7. Bölüm ''Kaydırak''

14.2K 539 105
                                    

BÖLÜMÜ; GÜZEL YORUMLARI, DESTEKLERİ VE HİKAYEM İÇİN YAPTIĞI, ONUN DEYİŞİYLE ''FAN KURGUSU'' İÇİN  @AyuzawaOlson 'a İTHAF EDİYORUM ^-^ İYİ Kİ VARSIN EHEHE :D 

VOTE VE YORUM SAYISI ARTARSA BÖLÜMLER DAHA KISA SÜREDE GELECEK. ELİMDE 4 BÖLÜM FALAN VAR ZATEN HAZIRDA. BU BÖLÜMÜ DE BİRKAÇ HAFTA ÖNCE YAZMIŞTIM. YAZIP YAZIP YÜKLEMİYORUM YANİ. SINIR FALAN KOYMAYACAĞIM, SADECE HER OKUYAN VOTE'LAYIP BİRKAÇ CÜMLEYLE YORUM YAPSA SORUN OLMUYOR ZATEN.

ŞARKI KOYMADIM, SİZ SEVDİĞİNİZ BİR ŞARKIYLA DİNLEYİN GENÇLER ^-^ 

MEDIA ASYA'NIN KIYAFETİ. ASLINDA O DEĞİLDİ DE DİĞERİNİ YÜKLEYEMEDİM :dD 

NYS İNŞ YİNE ÇOK KONUŞTUĞUM İÇİN SÖVMÜYONUZ FGSDHFDSGJ SİZE İYİ OKUMALAR.

Otele vardığımızda Çınar'la aramızdaki tüm bağları koparmış, direkt açık büfeye yardırmıştım. Tabağımı tepeleme doldurduğumda Çınar'ın yanımda bittiğini ancak elinde tabak falan olmadığını fark ettim. "Sen neden almadın?" diye sordum. "Aç değilim," dediğindeyse kalakaldım. Ben en son ne zaman yemek yediğimi hatırlayamazken çocuğun aç olmaması... Zaten bu güzel, kaslı vücudunu nasıl koruduğunun başka bir açıklaması olamazdı. 

Tabağımı gizleye gizleye bizimkilerin oturduğu masaya yürümeye başladım. Hepsi de meraklı bakışlarını bizden esirgemiyordu sağolsunlar. Eylül'le Burak'ın yine dip dibe olduğunu görünce tebessümümü tutamıştım açıkcası. Bizim kızlar da erkeklerin yanına oturmuşlardı, özellikle Dilek ve Kaan'ın arası daha iyi gibiydi. 'Kaan, Dilek'e ksn aşıq ihihi' Yorumunu bizimle sakladığın için teşekkürler iç ses.

Ayrıca bütün makyajlı kızların arasında da bir zombi gibi dolaştığımın farkındayım. Her ne kadar üstüme değiştirmek için odama çıkmış olsam da tipimi düzeltecek kadar vaktim olmamıştı. Ki tipimi düzeltmek için en az bir yarım saate ihtiyacım vardı, gerisini anlayın. 

"Dün gece nerelere kayboldunuz siz?" diye sordu, masanın karşısında oturan Berkay. Yüzündeki sırıtış, Çınar'ın piç smile'ını andırıyordu ama tabii ki onunki kadar cool değildi şşhh. Şaşkınlıktan ne yapacağımı ne diyeceğimi bilememiş olduğum zaman dilimi içerisinde Bay Ukala yanıma oturmuş kendinden emin bir şekilde bakıyordu. "Sıkıldık ve otele geri döndük işte." derken fazlasıyla rahattı. Bizim kızlarsa inanmamışlardı tabii. Ancak en iyi arkadaş kuralını uygulayarak bana 'sonra görüşeceğiz bu konuyu' temalı bakışlarını yollayıp daha fazla irdelemediler. Zaten anında unutulmuş, konuşma konusu bugünkü planlara kaymıştı.

"Dünki maçın kazananı yoktu, yine de bize buraları gezdirsenize."dedi Defne yanındaki Yiğit'e dönüp. Sanki direkt olarak ona söylemiş gibiydi. Biz süslüğüz burda zaten değil mi? En yakın arkadaşlarımı kıskanabiliyorum evet. O sırada Burak araya daldı. "Siz de bize bir şeyler yapacaksanız neden olmasın." Ay dünkü konu lan. Yine mi? Riyli? Eylül'le birlikte gülüştüler. Allam fesatlıkta son nokta! Çınar bir abi olarak korumacı tavrıyla öksürünce kesmek zorunda kalmışlardı zaten. "Cidden bugün alışveriş falan yapalım!" dedi Mine de. Ya bir kız bu kadar mı alışverişi sever Allah'ım. Gözlerimi devirmekten kendimi alamamıştım.

Tabağımı sonuna kadar temizlerken -biz anamızdan böyle gördük zoa- 15 dakika sonra havuz kenarında buluşmak için sözleştik. Bugünün neler getireceğini merak ediyordum açıkcası. Kızlar da Çınar'la aramda neler olduğu konusunda çok meraklıydı. Ben durumun önemsizliğini onlara açıklamaya çalışırken odalarımıza doğru ilerliyorduk.

Siyah bikinimi giydikten sonra havuzda yada denizde zarar görmeyeceğini düşündüğüm bilekliklerden kollarıma 3-5 tane taktım. Diğer kızlar sahile giderken makyaj yapıp koca koca küpeler takıyorlardı. Benimse tek takım bunlardı. İçine havlu, güneş kremi, kitap, Allah ne verdiyse doldurduğum plaj çantamı ve terliklerimi giyip Defne'yi beklemeye başladım. Bu sırada da onu sorguya çekmekten büyük zevk alıyordum.

Bay UkalaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin