5. Bölüm ''Karaoke''

13.7K 600 45
                                    

BÖLÜM 1 HAFTA ÜSTÜNE GELDİ AMA HİÇ VAKİT BULAMADIM CİDDEN. ŞİMDİ BİLE ÇOK AZ ZAMANIM OLDUĞU İÇİN BÖLÜMÜ TEKRARDAN OKUYUP KONTROL EDEMEDİM. BU BÖLÜM DE EN İĞRENÇ BÖLÜM OLARAK TARİHE GEÇSİN ARKDŞLR GHSFSFJ TEK UMUDUM 6. BÖLÜM, ONU GÜZEL YAZDIM QWEWQEQW

SON OLARAK CLASSIC KONUŞMAMI YAPIP GİDEYİM. OKUYANLARDAN OY VE YORUM BEKLİYORUM. ^-^

MULTIMEDIA'YA NEON JUNGLE-BRAVEHERT I KOYDUM. MUTLAKA DİNLEYİN. BİR NEON OLARAK ŞİDDETLE TAVSİYE EDİYORUM FSDGHJFDSHG

MEDIAYA BÖLÜMLE İLGİLİ BİR ŞEY KOYDUM, BAKARSINIS.

NYS, SİZE İYİ OKUMALAR.

Şaşkın bir şekilde Çınar ve yanında incecik belini Çınar'a yaslamış sarılan kıza bakmayı sürdürürken yanımda biten Eylül'ü farkedememiştim. "Biz de sizi bekliyorduk abi, geldiğinize göre bizim masaya geçsek." dedi gereğinden fazla sesli bir şekilde Eylül. Çınar'la kız da bu sırada birbirlerinden ayrılmayı başarmıştı. Ancak hala kızın eli Bay Ukala'nın sırtındaydı. Kıza ve koluna anlamsız bakışlarımı atıyordum. Bir anda beklemediğim türden bir olay gelişmişti ve asıl kötü olan içimde yaşadığım hayal kırıklığı hissiydi.

"Bence sevgilisi." İç sesim bu, sarı saçlarını teker teker yolup götüne sokma isteğimle savaştığım kız hakkındaki yorumunu geciktirmemişti. Bu sürtük aklımı karıştırmayı yine başarmıştı ama bazı soruların cevapları bariz belliydi. Bir kere sevgilisi olsaydı 'Çınar' diye hitap etmek yerine 'Aşkım' falan derdi bence. Hem Eylül'le Çınar'ı el ele tutuşurken gördüğümde de sevgili sanmıştım ama kardeş çıkmışlardı sonuçta.

Allah'tan ümit kesilmez diyerekten Eylül'ün 'bizim masamız' dediği yere doğru yürümeye başladım. Rahatsız olduğum kısım yanımızda Çınar'ın koluna girmiş gelen kızdı. Hayır yani sen niye bizimle geliyon ki? Senin gitmen gereken bir yer varsa o da götünü kapatmak için terzi dükkanı, beyin nakli için de hastanedir yani. Hem Antalya'da bunun için çokta iyi bir hastane varmış valla, ben öyle duydum.

Bir yanımda Eylül diğer yanımda Kaan olacak şekilde oturdum. Eylül kulağıma eğilip fısır fısır konuşmaya başladı. "Melis, abimin eski sevgilisi." Doğum günü kızından mı bahsediyordu bu, hani şu götü hava alan? Bu, ikinci ani şoku geçirmeme neden olmuştu. Eylülcüm bizde de kalp var yani biraz yavaş! Hayır bir de anlamadığım bunlar eski sevgili ama kol kola baş başa. Yavaşça kafamı önümde oturan adının Melis olduğunu öğrendiğim kıza ve Çınar'a döndürdüm. Bizde eski sevgililer ancak Facebook'tan birbirine efkarlı, göndermeli apaçice durumlar atarlardı. Bunlar birbirlerinin içine düşecekler neredeyse.

Kaan bana dönüp "Tekila ister misin?" diyip sırıttı. Tekila dediği önümdeki masada, küçük bardaklarda duran sarı sıvıydı, -o kadar da cahil değilim- Daha önce içmediğim ve alkollü bir içecek olduğu için (Ki ben alkollü bir şeyler içmeyeceğim diye buraya gelmeden önce anneme söz vermiştim, zaten söz vermeseydim de içmezdim.) "Hayır, teşekkürler." diyerek geri çevirdim. "Ahah, ona meyve suyu falan söylemeliyiz Kaancım." Bu cırtlak sesle başımı kaldırdım. Bilin bakalım götüne güvenip bana diss atan hangi salak? Tabi ki Melis. 

Melis'e 'Öyle mi faişe?' bakışımı attım. Onun dışında kimse esprisine gülmemişti. Sadece Çınar alışkın olduğumuz piç smile'ını atmıştı. "Seni de bir kaşık suda boğmalıyız ama her istediğimiz olmuyor işte." diye ağzımın içinde mırıldandım. Yine de yakınımda olanlar söylediklerimi duymuş bıyık altından gülmeye başlamışlardı.

"Ne dedin?" dedi Melis diklenerek. Tam bir şey diyeceğim sırada Eylül beni susturdu. "Bir şey yok, Melis. Bence sen gidip diğer gelenlerle ilgilen." dedi yapmacık bir gülümsemeyle Eylül. Dua et Eylül var, yoksa elimden kimse alamazdı seni valla Meliscim. 

Bay UkalaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin