"Çok yakın, ne kadar uzak olsada, kalpten daha fazla olamaz. - Metallica"
Voltarno'daki 5. gün. Yeterince araştırma yaptıktan sonra, neler döndüğünü anlamaya başladım. Kartel büyük av peşindeydi. Avcı onlar, av ise bendim. Anlaşılan o ki Kartel lideri beni bir tehdit olarak algılamış. "Güle güle..." demek istemiş. İleri görüşlü adammış. Onun çorbasındaki sinek olacağımı anlamış.
Burada her türlü bok dönüyordu. Uyuşturucu, fuhuş, kontratlar hatta sahte kumar oyunları bile. Adamlar burayı bildiğin cehenneme çevirmiş.
Toplantıları kovan tarzı binalarda yapıyorlardı. Gece 11 sularıydı. Bu binalardan birinde "mıntıka" temizliğiyle meşgul olmaktaydım. Absolver'a sarılmış, ilerlerken binanın içindeki jetonlu telefon çalmaya başladı. Uzanıp açtım.
-Bay Lynch?
-Konuş benimle.
-Alexander Woods. Sizinle konuşmak istiyorum.
50'lerinin başlarında, görmüş geçirmiş bir adamın çatallı, tok ve gür bir sesiydi. O dik başlı tavrımı yine önde tuttum. Sikimin dikine gitmek artık bana ait bir lükstü :
- Herkes benim seksi sesimden bir parça istiyor.
- O binayı derhal terketmelisiniz. Polis gelmek üzere.
- Bilgin olsun diye söylüyorum bende onlardanım. Hem, gelseler iyi olur burda bayağı bir eğlendik.
-Lynch, anlamıyorsunuz... Onlar aslında-...
Dışarıdan gelen ses, konuşmamızı korkutucu bir şekilde böldü.
"JONATHAN LYNCH! VOLTARNO EYALET POLİSİ! İÇERİDE OLDUĞUNU BİLİYORUZ! SİLAHLARINI BIRAK VE ELLERİN BAŞININ ÜZERİNDE DIŞARI YÜRÜ!"
Hararetli bir "Hassiktir!" çekip tekrar telefona döndüm.
-Bunun olacağını biliyormuydun?
-Size tekrar ulaşacağım. Oradan çıkmaya bakın Bay Lynch!
"Beep... Beep... Beep..."
Sinirli bir şekilde koridora döndüm. "Ananın amı be!" diye bağırarak merdivenlere koşmaya başladım.
Sola dönecekken kulağımı sıyıran mermi sesiyle kendime gelip siper aldım. Üst katları henüz temizlememiştim.
-HEY! Hadi! Tam burdayım bak!
Sazan olayın içine düşmüştü. Tek vuruşta beyni pestile döndü. Koşarak merdivenleri tırmandım. Mühimmat dolabına benzer bir dolap gözüme çarptı. Açtım ve gördüğüm şey beni "Yeni Çin Yılı" havasına sokmaya yetti.
Bir kutu el bombasıyla karşı karşıya olmamla birlikte parti yapacak vaktim yoktu, iki tane yakalayıp binanın merdiven kirişlerine salladım. Koşarken bombaların güçlü haltlar olması, benim dengeme ve merdiven boşluğunun bir kısmına mal oldu. Yıkılmanın etkisiyle yere yapıştım.
Fakat tek patlama merdiven boşluğu değildi, alt kısımda uyuşturucu laboratuvarları bulunuyordu ve bir kısmı kasten olmamakla birlikte iyi bir iş çıkararak alev aldı ve inflak etti. Binanın belli kısımları zarar görmeye başladı. Bir ofis girişine kafamı dayadım ve seslere kulağımı verdim :
- Bir siki beceremeyin zaten amına koyim. Ne boka yararsınız lan siz?! Bu herifin içine iki kurşun koymak çok mu zor sikikler??!!
Kapıya tekmeyi vurup içeri daldım. O herifi tanımıştım. İnfazcı...
- Benny Dertnork. Bu kadar kanı canını almak için döktüm demek.
-Lynch! Amına koduğumun aptalı! Seni ilk gördüğüm günden beri senin bi bok olduğunu biliyordum.
O iğrenç saçları, kazanova tavrı, ince, kulak tırmalayan sesi,Ege yöresi lehçesi, güneş gözlükleri ve beyaz takım elbisesiyle pezevenkten farksızdı. Konuşmaya devam etti :
-Ne sikim yediğini sanıyorsun? Mal polisin tekisin, bize bi sik yapamazsın. Buraya gelip o mantar tabancasıyla bir bok yapabileceğini mi sanıyorsun?
İki el silah sesi duyuldu. Biri ondan, digeri benden. Atışı endişesiyle ıskaladı, fırsattan istifade onu midesinden vurdum. Bağırdı ve küfretmeye başladı :
-Ne yaptın lan sen?! Hassiktir, vurdun beni lan!
Elini yarasının üzerine koydu. Nefes nefeseydi, tehtid savurmaya devam etti :
-Gebereceksin Lynch! Siz maymunlar ne sikimi bekliyorsunuz vurun şu piçi!
Benny kaçmaya başladı. Bense duvarın arkasına siper aldım.
Maymunlar oldukları aşikardı. Bir tırı bile vuramazlardı. Iskalamadan üçünüde halledim.
Benny'i takip etmek zor olmayacaktı. İkimizde bunun son koz olduğunu biliyorduk ve o, az önce elinde ne varsa kaybetmeye başlamıştı. Kan kaybediyordu. Kan izini takip ederek pencereden karşı çatıya atladım.
Benny hızlı hareket ediyordu, melekleri bilmem ama, insanı kanatlandıran şey korkuydu.
Bolca ama kısa süren pat kütlerle Benny'i takipte kalmaya devam ettim. Bir çatıya geldik ikimizde, tren yoluna bakıyordu.
-Hayır, yapmayacaksın.
-İzle beni Lynch.
Koşarak trenin üzerine atladı. Bende arkasından...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık : Kayıp Halka
AcciónBenliğini kenara fırlatan ve başkaları için yaşayan, bir yandan geçmişiyle uğraşan, karanlıkta boğulan adamın hikâyesi.