21. Bölüm "Umrunda Değilim"

9.1K 369 221
                                    

BİR HAFTADIR NETİM YOK, İNANIN BU SÜRE ASIR GİBİ GELDİ. BÖLÜM DE GECİKTİ AMA HİKAYEYE GELEN İLGİNİN ARTTIĞINI GÖRÜNCE İNTERNETİ BULDUĞUM İLK YERDE BÖLÜM YÜKLEMEYE KARAR VERDİM HDJDHDJ

AYRICA KANKİLER ARTIK ŞU MEDIA'YA NE KOYACAĞIMI BULAMIYORUM, HİKAYEYLE İLGİLİ ÇALIŞMA FALAN YAPMAK İSTERSENİZ DİYORUM YANİ .SS (KİMSE BİR ŞEY YAPMADI, MAL GİBİ KALDI.) KAPAĞI DA DEĞİŞTİRMEK İSTİYORUM, YARDIMCI OLURSANIZ ÇOK SEVINIRIM :dd

BÖLÜM İTHAFI, @Olaaff 'A. DESTEKLERİN VE YORUMUN ICIN ÇOOK TEŞEKKÜRLER BİRTANEM :*

BU ARADA HİKAYEMİ SINIFTAN OKUYANLAR VAR LAN KENDİMİ BASKI ALTINDA HİSSEDİYORUM HDJDHDJDHDJ

HER NYS. ŞARKI VAR. IYI OKUMALAR ^-^

"Selam güzelim." Barkın'ın yanağımdan bir makas alarak yanımdaki koltuğa oturmasını izlerken Çınar'ın boğazını temizlemesiyle ona döndüm. Sanırım birbirlerinden cidden hoşlanmamışlardı. 'Elektrik alamadıysanız bir çay için belki birbirinizin ortak yönlerini keşfedersiniz ha?' İç ses yine saçmalamaya başlamıştı. Gerçi hiç durduğu an mı vardı ki?

Ortadaki negatif hava dağılsın diye biraz konuşayım dedim. Aman merak etmeyin, yine sabahki gibi saçmasapan espri yapma gibi bir çözüm yoluna başvurmadım. "Selam kanka. Çıkışta seni bulamadık yoksa kesin çağırırdık." derken bir yandan da otuz iki diş sırıtıyordum. Çınar 'Hıı kesin' gibi bir ses çıkarırken iç sesim 'Hıı Zayn müslüman bi kere .s' diyerek yine kendini belli etmişti. Barkın da gülümseyip elini mısırıma daldırdı. "Olsun canım, tesadüf işte. Tekrar karşılaştık."

Çınar bu sefer daha yüksek bir sesle konuştu. "Hay senin canım'ına..." Kızgın bakışlarımı ona gönderip dirseğimle karnına bir tane geçirdim. Bana 'Ne var ya?' Bakışları atarken bense ona 'Anan' temalı yüz ifademle bakıyordum. Kahretsin şu bakışlarla anlaşma huyumuz!

Bir dakika boyunca kimse konuşmadan öylece oturmuştu. Çınar bir bacağını diğerinin diz kısmında sabitlemiş, sallıyordu. Barkın elindeki telefonuyla uğraşıyordu. Bense mısırın yarısına çoktan gelmiştim. Aklıma gelen fikirle sinsice sırıtıp iki sıra önümüzde gülüşerek bir şeyler konuşan çifte bir mısır alıp attım. Yeap! Mısır parçacığı tam ortalarından geçmişti, hatta kızın burnuna değip sekmişti.

Acaba okulu falan bırakıp keskin nişancı mı olsam lan?

Kızla erkek aynı anda arkaya dönüp arka sıraları kontrol ederken ben de ciddi olmaya çalışarak hiçbir şey yokmuş gibi Çınar'a döndüm. Gerizekalı, öküz gibi sırıtıyordu. Bizi ele verecekti kesin. Ders hariç her şeyde üstün performans gösteren beynim buna da bir çözüm buldu tabii.

Elimdeki mısır kovasını Çınar'ın eline tutuşturup kızla erkeğin onu farketmesini bekledim. Çınar ne olduğunu anlayana kadar erkek olan Çınar'ın onlara mısır atan kişi olduğunu tespit etmişti. "Çocuk musunuz, biraz dikkat etsenize." diye tersledi tabi hemen. Bay Ukala olayı yeni yeni kavramaya başlamıştı anlaşılan.

Onun "Ben...ben" diye gevelemesine ben sırıtırken olay ilerlemesin diye araya girip kısık sesle "Psikolojik hastalıkları var arkadaşın, lütfen kusura bakmayın." dedim dertlenir gibi yaparak. Aslında gram umrumda değildi ve içimden, bana kızgın bakışlarını yollayan Çınar'ın suratına bakıp anırmak geliyordu.

Kız olan yüzüne şefkat içeren bir gülümseme yerleştirince kendimi sinemanın merdivenlerden yuvarlamamak için zor tutmuştum. Ulan bir de inanmışlardı haa. Enayiler. "Siz kusura bakmayın asıl." dedi kız, erkeği çekiştirerek önüne döndürürken. Bense Çınar'a bakıp hayvan gibi gülmeye başladım. "Lan ahahahahah nasıl bir tipse sendeki ahahahahah inandılar valla ahahahah."

Bay UkalaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin