. Ve gerçekten o kadar rahatım ki hiç bir kuvvet beni buradan kaldıramaz diye düşündüm. Ama o kadar şanslıyım ki odanın kapısı çaldı.
Kapıyı duymazdan gelip yine düşüncelere daldım.
Maalesef siktimin kapısı hala açılmaya zorlanılıyordu. "Her kimsen siktir olup git!" diye bağırdım yattığım yerden.
Ama kapı çalmaya devam ediyordu. En sonunda sinirle kendimi ayakta buldum. Kapıya doğru yöneldim ve açtım.
Karşımda Paul vardı. Düz bir şekilde ona bakıyordum. Ellerimi bağladım ve "Ne?!" dedim.
"Tord, kundaklanan yerler gittikçe çoğalıyor. Birşeyler yapmamız lazım" dedi Paul.
Şöyle kısaca özetlersem, Paul benim küçükken en iyi arkadaşımdı ve hala öyle. Bana adım ile hitap edebiliyor ve istediği gibi konuşabiliyor.
"Um-rum-da Dee-ĞİL!" diye itiraz ettim bir çocuk gibi. Evet bazen çocuk gibi davranabiliyorum. Ama kimin umrumda ben liderim. Kimse benden üstün değil.
Paul -seksi- kaşlarını çatarak "Ama umrunda olmalı! Sen bir lidersin Tord. Sen onların liderisin" dedi. 'Onların' mı?
Biraz alaycı bir şekilde "Ve senin liderinim." dedim.
Paul'un bakışları düz bir şekilde beni izliyordu. "Dediklerimi ciddiye aldıyormusun?" Hayır. Hayır almıyorum paul. Çünkü benim rahatımı bozdun ama sırf arkadaşımsın diye bişey demicem.
Birazcık gülerek "Hayır." diye yanıt verdim karşımda duran adama.
Bazen insanları sinir etmek hoşuma gidiyor. Bu insanlara işkence çektirmekten de zevkli. (:V)
Paul elindeki dosyaları bana uzatarak "Seninle vaktimi kaybedemem. Ben gidiyorum. Ha birde o dosyalar Tom'a ait." dedi ve hızlıca oradan uzaklaştı.
Öylece gidişini izledim. Sonra elimdeki dosyayla birlikte odama geri döndüm.
Dosya şu an umrumda bile değildi sadece yatıp uyumak istiyordum. Dosyayı masanın üzerine fırlattım ve yavaş adımlarla yatağa yöneldim. Uzandım anda uykuya daldım.....
Gecenin 3'ünde biranda uyanmıştım. Çok uykum vardı ama gözümü kapatamıyordum. Yataktan doğruldum ve bir süre öyle kaldım. Acı hissettim kalbimde. Çok büyük bir acı 'Ne oluyor bana?' diye geçirdim içimden. Nedensiz ce ellerine bakma isteğinde bulundum. Ve tabi jilet izlerine.
Tabi lider olunca sevdiklerini kaybetsen bile geri getiremezsin. Annem.. Babam.... Onları kaybedeli 13 sene oluyor. Nerdeyse hayatımın yarısı boyunca yanlızdım ben.
Babam uluslar arası bir pilot, Annem de binbaşı bir liderdi. Ben küçükken hep bana bu tür şeyleri öğretirlerdi; robot mekaniği yapma ve nasıl insanlara sözümü yediririm.
Bu öğrettikleri şeyler aslında şahsen beni anlatan şeyler ve bana öğrettikleri son şeyler.Annem ve babam çok kavga ederlerdi ve bense sadece izlemekle yetinirdim. Çünkü gücüm onları birleştirmeye yetmezdi. Daha çocuktum ve çok şiddet görüyordum. Kalbim artık bu kadar şiddete dayanamazdı. Ama dayandı.
Okula gitmeye başladım. Biraz agresif ve saldırgan bir çocuktum. Nedeni açık. Hayatım böyle iğrenç bir şekilde devam etti.
17 yaşıma gelmiştim ve insanlara sözümü yedirebiliyordum. Özelliklede kabadayılara...Eve geldiğimde... o görüntü ile karşılaştım. Hayatım boyunca asla unutamadığım o görüntüyle. Annem ve babam yerde kanlar içinde yatıyorlardı. Yerdede bir tabanca vardı.
O görünt çocuksu kalbimi kırdı, parçaladı, yaktı kül etti.... Başlarında saatlerce ağladım. Hiç susmadan. Daha onlardan ilgi bile alamamıştım. Ve artık asla alamazdım...
19 yaşımda üniversiteye başladım. Eskisi gibi hırçın birisi değildim artık. Çok sessiz ve ciddi. Kalbinde simsiyah bir çukur olan birisi olmuştum. Ve kalbimdeki o boşluğu kimse dolduramaz.
Ve Edd ile tanıştım. Çok iyi birisi. O olmasa belki şu an kendimi asmış olurdum sanırım. Matt ve Tom.... Onlarda benim için önemliler.
Onlar bana ilgi gösteriyorlar. Yıllar sonra ilk kez aldığım ilgi bu. N-ne kadarda güzel birşeymiş. Her kendimi iyi hissettiğimde annem ve babamın o kanlı hali geliyor aklıma. Ve bu beni yanlızlığa, intihara sürüklüyor. Bileklerimi kesiyorum. Daha çok derin. Daha çok kalın...
Artık kısa kollu giyemiyorum. Ama umrumda değil. İnsan öldürüyorum. Bu da umrumda değil. Bana ilgi veren arkadaşlarıma ihanet ediyorum.. Bu... Bu umrumda. Onlara neden ihanet ettiğimi bilmiyorum. Kendimi bazen kontrol edemiyorum.. Ve sonuç bu. Burada milyonlarca kişinin lideriyim ve hala o kalbimdeki siyahlık duruyor.
Bunları düşünürken gözlerimin dolduğunu hissettim. Tekrar. Ellerim le yaşlı gözlerimi sildim. Kalbimdeki siyahlığı yok etmeliydim. Hem de derhal...
---------
S
E
L
A
MM
İ
L
L
E
T
!!Umarım bu bölmü beğenmiş sinizdir. :3
Yazım yanlışım var sanırım ama umrumda bile değil.
Bu bölümde biraz Tord'dan bahsettim. Bu hikayenin devamını anlamanızda yardımcı olacaktın 😋
Birde yarışmamsı bişi vardı dimi. Uhhhh... Sanırım kazanan yok :P
Ama yinede tahmin ettiğiniz için teşekkür ederim.Ben kaçar bye ✋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı Lider [Tord Fanfiction]
FanfictionSimsiyah bir ruh düşünün. Sadece kendisi için yaşayan, kendisi için insan öldüren... O bir lider. Ulaşılmaz bir lider. Ve sana olan nefreti dünyayı sallar. Ama her şey olduğu gibi devam edecek diye birşey yok~ Nede olsa en büyük aşklar SAVAŞ ile ba...