5.BÖLÜM

38 8 1
                                    

Bu hayat denilen karmaşık cisim aslında insanları gereğinden de fazla zorluyordu. Zaten hayat kelimesi ikiye ayrılırken benim bile hangi gurupta olacağım hiç belli olmuyordu.
Hayatın benim için iki tane tanımı vardı bunlar dan biri bu hayatın hep güzel olan yanıydı. Yani huzurlu, neşeli ve her daim mutlu olamaktı diğeri ise yani kötü olan hayat her daim ağladığımız, üzüldüğümüz ve her seferin de bizi kıran umursamayıp kendi hayatına devam eden insanların olduğu hayattı.
Peki ben şu an hangisindeydim acı hayat mı? Yoksa tatlı hayat mı?
Bu sorunun cevabını şuana kadar pek bulamamıştım ama şu an bu yaşadığım bir hafta içinde hangi hayatta olduğumu anlamıştım.
Ben şuan acı hayatı yaşıyordum belki de tatlı hayatı yaşamam için bu acı hayatı yaşamam gerekiyordu. İnşaallah bundan sonra ki hayatım hep bana gülerdi aksi takdirde bu hayatta başımı belaya soktuğumda beni kurtarması için her daim yanımda biri olması gerekiyordu.

Karşıdan gelene baktığım da bana hafta sonu çarpan ve yere düşmeme sebep olan adamın şuan bana yardıma gelmesi beni bir hayli şaşırtmıştı.
bu aralar her yaşadığım kötü olayda bu adamın yer alması bana az çok garip gelmeye başlamıştı çünkü ben daha bir hafta önce kendi halinde hayatını sürdüren bir insandım.
Karşımda ki adam arabamın yanına kadar geldi ve kapıyı açmam için camı tıkladı ben kapıyı korkarak açtığımda konuşmaya başladı.

"Merhaba ben Ayaz demin araba dan inmeden sizin için servisi aradım eğer şimdi izin verirseniz burdan çıkmanıza yardım edeceğim."

Ben bu adamın arabasına çarpacakken bana bu kadar iyi davranmasına anlam veremezken adamın bana bu denli iyi davranması beni şaşırtmıştı.

"Ben de Açelya şu an cidden yardımınız için teşekkür ederim her şey benim yüzümden oldu şuan telefonum çekmediği için de kimseyi arayamıyorum ve anlayışınız için cidden çok teşekkür ederim"

"Yok hiç sorun değil hem siz fark etmediniz ama ben farkında olmadan ters şeritten ilerliyordum yani en az siz kadar ben de suçluyum."

Karşımda ki adam bana utangaç bir şekilde bakıp arabadan inmem için elini uzattığın da bana tatlı tatlı bakan adamı daha fazla bekletmedim ve elini tuttup arabadan indim.
Adının Ayaz olduğunu öğrendiğim adamın beni yola kadar getirmesiyle tekrar Borayı aradım ama telefonum çekmediği için şuan bu pek de iyi olmamıştı ben yanımdaki adama başımı çevirip konuşmaya başladım

"Ayaz bey eğer bir mahsuru yoksa telefonunuzu kullanabilir miyim?
Benim telefonum şuan çekmiyor da."

"Tabi kullanabilirsin benim için hiçbir sıntı yok."

Dedi ve elini cebine sokup telefonunu aramaya başladı. Telefonunu bulduktan sonra Ayaz telefonu bana verdi ve benim daha rahat konuşabilmem için arabasına doğru ilerledi. Ben ise daha fazla beklemeden Bora'nın numarasını telefona yazdım ve arama tuşuna bastım. Telefonun bir süre bağlanmasını beklerken şuana kadar sesini duymaktan nefret ettiğim kadının 'aradığınız kişiye ulaşılamıyor.' demesiyle daha çok sinirlenmiştim. Telefonu kapattıktan sonra telefonu Ayaz beye vermek için arabaya doğru ilerledim.
Arabanın yanına gelince beni gören Ayaz sıkıntılı ve sinirli halimi görünce bana meraklı gözlerle bakmaya başladı.

"Açelya hanım bir sıkntı mı var?"

"Aslında evet şu an arkadaşımın telefonuna ulaşılmıyor ve benim en kısa sürede bu araba işini halletmem lazım."

"Açelya hanım isterseniz ben sizi gideceğiniz yere kadar bırakayım hem ben servisi aramıştım zaten kendisi arkadaşım olur yani bu konuda içiniz rahat olsun vede ben sizi böyle ıssız bir yerde tek başınıza bırakıp gidemem."

ŞANS(SIZIM)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin