2.Bölüm(Tanıdık yüz)

54 5 0
                                    

Bu bölüm uzun olucak.Mira bu gizemin peşini bırakmıycak.Hiç beklemediği şeyler yaşıyacak. İyi okumalar...

Artık kendimi oyunun içine zorla katılan bir oyuncu olarak görüyordum.Ve hayat bu oyunda kaybeden mi yoksa kazanan mı olucağımı hiç fısıldamıyordu.Ama  ne kadar korksam bile bu savaşta iyi bir komutan olucağımdan emindim.

Kitap ben ve Erda hâlâ bakışırken gelen telefonla çok korktum. Telefondaki"bilinmeyen numara" yazısı endişemi iyice kamçılıyordu.Yavaşça telefonu açıp hoparlöre verdim.İkimizden de çıt çıkmıyordu.Lütfen ya bir eşşek şakası olsun ya da rüya. Kadifemsi bir ses ile konuşan bir erkekti."Öncelikle cesaretinizden dolayı sizi tebrik ediyorum.Bu akşam gece yarısında aynı yerde.Gelmenizi tavsiye ediyorum.Kitapta hediyem olsun"dedi.Ardından "dıt,dıt,dıt,". Başım büyük beladaydı.Yatağa oturup düşünmeye başladım. Erda'nın bakışları içime işliyordu.Çok korkmuş olmalıydı. İçimden artık daha fazla onu tehlikeye atmamam gerektiğine karar verdim.Kocaman yutkunup"Erda bana bak.Bana bak Erda korkma ben şimdi eve gidicem.Sende kapını kilitle hiç bir yere gitmiycez.Tamam mı? Bir daha ararsa eğer polise gidicez" dedim.Rahatlamış gözlerle bana baktı.Son kez sarılıp evinden ayrıldım.Kahretsin! oraya gidecehimi kimseye söyleyemezdim.Ama tek başınaykende çok korkuyordum. Bütün gün evden çıkmadım. Odamda düşündüm.Sadece önlem almak ile yetindim.Cebime göz yaşartıcı sprey koydum.Ne işe yarıyacaksa?Onların vampir olduğunu ben gördüm. Erda görmediği için normal insanlar sanıyor.Yani ben ona öyle anlattım.Saat artık neredeyse 23.00 gelmişti.Artık gitmeliydim.Herkes uyumuştu bile.Anahtarı yavaşça çekip çıktım.Simsiyah giyindim. Fark edilmemek için ayrıca üstüme bir sürü farklı koku sindirdim.Çünkü onların koku duyusu çok kuvvvetlidir.İnsan kokusunu hemen ayırt edebilirler.Avcının kapanına giden kurt gibiydim.Ormanlık yola giremeye başladım. Artık neredeyse varmışken sürekli çalılardan silüet şeklinde şeyler geçiyordu.Kalbim korkudan iflas etse etse ancak bu gece ederdi.Ellerimin titremesi direksiyonun konrtolünü zorlaştırıyordu.O yapının önünde durdum.Ama bu sefer karanlıktı.Mopedden indim.Yavaş ve sessizdim. Kaskımı çıkarırken arkamdan gelen ayak sesleri korkumu doruklara çıkardı.Ayak sesleri git gide bana yaklaşıyordu.Artık nerdeyse ensemde sıcak bir esinti hissedene kadar. Yavaşça döndüm.Gözlerim bana oyun oynuyordu.Karşımda kocaman iri bir adam vardı. Korkudan çenem titremeye başladı.Kafamı tam olarak kaldırdığımda kırmızı gözleri benim kahvelerime saplandı.Bu dün gece o kadını ısıran korkunç adamdı.Elini kaldırıp yanaklarımda gezintiye çıkardı.O an gözyaşlarımı artık tutamadım. Bedenimin zangırtısı 10 metre öteden duyulurdu.Ani bir refleksle bileğimden tuttu.O kadar kuvvetliydi ki bileklerimi kırmak üzereydi.Artık acısı son safhada olan bileklerimi çekiştirince ağzımdan kocaman bir çığlık kaçtı.Beni içerdeki harabeye doğru sürükledi.Çığlıklarıma baykuş sesleride eşlik ediyordu.Beni kocaman bir alanın içine fırlattı. Burası sanki orta çağdan kalan bir balo salonu gibiydi.Ama karanlık ve kasvetli.Fırlatması ile yüz üstü kapaklandım. Hıçkırarak"Benden ne istiyorsun? Lütfen canımı yakma" dedim.Cümlelerime aldırış etmeden bana doğru ilerledi.Tek eli ile beni boğazımdan havaya kaldırdı.Ayaklarım artık zeminle temasını koparmıştı.Kesik kesik nefeslerim bana yetmiyordu.Kendine doğru çekerken nefes alamamaya başladım. Kocaman dişlerini enseme geçirmek üzereyken.Salonun kapısı ürkütücü bir şekilde açıldı. Ellerini serbest bırakınca tekrar yere düştüm.İçeri heybetli bir beden girdi.Kafamı kaldıramayacak haldeydim. Sadece ayaklarını ve karın kısmını görmüştü.Tek farkettiğim şey erkek olmasıydı. İçeri girdikten sonra "O bir yem değil.O mühürlü bir insan.Şimdi burdan defol!Birdaha da yasak avlanırsan kafanı gövdenden ayırırım" dedi.Kim olduğu anlamasamda hayatımı kurtarmıştı.Bana doğru yürürken artık bilincim tamamen kapanmak üzereydi.Tek hatırladığım bana bakan sap sarı gözlerdi.

Gözümü açtığımda boğazım berbat ağrıyordu.Kafamı kaldırdığım da evimde olmadığımı fark ettim.Nerdeydim ben? Etrafa baktığımda neresi olduğunu bilmediğim biryerdi.Çok eskiydi.Ama özel bir yer olduğu her halinden belliydi.Burda kim yaşardı ki? Endişe ile etrafa bakındım. Üstümde erkek kıyafetleri vardı.O kıyafetleri görmem aklıma milyonlarca ihtimalide getirmişti. Biraz daha bakındığım da başımın ucunda bir not gördüm. "Çok yaramazsın.Yerinde olsam artık geceleri tek dolaşmazdım.Bu arada sana zarar vermedim. Kıyafetler de bana ait ."
Hemen kalkıp o harabeden dışarı çıktım.Kapınım önünde mopedimi görünce sevinçten deliye döndüm.Ben buraya nasıl geldim ya da bu kıyafetler ve mopedimi kim getirdi hiç bir fikrim yoktu.Tek bildiğim bir an önce evime gitmekti.Saat daha altıydı.Hızlıca eve dönersem fark etmezlerdi.Yolda giderken hâlâ dün geceyi düşünüyordum.Şu sözleri beynimde gidip geliyordu"O bir yem değil.O mühürlü bir insan." Vampirlerin kendilerini insanlara mühülerdiklerini biliyordum.Ama o kimdi?ve beni neden kurtardı? Ben kiminle mühülenmiştim? Bu sorular iyice beni rahatsız etmeye başladılar..Eve vardığımda bu olayları unutmaya ve hayatıma devam etmeye karar verdim.Bu karar benim olsa bile onlar durucakmıydı?Bir sürelik vampir kotam dolmuştu.

Sanguinarius;Kan içenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin