Başımı saran ağırı ağrı kesiciler rağmen bir türlü dinmiyordu. Bu gün taburcu olacaktım. Ağlamaktan kızaran gözlerim bir anda mutlulukla ışıldamıştı.
Kapı çaldı ve yavaşca içeriye biri girmeye başladı ayak sesleri korkmama neden olmuştu. Önümde katlanmış olan battaniyeyi kafama kadar çektim ve gözlerimi sıkıca yumdum.
"Eğer kendinizi iyi hissediyorsanız taburcu olabilirsiniz Hira hanım. "
Kulaklarıma dolan ses doktora aitti. Battaniyenin altından çıktığımda doktorun gülümseyerek bakması rahatlamama neden olmuştu.
"Teşekkürler doktor bey. "
Yaşadığım olaydan sonra küçük bir ses bile o anıları tekrar ve tekrar canlandırıyordu. Yavaşca ayağı kalkıp üzerimdeki hastahane kıyafetinden kurtuldum. Çıkış yapmak için danışmaya doğru ilerlerken kulaklarımda durmadan canlanan o ses sinirlerimi bozmaya başlamıştı.
"Beni ileride daha iyi tanıyacaksın.
"Tüm işlemleri hallettikten sonra eve gitmek üzere yürümeye başladım evim buraya oldukça uzaktı ve benim yanımda 5 kuruşum bile yoktu. Çevredeki insanların acımsar dolu bakışları onlardan tiksinmeme neden oluyordu. Yırtık bir tayt ve tişört altında morarmış bir ten.
Bunu burada bırakmayacaktım. Yaşadığım tüm acıyı onada yaşatacaktım. Ama nasıl yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu.
İntikam kulağa harika gelen bir kelimeydi artık benim için ,eskiden anlamsız ve mantıksız gelirdi oysaki. Gerçekleştirmek için elimden geleni yapacaktım.Kaybettiğim 1 ay. Acı, göz yaşı ve işkenceyle dolu o günler. Çaresizlikten uykuya sığındığım o günler artık son bulmuştu. 2 saatlik bir yürüyüşün ardından eve gelmiştim. Paspasın altında bıraktığım yedek anahtarı alıp eve girdim. Bu lanet yere bile hasret kalmıştım.
Burda kalmamın tek nedeni sadece hatıralardı.Evin her köşesi zihnimde farklı bir anı canlandırıyordu. Bir o kadarda nefret ediyordum buradan canlanan her anı ardından ölümü hatırlattığı için.
Odama doğru hızlıca yürümeye başladım. Güzel bir duşun ardından vücuduma sürdüğüm krem beni oldukça rahatlatmıştı. Üzerime aldığım bornozla dolabın karşısına geçtim ve vücudumu en çok kapatan bir sweat ve boyfriend pantolonu çabucak üzerime giydim.
Güçlü olmalıydım .Kuzenime bir süre idare etmesi için bıraktığım şirketin başına geçme vaktim gelmişti. Babamdan miras kalan bu şirkete gitmemekte oldukça kararlıydım ama almam gereken bir intikam vardı.
Bir taksi çağırdım ve şirkete gitmek üzere yola çıktım. Artık her şey yeniden başlayacaktı.
Yarım saatlik bir yolculuğun ardından sonunda gelmiştim hızlıca içeriye girip Deniz'in (kuzenim) odasına girdim. Beni karşısında görünce oldukça şaşırmıştı. Merdivenleri kullandığım için nefes nefese kalmıştım. Nefesimi düzene soktuktan sonra bana anlamsızca bakan Deniz'e odaklandım.
"İşlerin başına geçmeye karar verdim. Benim yerime baktığın için çok sağol Denizcim."
Sinirli gözlerle bana bakan Deniz yerinden kalktı ve yanımdan geçerken
"önemli değil kuzennn. "
Ses tonu komik gelmişti. Ama yüz ifademi bozmadan konuşmaya devam ettim.
"Yarına kadar eşyalarını toplarsın birde hangi bölümde ve mevkide çalışacağın senin kararın istediğin yere geçebilirsin. "
Yüz ifadesiden belli etmesede sevinmişti teşekkür edip çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suçsuzluğun Bedeli
ChickLitHer yer karanlıktı .Hiçbir şey göremiyordum . Korku yavaş yavaş içime sinmeye başlamıştı. Ne yapacağımı bilemiyordum. Ayağa kalkmaya çalıştım ama vücudum artık benim kontrolümde değildi...