Sabahın 6'sı gibi kalktım ve bir duş almaya karar verdim. Kıyafetlerimi çıkarttım ve yatağın üzerine koydum. Banyoya doğru yol aldım ve soğuk bir duş aldım. Soğuk su beni kendime getirmişti.
Duştan çıktım ve odama doğru yol aldım. Üstümü giyindim ve kendimi direk dışarı attım. Öyle anlamsızca yürüyordum.
Lider olmanın en güzel yanlarından biri bu. İstediğim şeyi yapıyor olmam. Ve beni gören kişilerin hazırola geçmesi.
Durduk yere aklıma beni asla dinlemeyen Tom geldi. Aslında şu an ne yaptığını merak ediyordum. Ve onu görmeliydim. Onu ziyaret etmeye karar verdim ve revire doğru yol aldım.
Birkaç koridor yürüdükten sonra en sonunda revire varmıştım. Görgüsüz gibi bir anda bastım içeriyi. Beni gören doktor hazırola geçti. "Tom nerde?" diye sordum. Hala hazırolda duran doktor "17. Odada efendim." diye cevap verdi.
Kafamla onayladım ve yoluma devam ettim. En sonunda gelmiştim. Aynı reviri bastığım gibi Tom'un odasını da bastım. Kapıyı açtığımda korkuyla yattığı yerden zıplamış olan Tom'u gördüm. Gülmemek için kendimi tutarak içeri girdim.
Biraz ciddileşerek "Nasılsın?" diye sordum Tom'a. Kaşlarını çatmış bana bakan Tom bir anda haykırdı "Sence nasılım orospu çocuğu!!?".
"Soruma cevap ver Tom!" dedim sesimi yükselterek. Tom gözlerini devirerek "..Götüm gibiyim." dedi.
"Hm. O zaman iyisin~" dedim. Tom anlamamış bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu. Birkaç saniye sonra anladığı yüz ifadesinden belli olmuştu. Biraz kızardı ve kaşlarını daha çok çattı.
"Kapa çeneni yavşak!" diye haykırdı yattığı yerden. Pis bir gülüşle karşımdaki yaralı adama bakıyordum. Cidden onu mahfetmiştim. Onun gönlünü almak istedim biran. Ve kendimi Tom'un yanına attım.
Onun yanına yattım ve bakışlarımı onda gezdirmeye başladım. "Özür dilerim."
Hala kızgın bir şekilde duvara bakan Tom "Kalk şurdan Tord ve bana duygu sömürüsü yapma! Hende bunu bana değil Edd ve Matt'e söylemen lazımdı." diye cevap verdi. Bunun üzerine cevap vermedim.
Tom'un kızgın suratı biraz düzeldi. bakışlarını bana çevirerek "Ama artık onlardan asla özür dileyemezsin." dedi.
Dur dur dur.. Ne? Aslamı?!
"Tom yoksa... başlarına kötü birşey mi geldi?!" diye sordum korkuyla yanımda yatan adama.
Tom biraz sustu ve ardından konuşmaya devam etti. "..n-nerde olduklarını kimse bilmiyor."
Tom'un benden birşey sakladığını anlamam uzun sürmedi. Ama üstüne gitmek istemedim. Şu an sadece gönlünü almak istiyorum.
"Ölüyorum açlıktan! Sen acıkmadınmı?" diye sordum yanımda duran yaralı adama.
"Uhh evet? Günlerdir yemek yemiyorum!" diye söylendi.
Yattığım yerden doğruldum ve "Bu gün benimle birlikte kahvaltı yapmayı istermisin?" dedim. Tom biraz geri çekilip "Hayır." diye yanıt verdi.
"Peki neden? Üzdün beni!" diye itiraz ettim. Ama Tom hiç düşünmeden konuşmaya başladı bile. "1- sana güvenmiyorum. 2- o yemeklerde zehir olmadığını nerden bilicem. 3- kolumu ikinci kez kıran birisiyle asla yemek yemem. 4- senden nefret ediyorum."
oh.
Bana güvenmeyi öğretirim ben sana!
"Hm madem öyle..." yataktan kalktım ve konuşmaya devam ettim. "... yemekten sonraki içkiler bana kaldı. Ne güzel!"
Bakışlarını devirdi ve bir süre öyle kaldı. O sırada arkamı döndüm ve kapıya yöneldim. Tam kapıyı açacaktım ki Tom konuşmaya başladı. "Tamam. Ama bir şartla..." Şartını merak etmiştim doğrusu. Tom'a doğru döndüm ve onu izlemeye başladım. "Neymiş o şart?" diye sordum.
Tom kaşlarını çatarak "Eğer sonsuza dek burada kalacaksam benden uzak dur!" diye söylendi.
"Tamam tamam.. Hadi gidelim!~"
Tom'a biraz yaklaştım ve kolundan tutarak onu kalkmaya zorladım. Kalktığında anında dışarı çıktık. Yemek salonuna doğru ilerliyorduk...-----
ÖLMEDİM HAHAHA
SELAM EVERYONE! BEN BeYZ@!
EN SONUNDA ÜŞENMEME RAĞMEN BİR SAYFA DAHA YAZABİLDİM VE ÇOK MUTLUYUM! YEEEY
Şu gördüğünüz kitap benim yeni kitabım isterseniz bunu da okuyabilirsiniz~
Herneyse ben kaçar bye!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı Lider [Tord Fanfiction]
Fiksi PenggemarSimsiyah bir ruh düşünün. Sadece kendisi için yaşayan, kendisi için insan öldüren... O bir lider. Ulaşılmaz bir lider. Ve sana olan nefreti dünyayı sallar. Ama her şey olduğu gibi devam edecek diye birşey yok~ Nede olsa en büyük aşklar SAVAŞ ile ba...