*OKUYUN!*
BÖLÜM ADI VEDA AMA, HİKAYE FINAL DEGIL. LÜTFEN YANLIŞ DÜŞÜNCELERE KAPILAMAYIN DAHA ÇOK ERKEN.
BİRAZ GEÇ GELDİ. FARKINDAYIM. BU YÜZDEN ÖZÜR DİLERİM. BAYRAMINIZI DA UNUTMADAN KUTLAYAYIM MÜMİN KARDEŞLERİM .S BAYRAM TATİLİNDE BIR BÖLÜM DAHA GELECEK TAHMİNEN.
BÖLÜM ITHAFI @longwayydown 'A. ŞİMDİYE KADARKI DESTEKLERİN ICIN ÇOK TEŞEKKÜRLER CANIM ^-^ ILHAM GELMESİNDE KATKILARIN BÜYÜK.
UZATMADAN BÖLÜME GEÇEYİM. MÜZİKLE OKUYUN.
İYİ OKUMALAR. *-*
Aşk, 3 harfli bir kelime. Kelime anlamı: Yoğun sevgi. Güçlü bir bağlılık hissi ve kişisel bağlanma duygusu şeklinde de tanımlanır. Büyük düşünürler hakkında pek çok şey söyleyip yazmışlardır. Peki bu büyük düşünürler benim bu halime bir açıklık getirebilecekler mi acaba?
Ne hissettiğimi yada ne hissetmem gerektiğini bilmiyorum. Kalbim beynimle irtibatı kestiği anda düşüncelerim de birbirine karışıyor ve onları toplamak çok zor oluyor. Çocuğa 'hiçbir şeyimsin' diyebiliyorum ama o bana dediğinde ana avrat sövebilecek potansiyele de geliyorum. Sakın yanlış anlaşılmasın, bu durumda sadece repliğimin çalınmasından ve göt oluşumdan memnun değilim.
"Aptal." Ağzımdan tıslama şeklinde dökülen kelime Çınar'ın yamuk bir şekilde sırıtmasına neden olmuştu. 'Ben gülüyor muyum?' ikazlarına başlamış beynimin şu anda kullanmadığım kısmını -yani hepsini- susturup ben de gözlerimi ona diktim. Hissettiğim tek duygunun öfke olmasına izin veriyordum çünkü Çınar konusunda hassastım. Kalp kırıklığımın duygularıma yansımasına göz yumarsam bocalardım ben.
"Sen mi aptalsın, ben mi?" Alt dudağını dişleri arasına alıp gülmeyi kesti ve gözlerini benden başka bir tarafa çevirdi. "İkimizde." Gözleri sadece iki saniye için ne dediğimi anlamak istercesine bana dönmüştü. "Ben sinirle hiçbir şeyimsin diyebilecek kadar aptalım, sense buna inanabilecek kadar. Gördün mü, ikimiz de aptalız."
Boş zamanlarımda saçmalamak hobim oldu resmen. Artık hobi mi fobi mi onu da bilmiyorum. Başını başka bir tarafa çevirip kıs kıs gülerken ben de gözlerimi devirmekle uğraşıyordum. "Özür dilerim." Bir anda ağzımdan kaçmıştı işte. İçim içimi yiyeceğine söyleyip kurtulmak daha mantıklı gelmişti belki de.
"Ne için özür diliyorsun?" Ciddileşmişti. Aramızdaki mesafenin birbiriyle konuşan iki insana göre gereğinden fazla olduğuna karar vererek yerimden kalkıp onun oturduğu mindere ilerledim ve mindere tam anlamıyla kendimi atıp bağdaş kurdum. "Yani şey..." Evet Asya, yapabilirsin. "Çınar ben-"
"Asya kafan nasıl?" Defne'nin daha önceden size bahsetmiş olduğum kızıl gırtlağı sesini duymamla olduğum yerde zıplamam bir olmuştu. Ne işin var senin burda zalimin kızı. Tam kendimi vermiş şurada Çınar eniştenle bir şeyler konuşacağım, oldu mu senin bu yaptığın şimdi? Ayrıca kafan nasıl diye soru mu olur ya! 'Kafam 1 milyon Defne'cim. Sayende!'
Ayağa kalkıp üstümü silkeledim ve yapmacık bir gülümsemeyle ona baktım. "Çok iyi." Ardından kızgın bakışlar ve göz devirmelerle Defne'ye olan kızgınlığımı iyice dışa yansıtmıştım. "Hah iyi o zaman. Böldüğüm için de kusura bakmayın ama gitmemiz gerekiyor. Çıkış işlemleri falan, uçağa ancak yetişiriz." Kalbimin üstüne çöken bir öküzle birlikte omzumun üstünden Çınar'a baktım.
'Evren bize karşı be Çınar. Oysaki itiraflarım vardı benim sana.' bakışlarım eşliğinde buruk bir şekilde gülümsedim. Bir saniyeliğine gözlerinin içine bakmak bile ordaki parıltıların benim içimdeki dünyaya ışık saçması bir olmuştu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bay Ukala
Literatura FemininaUkala bir çocuk. Ona 'Bay Ukala' lakabını takmış bir kız. Ve onların tesadüflerle başlayıp, sürprizlerle renklenen aşkları... *** "Yakışıklı ama beyin yoksunluğu çeken züppe işte." Bir dakika! Anlamadan dışımdan mı konuşmuştum? Her şeyi yapayım ama...