Aynı günün devamı...
Gökhan: Niye durgunsun?
Furkan: Niye karşımda otururken bana buradan yazıyosun mal mısın?
Gökhan: Belki özeldir ve Melih'in duymasını istemezsin?
Furkan: Melih'in duymasını istemediğim şeyi sana söyleyeceğimi düşündüren ne?
Gökhan: Söylemez misin?
Furkan: Söylerim.
Furkan: Ama cidden bir şey yok. Sınav haftası yaklaşıyor ve ben şimdiden yorulacağımı düşünerek yoruluyorum.
Gökhan: Çok fazla takıyorsun.
Furkan: Bazılarımızın aksine benim çalışmam gerekiyor.
Gökhan: Heh bende ne zaman laf sokacaksın diye merak ediyordum.
Furkan: İyi bari geç kalmamışım.
Gökhan: Şuan piçlik yapıyosun.
Gökhan: Neden?
Furkan: Yorgunum amk neden olabilir?
Furkan: Sabahtan beri bir uyutmadınız zaten.
Gökhan: Gece uyumuyorsun sonra böyle amk.
Gökhan: Bu gece erken uyuyacaksın.
Furkan: Nasıl olacakmış o?
Gökhan: Kontrol edeceğim.
Furkan: Emredersiniz komutanım!
Gökhan: Gevşek.
Furkan: Biz niye hâla burdan konuşuyoruz amk.
Furkan: Melih bizi öldürecek birazdan.
Gökhan: Neyse ne.
Gökhan: O yüzünü topla, suratını asmanı sevmiyorum.
(Görüldü)Telefonumu kilitleyip cebime soktum ve kafamı bakışları benle Gökhan arasında mekik dokuyan Melih'e döndürdüm.
"Siz telefonla pıtpıt napıyorsunuz lan sabahtan beri?" dedi şüpheci bir tonda. O an ne desem emin olamadığım için bakışlarım yardım istercesine Gökhan'a döndü. O telefonunu daha yeni kitleyip cebine koyuyordu."Sana ne amına koduğum, Melahat teyze gibisin." Melih'e ithafen sert sert konuşan Gökhan'a bakıyordum. Melih içeceğinden bir yudum daha aldıktan sonra omuz silkti, bu çocuk bu rahatlık sanıyorum ki uzun yıllar yaşardı.
"N'aparsanız yapın. Ama siz bir teklifim var bu haftasonu şu okulun duvarında asılı olan festivale gidelim mi?" Bir bana bir de Gökhan'a bakıyordu. Bende ona döndüm bu sefer gözlerimiz birleşti. Ne dersin dercesine göz kırptı Gökhan."Bu haftasonu ders çalışmam gerek, üzgünüm." dedim omuz silkerek. Gökhan başıyla onaylayıp Melih'e döndü, "Kanka baksana Furkan yok başka zaman başka festivale artık, zaten benimde çalışmam lazım bu seferde fizikten geçemezsem babam ağzıma sıçacak." dedi. Kaşlarım çatıldı, birisinin ben olmadığım için bir etkinliği ekmesi bana çok yabancıydı o yüzden yüzümde oluşan gülümsemeye engel olamadım. Bunu gören Gökhan 'hayırdır' dercesine göz kırpıp güldü bende gülümsememi bozmadan omuz silktim. Melih'in sesiyle ikimizde ona döndük.
"Ne boş beleş adamlarsınız amına koyayım, yoldan bile çıkaramıyoruz!" diye yakınıyordu. Gökhan'ın fiziği cidden kötüydü iki senedir her fizik sınavından ya kopyayla geçiyordu ya da geçemiyordu. Aklıma gelen fikirle sırıttım.
"Boşver oğlum festivali bize ders çalışmaya gelin." dedim bir Gökhan'a bir Melih'e bakarken. Gökhan'ın gülümsemesi genişledi.
"Sen geçen sınavdan 96 almıştın değil mi? Kesin geliyorum." dedi sırıtırken.
Bakışlarımı Melih'e çevirip göz kırptım. İki elini kaldırıp, "Yok abicim beni inek muhabbetinizden uzak tutun." dedi. Gözlerimi devirip iyi dercesine omuz silktim."Annen için sorun olmasın?" Gökhan'ın sorusuyla gülümsedim, bu kadar düşünceli olması bazen beni cidden şaşırtıyordu.
"Sanmıyorum." dedim gülümseyerek. Annemin çalıştığını söylemek için ağzımı açmıştım ki o sırada zil çaldı ve yavaşça hepimiz toparlanıp içeri girdik. Şuan tek düşündüğüm şey haftasonu Gökhan'la evde yalnız kalacağımdı.
Bu kızın telefonu bozuldu ve hayat çok zor...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Böğürtlen| texting (boyxboy)
Historia Corta"Keşke beni de elinde ki şu böğürtlen kadar sevebilsen." dedi çocuk yüzünde ki buruk gülümsemeyle. Diğer çocuksa bir böğürtlenlerine bir de çocuğa baktı. Dudaklarını büzdü, "Seni böğürtlen kadar çok sevemem ki... Daha çok severim." 16/07/2018