Dalgaların sesiyle gözümü açtım. Hilmi'nin kucağında uyumuştum. Hilmi hâlâ uyuyordu. Şaşırdık mı? Hayır.
Uyandırmak için dudağına bir buse kondurdum. Uyanmadı. Uyanmadığı için bir buse daha... Yine uyanmadı. Bir buse daha vermek için yüzümü ona yaklaştırdığımda beni kendine çekip uzun bir şekilde öptü.
"Ya Hilmi!" diyerek kahkaha attım.
"Kalk bakalım prenses. Gidelim ve bu güzel haberi bizimkilerle paylaşalım." dedi ve beni elimden tutup kaldırdı.
Yavaş adımlarla arabaya gittik. Hilmi'ye açmış olduğu kapım için gülümsedim ve arabaya bindim. Hilmi de sürücü koltuğuna bindiğinde eve gitmek için hazırdım.
***
Eve gelmiştik ve kapıyı çaldığımda kapıyı bize Yağmur açtı. Uykulu gözleri ve dağılmış saçlarıyla oldukça tuhaf görünüyordu.Yağmur, "Ya Damla sen ruh hastası mısın?" diye sorunca suratına bön bön baktım.
"Niye ki?" dedim kısık sesle.
"Kızım anahtarın yok mu senin!?" diye bağırdığında yeni aydınlanıyordum. 2 yıldır yanımda anahtar taşıyordum ve sanırım o anahtarla hiç kapı açmamıştım.
"Tamam be ne kızıyorsun?" dedim özel Damla Can sesimi kullanarak.
"Tamam Damlaşkım hadi gir." dedi Yağmur. Bu ses tonuma dayanabilen kimse yoktu.
İçeriye geçtik ve hemen telefonumu çıkarıp bizimkileri aramaya başladım.
Murat Aranıyor...
Damla: Civciv aşkım nasılsın?
Murat: Oo Damla Hanım hayatında benim de olduğumu unuttun sanmıştım. Civciv sen neden beni aramıyorsun?
Damla: Şey... Ya civciv ne unutması ya? Hilmi olmasa kapmıştım seni. Demem ile birlikte Hilmi bir baykuş misali kafasını hızlıca bana çevirdi.
Damla: Ya-yani şey hani acıkıyoruz ya. O-ondan dedim ben. Yani Hilmi bana hep yemek ısmarlıyor. Hilmi olmasa ben acıkırdım. O yüzden seni kapıp pişirirdim anlamında söyledim.
Murat: O nasıl geri dönüş kız?
Damla: Aman neyse. Hemen bize gel. Konuşacak şeylerimiz var.
Murat: Tamamdır civciv. Görüşürüz!
Damla: Görüşürüz :)
Arama sonlandırıldı...
Hilmi'ye sırıtıp yeni numarayı aradım.
Adem Aranıyor...
Damla: Enişte çabuk gel bize görüşürüz.
Arama sonlandırıldı...
***
1 saat sonra hepsi gelmişti."Ee civciv çağırdın hepimizi buraya anlat bakalım." dedi Murat
Hilmi'nin elini tuttum.
"Öncelikle merhaba..." dedim. Ne diyorum ben ya?
"Şey ben... Yani biz. Hepimiz evlenelim ya!" diye mutlulukla bağırdım. Fakat hiçbir şey anlamayan iki suratla karşılaştım. Murat ve Lera... Yağmur ve Adem zaten biliyordu.
"Yani biz Hilmi ile evlenme kararı aldık!" diye bağırdım. Bu sefer ikisi de anlamıştı.
"Tebrikler civciv!" diyerek saçımı okşadı Murat. Bunu yapmasını çok seviyordum.
Yağmur, "Tamam o zaman. Böyle boş boş oturmayalım ben biraz atıştırmalık getiriyorum. Siz de tabuyu çıkarın." dedi ve mutfağa gitti.
***
Her şey hazırdı ve takımlar da... Kızlar-Erkekler olarak ayrılmıştık.İlk ben anlatmaya başladım.
Kelime: Tavuk
Yasaklı Kelimeler: Civciv, yumurta, horoz, ibik"Murat ve benim lakabım ne?" dedim heyecanla. Kolay bir kelime gelmişti.
"Civciv!" dedi Lera.
"Büyüğü?" dediğimde ikisi birlikte 'Tavuk' diye bağırdılar. Diğer kelimeye geçtim.
Kelime: Uçmak
Yasaklı Kelimeler: Kuş, kanat, güvercin, martı"Hilmi'nin lakabı ne?" diye sordum.
"Rüzgarın Oğlu!" diye bağırdıklarında hayır anlamında başımı salladım.
"Su oyunlarında Hilmi atladığında nasıl bağırıyordu Acun?" dedim.
"Hilmi Cem uçtu!" diye bağırdı Yağmur.
"Fiil yap." dediğimde erkeklerin sesi geldi.
"Süre bitti!"
"Of ya of." diye çemkirdim.
----Hilmi Cem----
Sıra bizim takımdaydı ve ben anlatacaktım.
Kelime: Saygı
Yasaklı Kelimeler: Sevgi, hoşgörü, yaşlı, büyük"Ben Damla'yı ne yapıyorum?" dediğimde Murat öksürmeye başladı.
"Lan gerizekalı fesat öyle değil!" diye bağırdım.
"Seviyorsun, sevmek, sevgi?" diye her kelimeyi saydı Adem.
"Evet sevgi. Sevgi değil de diğeri?" dediğimde.
"Aşk." diye bağırdı ikisi de.
"Hayır!" dedim "Büyüklerimize ne göstermeliyiz?" dediğimde Damla'nın sesini duydum.
"Hey! Büyük yasaklı kelimeydi! Süre bitti!"
Evet! İlk mücadeleyi kaybetmiştik. Oyun bu şekilde devam etti...
***
Kazanan şaşırmadığımız bir şekilde kızlar olmuştu. Ödül olarak sadece karaokeye gitmek istediler. Onları tabii ki kırmadık.----Son----