22. Bölüm ''Çınar'ın Evinde"

11.6K 410 244
                                    

DİYECEK ÇOK FAZLA ŞEY VAR ASLINDA. AMA ZATEN BEKLETMİŞİM, BIR DE UZUN UZUN KONUŞMA İSTEMİYORUM. (KONUŞTU)

İKİ HAFTADAN DAHA UZUN BİR SÜREDİR BÖLÜM YAYIMLAMAMA RAĞMEN YİNE DE ANLAYIŞ GÖSTERİP OKUMAYA DEVAM EDİYORSANIZ TEŞEKKÜR EDİYORUM. AMA OY VE YORUM YAPMAYIP BÖLÜM BEKLİYORUZ DİYENLERE HİÇBİR ŞEKİLDE TEŞEKKÜR ETMİYORUM HSKSHSKSJ ŞAKA TABİ Kİ :dd SADECE DESTEĞİNİZİN İLHAM GELMESİNDE NE KADAR ETKİLİ OLDUĞUNU ANLATMAYA ÇALIŞIYORUM.

BÖLÜM İTHAFI @bafay123 'E. DESTEKLERİN İÇİN ÇOK TEŞEKKÜRLER. SEVİLİYORSUN :* (BU KISIMDA KENDİMİ HEP FOR VERİYORMUŞ GİBİ HİSSEDİYORUM YA LA HSKSHKJ)

BU ARADA BUGÜN 10 KASIM. UNUTMADIĞIMI BİLMENİZİ İSTERİM. ATAMIZI SEVGİYLE VE RAHMETLE ANIYORUZ.

MEDIA VAR. İYİ OKUMALAR ^-^

Çınar'a tam anlamıyla Nur Yerlitaş, 'Ay götüm' temalı bakışlarımla bakıyordum. Bu çocuk ciddi mi? Bakayım, valla ciddi.

Sululuğu bırakıp Çınar'ın kısılmış gözlerine gözlerimi diktim. Kahverenginin Çınar tonunu da ayrı seviyordum. Ama 'Umrunda değil' sözleriyle bad boy triplerine giren Çınar'dan pek hazettiğim söylenemezdi.

"Umrunda değilim öyle mi?" dedim ona bir adım yaklaşarak. Elimi boynuna koyarak baş parmağımı yeni çıkmaya başlamış sakallarının üzerinde gezdirdim. "O yüzden Barkın'ın adını dahi söylerken bu kadar gerildin?"

'Cesaret patlaması diye buna diyoruz arkadaşlar.' İç sesim büyük ihtimal bana onaylamaz bakışlar atıyordu. Sen sadece sessin olm, sesliğini bil. Ne o öyle bakış atmak falan. Saçmalamayı kessem iyi olacak çünkü şu an bana şaşırmış bir şekilde bakmakta olan bir Bay Ukala var.

Yüzümde alaycı bir sırıtış yer edinmişti, ta ki Çınar uzanıp elimi çekene kadar. "Bana dokunma." dedi tıslar gibi. Hızlıca birkaç adım geriledim. Bu o kadar berbat bir duyguydu ki. Sevdiğiniz kişinin size bir hiç gibi davranması. Çok kötü hissettiriyordu. Dudağımın titrediğini, Çınar gözlerini dudaklarıma odaklandığında farketmiştim. Gözyaşlarımsa akmamak için zor duruyordu sanki.

Tam da o anda hızla bir damlanın gözümden düştüğünü hissettim. Duygularım da o damlayla yok olur sanmıştım ama içimdeki acı ve kalbimdeki ağrı daha da büyümüştü. Çınar'a bakamıyordum. Gözlerinde tekrar o soğuk bakışları görmek beni daha kötü yapacaktı çünkü. Yüzümü yere eğmiş duruyordum sadece.

'%70'i su olan bir canlının nasıl olur da içi yanar?'

Felsefe yapma çay yap iç ses.

'Tamam apla.'

Çınar'ın spor ayakkabısı görüş alanıma girince başımı kaldırıp yüzüne baktım. Önceki bakışları gitmişti. Bir elini yanağıma koyduktan sonra bana iyice yaklaştı. "Ağlama." Fısıltı şeklinde çıkan sesi nefesimi kesmişti. "Sakın benim yanımda ağlama." diyip nefesini yüzüme verdi. Kendimi geri çektim. Beni kendisi üzmemiş gibi bir de emir verir gibi konuşuyordu. 

Bay UkalaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin