Kalan üç günümde doyasıya eğlenmek bekarlığın dibine vurmak istiyordum.
Kızlar bir plan yaptık üç günlüğüne tatile çıkacaktık Japonya'ya gidecektik bavulumu hazırladım.
2 gün sonra...
Bu gün geri dönecektik hiç bitmesini istemediğim bir tatildi Rose nin gittiğimiz alışveriş merkezinde bir çocuğa takması ve bütün gün onun peşinden koşması ve çocuğun sevgilisi olduğunu öğrenip kızla kavga etmesi Jennie unni nin yaşlı bir amca ile girdiğimiz iddia üzerine dans etmesi jisoo unninin gece otelde gördüğü böcek yüzünden oteli ayağı kaldırması.
Unutmayacağım anılardan dı dönmek istemiyordum. Ne yazık ki Kore'ye dönüp o hayvanın suratını görecektim intihar mı etsem? Ne saçmalıyorum lan kendimi öldürüp onu mutlu etmeye niyetim yoktu hem ben hayata barışık bir insanım.
...
Kore'ye varınca bıkkınlıkla yarının nekadar iğrenç bir gün olacağını düşünmeye başladım bu ne aceleydi? hem neden ben dünyada kız mı kalmadı? Ve o jungkookun sorunu ne? Aklımdaki soruların cevabının kimsenin cevap vermeyeceğini bildiğim halde kendimi harap ediyordum
Ajumma odama girip yanıma geldi "uyuman gerek birtanem yarın düğün-" diyecekken sözünü kesip "o sadece bir oyundan ibaret sadece bir oyun..."
Ertesi gün (büyük gün)...
Sabah erkenden kaldırılmış ve zorla kuaföre götürülmüştüm ne bu acele? Makyajım yapılmış bir tek gelinliğimi giyecektim gelinliğin neye benzediğini bile bilmiyordum bir kaç kadın kuaför ellerinde büyük bir askıyla içeri girdi
Bu gelinlik miydi "yarısı nerde?" Diye sorunca hepsi bana salakmışım gibi baktı "bunun tamamı bu efendim." Diyen kadına göz devirdim bu nasıl gelinlik her yeri açık lan bunun! Hele göğüs dekoltesinden nefret ederdim "ben bunu giymem" diyince içeri bayan jeon girdi jungkookun annesi
"Lisa kızım" diyip elini omzuma yerleştirdi "jungkook göğüs dekoltesi çok sever" ne diyordu bu karı! "Efendim bu fazla açık değil mi?" Diye sorunca
Kendimi kabinde bulmuştum. Kıyafete bir göz gezdirip ofladım
Makyajım hafifti bu elbise çok ağır olurdu kıyafeti giyip kabinden çıkınca bayan jeon ve annem bana baktı annemde gelmişti annem bana bakınca gözleri doldu bayan jeonda sanki İstanbul'u fethetmiş gibi bakıyordu.
Annem yanıma gelip "çok güzel olmuşsun birtanem" diyip sarıldı ama ona karşılık vermedim onlara hala çok sinirliydim üzgün bir şekilde benden ayrıldı
Babam içeri girdi beni düğün salonuna götürecekti kızlarda beni hazırlayıp hazırlanmaya gitmişti. Babam bana bakıp buruk bir gülümseme sundu kolunu uzatıp girmemi bekledi suratım beş karış bir şekilde koluna girdim
Ayağımdaki topuklu yüzünden yürüyemiyordum sadece babamdan destek alıyordum solona girince jungkookun etrafa sert bakışlar yolluyordu kafasını bana çevirince bakışlarında bir an bir değişiklik gördüm sandım ama daha kötü bakmaya başlamıştı.
Biraz irkmiştim ama belli etmemeye çalışıyordum
....
Düğün merasimi bitmişti üzerimden sanki koca bir yük kalkmıştı jungkookun babası bize koca bir villa satın almıştı bile jungkookla oraya gidecektik kızlarla vedalaşıp arabaya bindim jungkookun sert bakışlarından her geçen dakika dahada korkuyordum
Sert bir şekilde "çok çirkin olmuşsun!" Dedi bir kıza denir mi bu ya! Sinirle "senin kadar olmasana evet" diye cevap verdim sinirle bana bakıp geri kafasını yola çekti be konuşmaya başladı "sana haddini aşmamanı tavsiye ederim yoksa sonuçlarına katlanırsın ha bide sana kuralları sayacağım 1.eve her gün hizmetçi gelecek akşama doğru geri gidecek 2.benim aynı odada kalmayı aklından bile geçirme senin ayrı bir odan var ve sonuncu olarak benden uzak dur!"
Ay ben sana ölüyodum!!
"Son söylediğin senin içinde geçerli!" Diyince "sana söylemiştim senin gibi kızlar tipim değil." Dedi ve arabayı durdurdu eve gelmiştik ayağımdaki topukluyla zorla arabadan indim ve yürümeye çalıştım arkamdan eteğimde bir ağılık hissedince arkamı döndüm jungkook eteğime basıyordu tam hareket edecekken yere yapıştım dizimi çok fena çarpmıştım acıyla kıvranırken o sadece yanımdan geçip gitmişti
Ayağı kalkmaya çalıştım ama duramıyordum bile ayağımdaki topukluları çıkarıp elime aldım ve sürüne sürüne içeri girmeye çalıştım
İçeri girince jungkook koltuğa yayılmıştı bile "odam nerede?" Diye sorunca "git bul!" Dedi sert bir şekilde sinirle yürümeye çalışarak devam ettim bir üst Kata çıkmaya çalıştım ayağım çok kötüydü bir odaya girince burası olmadığını anladım burası junkookun odasıydı biraz daha ilerdeki odaya baktım içeriye girince valizimle karşılaştım burası olmalıydı
Üstümü değiştirmem gerekiyordu ama o salaktan fermuarımı açmasını isteyemezsiniz azardı falan. Ben bu kıyafeti nasıl çıkaracağım!! Oflayarak elimi sırtıma götürdüm ama bir işe yaramıyordu kapıda beliren jungkook a baktım üzerime çantamı fırlatıp "arabada unutmuşsun eşyalarına sahip çık!" Dedi sert bir sesle.
Aniden gelen cesaretle "j-jungkook?" Dedim göz devirip bana döndü ne var anlamında başını salladı "şey senden ilk ve son kez birşey isteyebilirmiyim?" Diyince "hayır!" Diyip gidecekken "bekle!" Dedim
"Sadece şu fermuarı aç senden başka birşey istemiyorum." Tekrar göz devirip gidecekken "sana diyorum jeon jungkook mecbur olmasam senden böyle boktan bişey istemem! Senden sadece bir adamlık yapmanı istiyorum!" Hızla yaklaşıp sırtımdaki fermuarı açmaya başladı
Fermuarı sert bir şekilde açtı ve hızla kapıdan sertçe çıkıp gitti.
Eteğimi yukarı kaldırıp dizlerime baktım çok morarmıştı dokunamıyordum bile gözlerindeki yaşları elimin tersiyle silip "eğer benim adım lalisa ise bu adamdan ayrılana kadar güçlü olacağım!"
Hikayenin gidişatına yorum yapın ona göre devam edeyim❤️❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARKLI
Hayran KurguHeryer karanlıktı "Işık'ları kim kapattı?!" Bağırıyordum ama kimse ses vermiyordu Ve arkamı döndüğümde ağlayan bir adam ona yaklaşıp suratına baktım yakışıklı Ve çok tatlı bir çocuktu karanlığın ortasında etrafı aydınlatan bir ışığa benziyordu "kims...