7.Bölüm(İzin ver seninle savaşayım)

33 1 0
                                    

Kalbim bilinmezlik ile çarparken ona yardım etmek istiyordum. Tıpkı benim gibi o da yalnız  ve ilgiye açtı.Bana uçurumun kenarında ona yardım etmem için izin verdiğinde içimde bilmediğim bir korku oluştu.Ama herşeye rağmen ona yardım edip bu savaşta onun cephesinde olucaktım.
Acı hançerlerini sırtıma sokarken zihnimin kararalı ne kadar oldu kestiremiyordum.Yavaşça gözlerim açılırken benim dışımda da acı ile inleyen ses kulaklarımı dolduruyordu.Gözler tam olarak açıldığında başımda durup saçlarımı okşayan Rima'yı gördüm.Dönmüşlerdi.Kafamı sol tarafa acı içinde çevirirken loş bir odada olduğumu fark ettim. Uzandığım koltuktan acı içinde doğrulurken sol tarafta büyük yatakta yatanın Tamay olduğunu fark etmemiştim.Onu yatakta ölü gibi yatarken görünce içimde birşeyler kopmuştu.Hemen doğrulurken Rima bana destek olmuştu.Yavaş adımlarla Rima'nın kolunda yatağa doğru ilerledim.
Yüz üstü döndürülmüştü.Hiç sesi çıkmıyordu.Endişe ile Rima'ya açıklama bekler gibi döndüm.
"Canım sakin ol! Toplu halde saldırmış şerefsizler biz yetişene kadar sırtından bıçaklamışlardı. Hara yarasını sardı. O yaralandığı için sende acı çekiyorsun malesef"dedi.
Akan yaşlar ile acıma aldırmadan yatağın kenarına çöktüm.Hepsi benim suçumdu.Sırf beni korumak için bu haldeydi. Kendimi affetmiyecektim.Belki başkası yaralansaydı böyle hissedermiydim bilmiyordum.Ama onun canının yanması canımı çok yakıyordu. Neden canı yandığında kendime hakim olamıyordum. Yataktan sarkan elini ellerimin arasına aldım.Bunu yapmamda sebep aramadan elini yanağımın üstüne koydum.Canım yanıyordu.Ama bu fiziksel bir acı değildi.Fiziksel acı bir yana.Benim kalbim acıyordu.Elleri yanaklarımdayken  başımı yastığa koydum.Sadece yüzüne odaklandım.Neden dedim.Neden ben ve sen.Yorgun ve bitkin yüzünde sakalları yeni çıkmaya başlamıştı.Suratında hep bir üzgün tavrı vardı.Baygınken bile aynı tavırı sergiliyordu.
Ben onu acı içinde incelerken Rima başımda durup bize içi parçalanmışcasına bir süre baktı. Sonra odadan çıktı.Bu işi ben başlatmıştım.Ve benim bitirmem gerekti.Sırf bana mühürlendi diye ölmesi çok saçmaydı.Bu pozisyon canımı çok acıtıyordu.Ayağa zar zor kalkıp başucunda duran suya pez parçasını batırıp alnına yerleştirdim.Bir süre ayakta bekledim.Ama belimdeki acı katlanılmazdı.Yatağın kenarına oturdum.Bir süre bekledim. Ateşine bakmak için bezi kaldırıp elimi alnına koydum.Bu çok saçmaydı.O bir vampirdi.Ama yinede yapıyordum.Bir süre elim alnında beklettim.Teni çok soğuktu.Elimi geri çekerken ağzı kısa bir süriğine aralandı.Ne dediğini anlamaya çalıştım. Anlamadığım için eğildim.
"B..beni bırakma"dedi.
Sonra tekrar
"B..beni bırakma"dedi.
Gözlerim yaş ile dolarken ellerimi ellerine bastırdım.Sanki beni duyarmışçasına
"Burdayım.Seni asla bırakmıycam"dedim.
Son bir kaç saat içinde defalarca kez alnındaki teri silip üstünü örttüm.Yatağın yanındaki koltuğa oturdum.Bir süre daha onu izledim.Saat 4'e geliyordu. Nerdedyse sabah olucaktı. Çocuklar sık sık gelip bakıyorlardı.Kendilerinin kalmak istediklerini söyleseler bile buna izin vermedim.Kafamı koltuga yasladım.Uyku ile kapanan gözlerime yenilmemeye çalıştım. Belimdeki ağrı yuzünden sabahtan beri bir fiş ağrı kesici içmiştim.Uyku iyice acı ile karışık bir şekilde beni bastırıyordu. Biraz gozlerimi dinlendirmek için gözlerimi kapamıştım.Ama yorgun ve bitkin bedenim uykuya çoktan dalmıştı.

Eve getirilirken bilincim kapanmak üzereydi.Pek birşey hatırlamıyordum.Sadece eve geldiğimizde Mira'nın koltukta acı içinde inlediğini gördüm. Mert ve Sarp'ın kolları arasından sıyrılıp Mira'ya doğru bir adım attıktan sonrasını hatırlamıyordum. Birde elimi tutan sıcak bir ten ve bir kaç defa ard arda söylene o cümle"Burdayım.Seni asla bırakmıycam".
Gözlerin açılırken sırtıma saplanan acı nefesimi kesmişti.
Bu acı ilk anki gibi değildi.Daha hafifti.Normal bir vampir vücuduna aldığı bir yarayı en geç iki gün içinde iğleştirirdi. Ama sırtıma aldığım darbe gümüş bir hançer ile yapılmıştı.
Bu yüzden iğleşmesi bir haftayı bulurdu.Ama şimdi bile ayağa kalkıcak durumdaydım. Yataktan doğrulurken alnımdan düşen bez parçası önüme düştü.Neden alnıma bir bez parçası koyulduğunu anlamamıştım.Kafamı çevirdiğimde koltukta uyuyan Mira'yı görür görmez ayağa kalktım.Yanindaki masada duran su leğeninden bu bezi amlıma koyanın Mira olduğunu anladım.Şapşal kız bir vampirin ateşinin çıkıcağını falan düşünmüş.Bir süre kendi kendime güldükten sonra onu sızlayan yarama rağmen kaldırıp yatağa yerleştirdim. Üstünü örttüm.Bütün gece başımda beklemişti.Hemde aynı acıyı onunda yaşamasına rağmen.Ben bir vampirdim.Bu acıya dayanabilirdim.Ama onun kaldırması çok zordu. Yatağın kenarına oturup elimi alnına koydum.Bu aptal kız bütün gece ağrısına rağmen başımda beklemişti.Ve ateşi vardı.Elim hâlâ alnındayken odanın kapısı büyük bir gürültü ile açıldı.Sinir ile kapıya dönüp
"Oha oğlum oha!biraz yavaş olun kız uyuyor"dedim.
Başta Mert ve Sarp olmak üzere diğerleride odaya girdiler.
Mert söze girdi.
"Tamay kardeşim uyandın sonunda çok merak ettik"dedi.
"Ah pardon Mira uyuyormuş. Yazık kıza sabaha kadar acısına rağmen başında bekledi"dedi.
Gözlerimi kaçırırken Mira yatakta kıpırdanmaya başladı.
Gözlerini açıp göz göze gelir gelmez yatakta doğruldu.Daha ağzını açmasına izin vermeden
"Geri yat! Seni sersem bütün gece niye başımda bekledin? Artık eminim konsey yerine bu kız kendi kendini öldürür"dedim.
Çocuklar kıkırdarken bana kenetlenen gözleri yaşlarla doldu.Kaşlarım çatılırken aniden boynuma atlayıp bu sefer daha sesli ağlamaya başladı.Anlam veremesem bile kollarımı beline sardım. Odadan çıt çıkmıyordu.Az önceki hallerinden eser yoktu. Cılız bedeni kollarımda titriyordu.
"Biz çıkalım gençler yalnız kalsın"dedi Hara.
Umursamadan sarılmaya devam ettim.O kadar içli ağlıyordu ki o hıçkırdıkça kendime daha fazla bastırıyordum onu.Onu geri çekerken suratında bitkin ve dağılmış vir ifade vardı.
"Özür dilerim"dedi.
"Yaralanman benim suçumdu"dedi.
Böyle konuşmasına dayanamıyordum.Elimi dudaklarına götürüp susmasını sağladım.Sertçe yutkunduğunda aklından "Ne oldu şimdi? Yoksa öpücek mi?"diyordu.Bu kız gerçekten şaşkındı.Yüzüme gülümseme yerleşince gözümün önünde rengi değişti.Galiba anlamıştı.
Yavaşça yüzüne doğru eğilip gözlerini gözlerime mühürledim.
"Eğer bir gün seni öpmek gibi bir hata yaparsam kendi ellerim ile konseye teslim olurum"dedim.
Yüzünde ilk defa bu kadar şiddetli bir utanma duygusu belirmişti.Ah bu insanlar hep duygularını belli ediyorlar.Bu kız ile uğraşmak çok zevkliydi.

Sanguinarius;Kan içenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin