Hayatımda ilk defa terlediğini öğrendiğim ellerimi kurulamak amacıyla ceketime sürdüm. Elimi zilin üstüne koydum ancak basmadan çekip gözlerimi kapadım ve derin bir nefes aldm. Yapabilirim, yapabilirim ve kesinlikle yapabilirim. Parmaklarımı tekrar zilin üstünde dolaştırırken gözüme dolan ışık ve bir ses duyarken elimi gözüme siper edip gözüne far tutulmuş tavşan gibi geriledim. Kafamı kaldırdığımdaysa elinde telefonu, yüzünde alaycı bir sırıtışla camdan sarkan Gökhan dışında bir şey görmedim. Gözlerimi devirip, sinirli sinirli bakmaya başladım.
"Ama çok tatlı duruyordun. Keşke ismin Yusuf olsaydı bu duruma çok uyardı..." dedi dalgayla. Kaşlarımı çattım ve gözlerimi kısıp ona sinirli bakışlarımı tekrar göndermeye başladım. O ise bana öpücük atıp içeri girdi ve birkaç saniye sonra dış kapının açılma sesini duydum.
Zar zor yutkunduktan sonra iki saatte ancak karar verdiğim kıyafetlerimi çekiştirip düzelttim. Merdivenin basamaklarını çıkarken evlerinin ikinci katta olmasına lanet ettim, altmışıncı katta otursalardı bu kadar çabuk çıkamazdım!
Birinci katıda çıktıktan sonra ikinci kat görünmeye başlayınca alayla bana bakan bir Gökhan ve yanında Gökhan'ın yirmi beş yıl sonra ki halini gördüm.
"Bir sümüklü böcekle sevgili olduğunu bilmiyordum." dedi babası bana samimi bir gülücük sunarken. Ben de yere doğru kafamı eğip mahçupça gülümsedim, üç buçuk atıyordum amına koyayım."Yok ben Yusufçukla sevgiliyim." dedi Gökhan kahkasını tutmak için kendini zorlarken saçma sapan sesler çıkartarak. Yarın suratının ortasına bir tane geçirmek konusunu kendime hatırlatmada bulunacaktım. Sinirli bir sevimlilikle ona döndüğümde ne demek istediğimi anlamışçasına ağzına hayalet bir fermuar çekti.
"Evladım gel içeri gir." dedi babası samimice, bende gülümseyip kapıdan geçtim. Bana elini uzattığında öpmekle sıkmak arasında kalsamda sıkmakla yetindim. "Ben Sedat." dedi elimi sıkmaya devam ederken. "Bende Furkan.""Biliyorum, senden çok bahsetti." dedi kolunu omuzuma atıp beni salona doğru kendiyle birlikte sürüklerken, bende ona ayak uydurdum. "Banada sizden çok bahsetti efendim." dedim ceketimi çıkarırken. İkimizde Gökhan orda yokmuş gibi haraket ediyorduk.
"Evet, evet. Mükemmelim falan." dedi sahte bir kibrle kafasını kaldırırken bize de varlığını haturlatırken. Kafamı yavaşça ona çevirdim ve başımı iki yana sallayıp tekrar önüme döndüm. Adam omuzum birkaç kere dostça vurdu, "Alışırsın." dedi iğnelemeyle kafasını Gökhan'a çevirirken. "Kahve falan mı içsek ya?" dedi Gökhan saçlarını karıştırıp babasının bakışlarını kendinden uzaklaştırmak adına gülümserken.
"Mutfaktan uzak dur Gökhan, ben yaparım." dedi Sedat amca. "Nasıl içersin?" dedi. "
Boğazımı temizledim ve "Sade olsun." dedim, başını sallayıp ayağa kalktı ve uzaklaştı.O gittikten bir süre sonra Gökhan karşıdan gelip yanıma oturdu.
"Hoşgeldin sevgilim." dedi ve dudağıma bir öpücük kondurup geri çekildi. "Hoşbulduk şerefsiz sevgilim." dedim bende ve karnına acıtmayacak şekilde bir yumruk geçirdim. Numardan inleyince gözlerimi devirip arkama yaslandım. "Çok gerginsin görebiliyorum." dedi Gökhan yüzümü avucunun arasına alırken.
"Hadi ya, medyum falan mısın, nasıl anladın." dedim homurtuyla. Parmağıyla hafifçe burnuna bir fiske attı. "Çok huysuzsun."Kollarımı birbirine bağlayıp ayağımı sallamaya başladım stresten, Gökhan'da bundan rahatsız olsa gerek eliyle bacağımı durdu. "Yapma." dedi bende başımı salladım. "Ayıp olmuş mudur, kocaman adam kahve yapmaya gitti bize ya." diye söylenmeye başladım istemsizce. Bana doğru döndü ve yüzünde usulca bir gülümseme yer edindi, "Bebeğim, bu kadar gerilme. Artık birlikte bir ortamda bulunmaya alışmalısınız." dedi Gökhan usulca öpücük verirken yanaklarıma. "Aklında ne dönüyor anlat bana."
"Baban Göktuğ'la aramdakileri biliyor mu?" dedim sıkıntılı bir nefes verip, o da başını sağa sola salladı. "Hayır ama öğrense bile oğlunu biliyor Furkan'ım." dedi. "İyi ki varsın Göko." dedim gülümserken.Tam dudaklarımız birleşecekken ve ben de nereden olduğumuzu unutmuşken mutfaktan gelen sesle hızlıca uzaklaştım.
"Kadir!" Kaşlarım çatıldı ve Gökhan'a baktım o gözlerini kapamıştı. "Kadir kim?" dedim olayları anlamaya çalışırken. "Benim." dedi tek gözünü açarken. "Pardon?" dedim şokla bakarken.
"İkinci adım, baban onu kullanmayı seviyor."
"Bende sevdim." dedim gülümserken.
"Neyse gideyimde bir bakayım, geleceğim sevgilim." diyip ayağa kalktı ve saçımın üstüne bir öpücük kondurup mutfağa gitti o da. Bende arkama yaslanıp günün neler getireceğini bekledim.**
Selam. Bir süredir kendimde yazacak gücü bulamıyordum ve bu bölümde istediğim gibi olmadı ancak artık yazmam gerektiğine karar verdim. Bir daha ki bölümün daha güzel olacağına söz vererek gidiyorum, kendinize iyi bakın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Böğürtlen| texting (boyxboy)
Short Story"Keşke beni de elinde ki şu böğürtlen kadar sevebilsen." dedi çocuk yüzünde ki buruk gülümsemeyle. Diğer çocuksa bir böğürtlenlerine bir de çocuğa baktı. Dudaklarını büzdü, "Seni böğürtlen kadar çok sevemem ki... Daha çok severim." 16/07/2018