Sezon 2 - Bölüm 3 - Ateşimi benzinle söndür

33 0 0
                                    

- Dean?

Yıllardır bana böyle kimse seslenmiyordu.

-Lisa?

Hemen resepsiyonun önüne geçti ve bana sarıldı. Lisa benim akademideki sevgilimdi. Birbirimizi deli gibi seviyorduk ama o beni ardına bakmadan bir kas yığını için terk etmişti. Güzel eski anılar.

-Sana burda rastlamak bir tesadüf, Lisa.

-Biliyorum, yıllar oldu. Nasılsın? İyi görmedim seni.

Başımdan geçenler 12/12/12 de dünyanın sonunun geleceğine inanmak kadar sıradışı, klişe ve imkansız görünüyordu. Ona anlatmamakta karar kıldım.

-Çok şey geçti başımdan Lisa. Anlatsam roman olur, o derece.

-Kesinlikle anlatmalısın. Tren çarpmış gibisin. Nasıl gidiyor hayatın?

Hayat? Hangisi acaba? Görevinde kaçırılan polisinki mi? Aniden çıkan izler silsilesiyle intikam arayan delininki mi? Yoksa hayatının aşkını kaybeden umutsuz yıkık çınar ağacınınki mi?

-Berbat. Daha kötü olamazdı.

-Pekala, sana bir oda ayarlıyalım.

Neden bilmiyorum ama, gereksiz bir tetiklemeyle ağzımdan sözler döküldü :

-Senin hayatın nasıl gidiyor Lisa? Yalnızmısın?

-Evet. Keşke akademide o hatayı yapmasaydım. Josh bir canavardı. Akademiden sonra karanlık işlere girdi. Ayrıldık. Tehtid falan etti, birkaç haftadır durgun.

Kafamda şimşekler çaktı. Josh. Joshua Niagara. Sopa. O piçi nerden tanıyorum diyordum. "Rahmetli" Joshua akademide beyzbol takımının kaptanıydı. Kariyerini top yerine kafayla oynarayak devam ettirmek istemişti. Ben jübilesini yapana kadar.

"Garip." dedim.

-Seni bırakmam büyük bir hataydı, Dean.

-Bana böyle seslenme artık. O isim bir anlam ifade etmiyor.

Gözleri titredi, anahtarı bana verdi. Aldım ve odama doğru yürümeye başladım.

-Dean! Bekle!

-Sana bana böyle seslenme demedim mi ben?! Benim adım Jonath...

Arkamı döndüğüm anda dudaklarını dudaklarımda hissettim. Durdurmam gerektiği halde devam ettim, elimi kalçalarına indirdim. 15 saniye kadar daha öpüştük.

Dudaklarımızı çekip birbirimize baktık. Ellerini belime koydu. Geri çektiğinde elinde kan vardı.

-D..Dean... Yaralısın...

-Ufak bir sıyrık işte.

Askeri yakın dövüş bıçağının sıyrığı.

-Pansuman yapmalıyız.

-Ben iyiyim Lisa.

Ellerini ittirdim ve odama çıktım. Duşa girdim. Ona karşı hiçbirşey hissetmememe rağmen onu öpmeye devam etmiştim. Duş soğuk vücuduma çok iyi geliyordu. Sırtımdaki kesik yanıyordu. Kendimi zar zor yatağa attım.

Gözlerimi beyaz tavana diktim. Ne yapacağımı bilemez bir haldeydim. Lisa'ya karşı içimde sönmemiş bir ateş vardı. O ise bu ateşi benzinle söndürmek istiyordu. Kapı çalındı. Açtım. Lisa elinde pansuman malzemeleriyle gelmişti.

-Ne istiyorsun Lisa?

-O yarayla seni görmek hiç hoşuma gitmedi Dean... Yani John.

-Pekala. Gel içeri.

Karanlık : Kayıp HalkaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin