12. Bölüm "Süpriz"

14.4K 432 80
                                    

NORMALDE ÖNCEKİ BÖLÜMÜ @tugbagrier'e İTHAF EDECEKTİM AMA HESABINI KAPATMIŞTI SANIRIM. NEYSE SÖZÜM VARDI, ŞIMDI BUNLARI OKUYOSA ONA DESTEKLERİ İÇİN TEŞEKKÜR ETMEK İSTİYORUM ^-^ :* ÇOK CIDDILI OLDU YA LA GDJDHDJ PC YE GEÇİNCE İTHAF YAPACAĞIM ŞİMDİLİK BURADAN YAZAYIM DEDİM <33

NİYSE UZUN BİR BÖLÜM OLDU, BEĞENMEDİĞİM KISIMLAR DA VAR SEVEREK YAZDIKLARIM DA... EN İYİSİ SİZ KARAR VERİN ^^
İYİ OKUMALAR.

*Çınar'ın Ağzından Devam*

"Bu yeni fahişen mi, kuzen?"

Asya olmasa, şu an sözde kuzenim olan bu piçe ağız burun dalabilirdim. Ne işi vardı bunun burada? Asya'yı korumak istercesine kendime daha da bastırdım. "Siktir git, Mert."

Sinirlendiğimi gören Mert'in keyfi iyice yerine gelmişti. Zaten hep böyleydi. Benim kötü olmam onun ilacıydı. Benim başım dertte olunca yardım etmez, daha da dibe batmam için her şeyi yapar ve yattığım kızları tekrar altından geçirmeden bırakmazdı. Beni kıskanıyordu. Tıpkı amcamın, babamı kıskanması gibiydi ve onların araları her zaman bozuktu. Bizim de öyle.

Ona aldırmadan asansöre bindim. Onu umursamamak her zaman yaptığım bir şeydi zaten ama Asya'ya zarar vermesinden, ona bir şey yapmasından korkuyordum. Ondan uzak bir köşeye yürüdüm. Asya'ysa çoktan uykuya dalmıştı. Böylesi daha iyiydi, çünkü onun ardı arkası kesilmez sorularıyla şu an hiç uğraşamazdım.

Mert'in asansörden inmesini beklemiştim ama gerizekalı beni kızdırmak adına, o piç gülümsemesini yüzüne yerleştirmiş Asya'yı süzüyordu. Sabır ya, sabır! Yumruğu geçireceğim, olacak bitecek ama dua etsin Asya var. Kollarımı iyice ona sarıp 6 numaraya bastım.

"Bu seferki güzelmiş, hayret!" dedi eğlenerek. Sanane olm, güzel ya da değil. SANANE?! Bir de bakıyor oç. Tabi bunları içimden söyledim, çünkü dışımdan söylersem Mert'in götü daha da kalkacaktı. Yine de korumacı tavrımı saklayamamıştım.

"O benim, tamam mı? Bakışlarını çek, yoksa gözlerinin yerini büyük morlukların alması an meselesi olacak." Gülüş sesine benzer bir ses çıkardı. Asya'yı daha da dikkatli süzmeye başlamıştı. Ben sinir olayım diye! Alaycı olmasından bahsetmiyorum bile. "Birkaç gün daha buradayım." dedi konu değiştirerek. Onun burada ne kadar süre kalacağıyla ilgilendiğim söylenemezdi.

Kapı açıldığında Asya'yı önümden ilerletip koridora çıktım. "Bir daha karşılaşmamak dileğiyle kuzen." dedim kısık ama sinirli bir sesle. Çatık kaşlarımla ona baktıktan sonra Asya'ların odasına yürümeye başladım. Kimse olmadığı için onu kucağıma alabilmiştim.

Bu sabah lobiden arakladığım yedek anahtarla kapıyı açtım. Ben kız için saçma sapan dedektif rollerine bürünüyorum, bu hala 'Beni sevmiyorsun' diyor. He canım inekler de uçuyor. Onu yatağına bıraktıktan sonra 'Ben de 10 dakikalağına yanına kıvrılsam bir şey olmaz' diyerekten uzandım.

Zaten anında Asya'nın etrafımı saran kollarına maruz kalmıştım. Başını göğsüme yaslayarak çenemi başının üstünde sabitledim. Gözlerimin kapanmasına engel olamamıştım.

*Asya'nın Ağzından*

"Allah belanıı!" Yav Allah aşkına böyle bir uyanma şekli olabilir miydi? Herkes güneş ışığıyla, sevgilisinden gelen uzun günaydın mesajıyla açıyor gözlerini. Bense... Harbi ben nasıl uyandım lan! Üstümdeki ıslaklığa ve yere yatmış bacaklarını havada sallayarak gülen -kendi aramızda buna kaplumbağa gülüşü diyoz- Defne'ye bakılırsa kafamdan aşağı su dökülerek uyanmıştım.

Bay UkalaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin