Furkan: Hello, its me.
Furkan: Hello, can you hear me?
Gökhan: Hello.
Gökhan: Yok seni duyamiyoring.
Furkan: Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Furkan: Mısralarımda;
Furkan: Dokunabilir misiniz,
Furkan: Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Furkan yazıyor...
Gökhan: Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Gökhan: Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Gökhan: Bu derde düşmeden önce.
Furkan: Bir yer var, biliyorum;
Furkan: Her şeyi söylemek mümkün;
Furkan: Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum
Gökhan: Anlatamıyorum.
Furkan: Birgün anlatacaksın, biliyorum.
Gökhan: Bende biliyorum.
Gökhan: Sanırım en sevdiğim şiirlerden.
Furkan: Benimde.
Gökhan: Peki nerden esti?
Furkan: Balkanlardan.
Gökhan: Furkan.
Furkan: Ben sebepsiz bir şey yapamaz mıyım amk?
Gökhan: Yapamaz değil yapmazsın.
Furkan: Yaparmışım demek ki.
Furkan: Havadan nem kapma.
Gökhan: Öyle diyosan öyle olsun.
Gökhan: Yarın kütüphaneye gidelim mi?
Furkan: Olur, bende birkaç kitap almak istiyordum zaten.
Gökhan: Tamam o zaman okulda konuşuruz, yat artık.
Furkan: ?
Gökhan: Sonra zombi gibi geziyorsun amk.
Gökhan: Kontrol edeceğim demiştim sana,
Furkan: Hayır yatmayacağım cins misin lan dkwkfkektkekf
Gökhan: Öyle mi?
Furkan: Yeaap.
Gökhan: Arıyorum telefonu aç.
İçime sinmedi ama şu durumda bunu yazabilmem bile büyük mucize, şu telefon sorununu çözdüğüm her şey güzel olacak. Öpüyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Böğürtlen| texting (boyxboy)
Short Story"Keşke beni de elinde ki şu böğürtlen kadar sevebilsen." dedi çocuk yüzünde ki buruk gülümsemeyle. Diğer çocuksa bir böğürtlenlerine bir de çocuğa baktı. Dudaklarını büzdü, "Seni böğürtlen kadar çok sevemem ki... Daha çok severim." 16/07/2018