Lisa nın ağzından
Duyduklarım karşısında gözlerim dolmaya başladı Ve korkudan elimi ağzıma kapattım Ve sessizce merdivene yöneldim "nereye böyle lisa?" Korkuyla arkamı döndüm Ve kai ye baktım üzerime yürümeye başladı geri geri gidiyordum "kai sen b-benim dostumdun" kahkaha atıp "dost mu? Bu zamanda dost mu kaldı?"Hızlıca beni duvara itip "biz sana ondan ayrıl dedik bizi dinleyecektin!" Diyince "neden böyle birşey yapıyorsunuz?" Dedim yine gülmeye başladı "niye mi? Para tabiki herkesin sahip olmak istediği para!" Bian duraksadım "kai sen bu değilsin! Lütfen" yüzüme yediğim tokatla "ben buyum lisa!"
Ve cebinden birşey çıkarmasıyla ona baktım bıçak mı o!
Jungkookun ağzından
Yine oda oda Wendy yi ararken bir kapının önünde durdum "gittin mi oraya?" Kimle konuştuğunu çok merak ediyordum "bana bak kai onu yaşatma!" Dedi ve bian içeri girdim Wendy telefonu hızlıca kapatıp bana baktıLisa haklıydı...
Hızlıca üzerine yürüyüp "Wendy yoksa!" Dedim ve artık patladım "sana inanmıyorum!" Onu sertçe itip hızlıca evden çıktım ve arabama bindim
Nolur bişey olmasın yalvarırım...
Lisayı arıyordum ama açmıyordu kapıya gelince sonuna kadar açık olan kapıya bakıp içeri girdim ve gördüğüm manzara "lisaaa!!" Hızla yanına koşup onu sallamaya başladım kolunda kesikler ve beline baktım bıçaklanmıştı kan kaybetmemesi için Çeketimi sarıp ambulansı aradım Ve lisaya geri döndüm "lisa uyan yalvarırım uyan!" Gözümden süzülen yaşlar iyice artarken
"J-jungkook?" Diye titreyen sese baktım "iyi misin??" Dedim "hayır değilim" dedi "hastaneye gideceğiz iyi olacaksın!" Dedim "olamam" dedi ve devam etti "benim kalbim iyi değil jungkook sana olan aşkım iyi değil lütfen yeter artık ayrıl benden s-seni daha çok sevmek istemiyorum" arada duraksıyor Ve kekeleyerek konuşuyordu
Bana aşıktı... "b-ben üzgünüm lisa sana inanmadım affet beni lütfen" Dedim iyice gözleri kapanacak gibiydi "seni affedemediğim için sen beni affet jungkook" dedi ve bian öksürmeye başladı ağzından gelen kan yüzüme gelmişti "lisa-lisa!!!!" Ve gözleri iyice kapandı.
"Hayır hayır aç gözlerini dayan lütfen dayan!" Ambulans sesi gelince hemen lisayı kucağıma alıp ambulansın yanına götürdüm
Ona bişey olmayacak ona bişey olmayacak. Kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum hastaneye gidene kadar ambulansta mudahele ediyorlardı
Etrafındaki doktorlara "o yaşayacak değil mi!?" Diye sordum hiçbiri cevap vermeden işlerine devam ettiler ellerimi saçlarımın arasında gezdirip yüzümü avuçladım Wendy ve o kai denilen piç bunun hesabını verecekti!
Lisanın elini tutup "beni bırakma" diye fısıldadım
Hastaneye varınca acil ameliyat aldılar
Yaklaşık 3-5 saatir bekliyordum o arada kızları aramıştım rose ağlayarak hastaneye gelmişti ve boynuma asılmıştı "ne oldu ona söyle!" Diye bağırınca sadece başımı eğdim "senin yüzünden değil mi!?" Bana vurmaya başladığında jennie onu çekip oturtmuştu
Doktor çıkınca hızla yanına koştum "d-doktor bey o-o nasıl?" Diye sordum sertçe yutkunup gözlerini gözlerime sabitledi "efendim bir süre yoğun bakımda kalacak yaşama ihtimalı yüzde kırk beş civarı çok fazla kan kaybetmiş ve ayrıca kesiği çok derindi" Kızlar ellerini ağzılarına kapatıp ağlamaya başladılar rose bayılmıştı bile ben ise hala olayın şokundaydım
"Şaka yapıyorsunuz! Şaka diyin lütfen şaka diyin!" Başını eğerek "maalesef" dedi ve uzaklaştı arkasından gelen hemşireye "ne zaman görebiliriz?" Diye sordum "üç gün yanına gidemezsiniz" dedi kafayı yiyecektim
Koltuğa oturdum jennie rose yi bir odaya götürmüştü doktorlar ona bakacaktı ve jisoo yanıma oturdu "nasıl oldu?" Diye sordu gözümden süzülen yaşları aldırmadan "ona inanmadım" Dedim ve derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı "lisa ile tanıştığımızda daha 8 yaşındaydı ailesi nekadar onu bir annenin ve babanın gösterdiği şefkati göstermesede o hep güldü mutlu oldu... moreli bozuk olduğunda bile gülerdi hatta gülerken ağladığına şahit olmuşluğum var hayatında bir tek ajumma vardı oda zaten artık yok tabi bizde varız ama biz ona istediği anne şefkatini verebilme gibi bir yeteneğimiz yok..."
Ben başımı eğmiş onu dinliyordum "o bizim kurnaz böceğimiz ona bişey olmasını düşünmek bile istemiyorum." Oda ağlıyordu
"Onu seviyor Musun?" Ve işte içimi parçalayan o soru başımı kaldırıp ona baktım "b-ben bilmiyorum?" Dedim "ben onu koruyamadım benim yüzümden bu halde" Dedim "kendini suçlama jungkook çünkü o şuan burda olsaydı senin kendini suçlamanı istemezdi." Dedi
"Kendini topla ben roseye bakmaya gidiyorum" diyip elini omzuma koydu başımı geri eğip düşünmeye devam ettim onun o hali gözümün önüne geldikçe gözümden yaşlar geliyordu ağzından fışkıran o kan Ve son sözü
"seni affedemediğim için sen beni affet jungkook"
Haklı beni affetmemekte gayet haklı çünkü ben gerizekalının önünde gideniyim.
3 gün sonra...
3 gündür hastahanede uyuyordum onu yanlız bırakmak istemiyordum annem ve babam hasteneye gelip bakmışlardı Ve geri dönmüşlerdi ama onun annesi ve babası tatilde olduğu için gelememişti jisoo noona sonuna kadar haklıydı onlar lisayı hak etmiyorlardı bu gün lisayı görmeye gidebilirdim
Doktora "girebilirmiyim?" Diye sorduktan sonra üzerime hasta ziyareti için giydirilen şeylerden giydirmişlerdi sadece 10 dk durabilirdim üç gündür deliler gibi özlediğim kızı sadece 10 dk görecektim içeri girip eli kolu serumlu ve ağzında nefes cihazı olan kıza baktım Ve yanına oturdum onu izliyordum rengi solmuştu Ve iyice zayıflamıştı "lisa" Dedim titreyen sesimle "uyuyorsun değil mi uyanacaksın Ve benle kavga edeceksin değil mi seni asla bırakmayacağım lütfen uyan lütfen..."
"Ben sana inanmadım çok pişmanım beni affet demeyeceğim çünkü beni affetme bunu hak ediyorum ama lütfen uyan lütfen..." ve içeri giren hemşire artık çıkmam gerektiğini söyledi ne çabuk geçmişti zaman ben daha ona doymadım.
Dışarı çıktıktan sonra bitirmem gereken işi halletmeye gittim Wendy ve kai yi yakalatmak için tuttuğum adamlar başarılı olmuştu onları yaşatmaya niyetim yoktu nefretim gözümü kör etmiş olabilir ama bunu yargılamayacak Kadar nefret besliyordum Hızlı adamların onları götürdüğü depoya sürdüm ıssız bir yerdeydi polisleri de hiç dert etmiyordum babamın tanıdığı binlerce polis vardı o yüzden bana hiçbir şey olmayacağına emindim Cezalarını kendi ellerimle kesecektim bu kai denilen herif yaptıklarının hesabın Ödeyecekti
Depoya vardığında hızlıca kapıya vurarak içeri girdim adamlar Onların ellerini ve kollarını bağlamıştı İçeri girdiğimde wendy nin bana olan bakışları dikkatimi çekmişti kai ise nefretle bakıyordu onlara yaklaşıp Wendy nin ağzındaki bandı çıkarır çıkarmaz konuşmaya başladı " aşkım yanlış yapıyorsun yanlış anladın düşündüğün gibi değil! Diye yalvarıyordu
" sus! konuşma şu an konuşmak için hiçbir hakkın yok bana yalan söyledin sana olan sevgimi kullandın O yetmiyormuş gibi bir de beni aldattın bu yaptığın insanlığa sığar mı he söyle!" Diye bağırdım " Ve karımı öldürmeye çalıştın!" Ve yanındaki kai ye dönüp yumruğu geçirdim ve ağzındaki bandı çıkardım Wendy ise bana yalvarıyordu ama umrumda değildi ve kai konuşmaya başladı " ne yapacaksın Jungkook senden korkmuyorum!" Ve ağzına attığım tekmeyle ağzındaki kanı tükürdü
" benden korkmuyor olabilirsin ama eminim ki ölümden korkuyorsundur!" Elimi açıp adamın silahi vermesini bekledim ve silahi alınca ona doğrulttum "elveda kai" diyip tetiğe bastım Ve kafamı Wendy ye çevirdim ağlıyordu ama bunların hepsi timsah gözyaşı eğer şimdi onu yaşatırsam biran durmayacaktı Ve ona yaklaştım silahi kalbine dayayıp konuşmaya başladım "sen beni burdan yâraladın burdan öl!" Diyip onada tetiği bastım bu ilk adam öldürüşüm değil di ama Wendy benim sevgilimdi
Ama artık onunda benim gözümde hiçbir değeri yoktu...
Naber Çan'larım çok ekşınlı bir bölüm oldu ama umarım beğenirsiniz😘❤️ yazarınız adam öldürtmeye bayılıyo😂😂

ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARKLI
FanfictionHeryer karanlıktı "Işık'ları kim kapattı?!" Bağırıyordum ama kimse ses vermiyordu Ve arkamı döndüğümde ağlayan bir adam ona yaklaşıp suratına baktım yakışıklı Ve çok tatlı bir çocuktu karanlığın ortasında etrafı aydınlatan bir ışığa benziyordu "kims...