Gökhan: Günaydın. (07:45)
Gökhan: Şşş. (08:13)
Gökhan: Nerdesin sen amk. (10:05)
Gökhan: Okula gelmedin ve telefonlarımı açmıyosun. (12:30)
Gökhan: Eğer biraz daha haber alamazsam hiçbir şey sikimde olmayacak yanına geleceğim (12:31)
Gökhan: Oğlum eğer ölmediysen çok büyük sıçtın çünkü oraya geldiğimde ağzına sıçacağım. (13:56)
Furkan: Ne konuşmuşsun ya. (14:05)
Gökhan: Seni döverim:)))))))))))
Gökhan: NE KADAR MERAK ETTİM HERHANGİ BİR FİKRİN VAR MI İT?
Gökhan: ŞİMDİDE GEVŞEK GEVŞEK NE DİYOSUN YA.
Gökhan: YEMİN EDERİM SİNİRDEN GÜLÜYORUM ŞUAN.
Furkan: Ya biliyorum özür dilerim.
Furkan: Hasta olmuşum hiç halim yoktu.
Gökhan: Bir haber vermek aklına gelmedi yani amk.
Gökhan: Beni burada meraktan kudurtmaya ne hakkın var?
Furkan: Özür dilerim.
Furkan: Alışık değilim anla amk.
Furkan: Kimseye haber vermeye veya kimseyi meraklandırmaya.
Furkan: Ortaokuldan sonra hiç arkadaşım/yakınım olmadı biliyor musun?
Furkan: Herkes benden vebalıymışım gibi kaçtı amk.
Furkan: Tek suçumsa herkesin yürüdüğü yolda tersine yürümekti.
Furkan: Herkes evlenirken o gece ne olacağını bilerek bunu kutluyorken ben sırf hemcinsimle birilikte olacağım diye iğrenilerek bakılıyordum. Onların ki değil benimki sapıklıktı çünkü ben bir kızın değil bir erkeğin elini tutmak istiyordum.
Furkan: Bu yüzden kimse beni merak etmedi.
Furkan: Hatta düştüysem bir tanede tekme onlar attı, annem kaldırdı sonra yaralandığım yerlerden tek tek öperek iyileştirmeye çalıştı.
Furkan: O yüzden sana haber vermediğim için beni suçlama, alışmaya çalışıyorum ancak bu benim için kolay değil anla beni. Üstüme gelme boğuluyorum, bu sular derin ve ben yüzme bilmiyorum.
Gökhan: Toplumu da sikeyim.
Gökhan: Düzenide.
Furkan: Birlikte?
Gökhan: Birlikte.
Gökhan: Çok mu hastasın?
Furkan: Biraz.
Gökhan: Dün bana verdin montu o soğuk havada tabii hasta olursun amk.
Gökhan: Seni dinleyip sana uyanda kabahat.
Furkan: Senin üstün daha inceydi ama.
Gökhan: Ne fark eder? Kendini düşün biraz Allah için.
Gökhan: Bırak başkalar kendini düşünsün.
Gökhan: Nasıl bu kadar duyarlı olabiliyorsun kafayı yiyorum.
Gökhan: Herkes seni düşürüyor umursamıyor sense düşeni kurtarmak için kendini yakıyorsun amk.
Furkan: İçimden bir ses artık konunun sadece mont olmadığını söylüyor.
Gökhan: Değil çünkü.
Furkan: Sonra konuşsak, kendimi pek iyi hissetmiyorum.
Gökhan: Annene söyle çorba yapsın, iyi gelir.
Furkan: Annem işte.
Gökhan: Yalnız mısın?
Furkan: Evet.
Gökhan: Hasta haline evde yalnız mısın yani?
Furkan: Evet?
Gökhan: Bari hasta olduğunu söyledin mi annene amk cinsi?
Furkan: Biliyor.
Gökhan: Kaçta gelecek?
Furkan: Bilmiyorum erken gelmeye çalışacağım dedi ama...
Gökhan: Okul çıkışında ben geleceğim, bekle beni.
Furkan: Ne gerek var oğlum ya, boşver.
Gökhan: Saçmalama da dinle beni.
Gökhan: Zaten dinlemedin diye şuan bu haldesin.
Gökhan: Birde fotoğraf at bakayım nasılsın göreceğim.
Furkan:
Furkan: Mutlu musun?
Furkan: Boyun uzadı mı bari.
Gökhan: Ben gelene kadar dikkat et.
Gökhan: Hadi yat uyu şimdi.
Furkan: Emredersiniz komutanım.
Gökhan: Homurdanma sesin kulağıma geldi resmen amk.
Furkan: Siktir git.
Yazayım da biriktireyim dedim ama yazdıkça atıyorum, kendime hakim olamıyorum. Biri beni durdurabilir mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Böğürtlen| texting (boyxboy)
Short Story"Keşke beni de elinde ki şu böğürtlen kadar sevebilsen." dedi çocuk yüzünde ki buruk gülümsemeyle. Diğer çocuksa bir böğürtlenlerine bir de çocuğa baktı. Dudaklarını büzdü, "Seni böğürtlen kadar çok sevemem ki... Daha çok severim." 16/07/2018