Siyah deri ceket ,siyah t-shirt , siyah pantolonumla ve beyaz ayakkabılarımla cenaze gitmeye hazırdım.
Akşam yemeğimizi annemle yemiştik.
Daha sonra klüp meselesini anneme söylemiş oda 12 den önce evde olmamı söylemişti.
" Gelmezsen kapıyı kilitlerim."
İkazında kararlıydı annemi öpüp çıkmadan önce ikazına karşılık bir önlem almayı düşündüm.
Evimiz 2 katliydi ve 2. Katta balkon vardı .
Balkonun altında da pencere ve parmaklıkları. Balkonun kapısını açık bırakmış üstüne perdeyi çekmiş çıkıştada hareket etmesin diye annemin çiçek saksılarından birisini koymuştum.
Perdeleri tekrar düzelterek kapıya doğru ilerledim.
Annem birden kapıyı açınca korkmuştum.
" Birşey mi unuttun kızım söyleseydin getirirdim."
Kuşkulanmaması için lambayı kapattım ve dışarı çıktık .
" Yok annem ben şu bandanayı alıyım dedim . Çok siyah üzerim biraz renk katsın"
Bordo renk bandanamı koluma bağladım ve ceketimin kollarını hafifçe elimle gerilettim.
Sonra annemi öperek
" Geç kalmıyacağım gelirken istediğin birşey varmı Leyla sultan."
Hemen iteklemeye çalışarak
" Ne o öyle şaptuk şuptuk hadi dikkat et"
Annem öğüt verirken çıkış kapısını bulmuştum. Sonra döndüm ve yanaklarını iki yandan sıktırdım.
Kapının ilerisindeki yola kadar gelmişti.
Mertte çıkmıştı Mert'in görür görmez
" Oğlum şu deli kıza mukayyet ol "
" Sen merak etme komşu sultan o bende 12 olmadan getiricem"
El salladı canım annem . Derin bir nefes alarak gökyüzüne baktım
" Herşey yolunda "
Sonra merte bakarak
" Kesin kötü şeyler olucak"
Mert tekrar gökyüzüne bakarak
" Evet evet bugün ece beni kesin deli edicek . Mekandan atılacağız ve atılmadan önce kavga çıkacak "
Kafasını sallayarak gülmeye başladı.
" Şaka değildi hem sen kafana tekrar taş yemek istemezsin dimi"
Ensesini ovuşturarak
" Haklısın aklım başıma gelmişken . (Güldü sonra burnuma dokunarak) herşey güzel olacak."
Amaçsızca yüzüme gülümseme gelmiş kendimi güvende hissetmiştim.
Merte kollarımı dolayarak
" İyiki varsınız be"
" Aynen bazen düşünüyorum ben olmasaydım ne yapıcaktınız siz zaten Ali somurtuk , Merve dedikoducu, barış yakışıklı şeref...... Demiycem bugün kesin çok yakışıklı olmuşlardır. (Bana bakarak bunu söylemişti ve pis pis gülmeye başlamıştı) onlara mukayyet ol Ali neyse de barışı kesin tut . (Göz kirpmiş sonra ballandıra ballandıra ağzını yayarak) Ahhh o Ece zaten gel beni iç diyor . Sonrada içtiğin suda boğul. Sonra oyyy anam bee"
Yol boyunca onu dinlemiştim ve gülerek eşlik etmiştim.
"Şahit benim ona göre bak" dedikten sonra onu uyarmak amacıyla işaret parmağımı tehtid ederek sallamıştım.
Bana dahada sıkı sarılarak nefes almamı engelliyordu.
" Sanadamı bulsak"
"Yok yok bekarlık sultanlıktır anam"
Sonra birbirimize bakarak kahkaha atmıştık.
Çiçek satan bir roman kadın bu cümleyi bize kurmuştu.
Saçlarını karıştırdım. Yol ayrımına yaklaşırken iki çocuk gördük.
Birisi Mert'in yanına gelerek
" Yarın öğleden sonra aşağı sanayide "
Mert gülerek çocuğun omzuna sertçe vurmuştu.
" Hayır kavga etmeyin . Onlar gelmiyecek ( çocuğun arkasından bagirmiştim ama umursamamıştı) sana diyom bu çocuklara bulaşma"
Mert ağzımı kapatarak belimden tuttu
" Sus güneş sus küçük dusuyoruz sonra bir kızın ağzına bakıyor derler"
Elini yavaşça ağzımdan çekerek
" Sensin kız" dedim duraksayıp şaşkın ve muzipçe
" Doğru sen erkektin. 21. Parma....."
Ağzını kapamıştım gerisini zaten biliyordum.
Alileri görmüştüm merti beşbin kere sarsmış ve koşarak barışa doğru koşmaya başlamıştım
" Zaten dayı köprüyü geçene kadar . Burdaki ayı ozaman ben oluyorum."
Kendi kendine konuşup teselli etmeye başlamıştı.
" Ali ,len barış sende . İkinizde çok tipsizsiniz lan yanıma yakışmıyorsunuz gidin üstünüze "
Der demez barış eliyle Mert'in havadaki elini sıkarak
" Sende kardeşim yakıyon ortalığı "
Ali'yle de tokalaşmış sonra böbürlenerek bana bakmış
" Biz yanıyoruz Fuat abide bu kız (eliyle itekleyerek ) bizden değil"
Aliyede sarıldıktan sonra mekanın onune gelmiştik. Eceyi gördük mert koşarak kırmızı halıyı göstererek birşeyler anlatıyordu.
Merve koşarak içeriden bize doğru koşarak geldi.
" Ayyy güneş . (Sonra eceye sarılmaya ve barış mert Ali Ece derken sarılmayı bitirmişti) içerisi çok pis yakışıklı dolu"
Omzuma omzuyla vurmuştu.
Merve biraz gözü yukseklerdeydi ama iyi kızdı. Bizi üzecek asla birşey yapmazdı.
Zaten bizide aile yapan farklılıklarımız bunlardı .
" Cevap veriyorum hiçbirine asla bakmam benim yakışıklılar burda " Ali'yle barışı gösterdim. Malum mert Ece'nin.
Merve tekrar bana bakarak
" Bak şu çocuk varya çok komik (bu sözünü bitirmeden önce merte bakmiştı) "
Mert'in cevap gecikirmi
" Benim kadar olmasada yani komik bir tipi var."
" Güneş ismi Adnan Osmanoğlu " diyip alkışlamaya başladı zoraki gulsememle
" Tanındık mı buda "dedim .
Sonra gösterdiği tarafa bakarak çocuğu incelemeye koyuldum. Sanki daha önce görmüş gibiydim. Sonra önüme döndüm boşvermiştim çocuk tanindikmis illaki diyerekten Merve'nin ümitsiz konuşmasını dinledim.
Merve suratını düşürerek
" Tabi kızım yani . ( Bu boburlendigi sahneydi bu arada ) ama sorun şu ki bana bakarmı acaba"
Barışla Ali sessizce konuşuyorlardı. Şimdi ıssız adamlarla uğraşamayacak ve bu mekanın keyfini cikaracaktım.
Mert devam.etti
" Hahahahah sevdim bunu Osmancık "
Merve merte bakarak
" Adnan Osmanoğlu canım"
"Tamam canım işte Osmancık" eceyle gulmeye başlamışlardı.
Ali kollarını kocaman açarak
"Bu kadar yeter içeri"
Kollarıyla hepimizi itekliyordu.
Barış bir elini omzundan geçen gitar çantasının ipiyle oynamaya koyulmuş diğer elinide cebine koymuş cool cool yürüyordu.
Sarı salak seni
" Mekanın sahibi kim Merve artık tanışsak" Ece bıkkınca konuşmuştu
" Ha evet Ali sen tanırsın Alaz VARGIN"
Diyip önüne döndü.
Ali keyifsizce ve derince bir nefes alarak
" Nerede o " dedi.
Kim bu alaz Ali taniyorsa kesin kavga ettiği biridir diye düşünmüştüm .
Hepsinin önüne geçerek Ali'yi taklit ediyordum.
Geri geri yürürken bir bedene çarpmış ve Merve'nin heyecanına da baktığımda bunun mekan sahibi olduğu kanaatine varmıştım.
Yavaşça ve muzipçe dönerek
" Pardon çok özüüür.."
Bu bana çarpan daha doğrusu o çocuktu. Sabahki özür dilemedigim
Birkaç adım gerileyerek devam ettim
Ona baktım cevabı gecikmedi
" Merak etme özrünü kabul ediyorum" demişti.
Ali gülümseyerek Alaz'a bakmıştı sonra ikiside gülümseyerek
"Uzun zaman oldu "
Alaz devam etti sarılarak
" Senin gelicegini tahmin etmeliydim. Bugün diğer günlerden çok kız var."
Ayrılarak bize döndüler Merve dururmu
Merve devam etti
" Aâa siz nerden " dedi.
Eceyle birbirimize bakarak icimizden kibarca yuhladık.
Bu kız biraz önce adnanla ilgileniyordu.
Bu davranışımızı duyan olmamıştı ama barış bizi anlamış ve gulumsemeye başlamıştı.
O çocuk devam etti önce Ali'ye bakıp sonra bize dönerek
" Ben Alaz . Bu gece burda bizi kırmayıp geldiğiniz için "
Ben etrafa çaktırmadan göz gezdiriyordum ki sonra o çocuğa baktım.
Cümlesinin bitmesine yakın bana vurgu yaparak
" Teşekkür ederim. ".
Gulumsemişti ki bundan banane yani karşında çok yakışıklı bir top model duruyor ve banene yani buda neki.
Kendimi teselli ediyordum ve ikide bir göz devirip duruyordum.
Bunun çok çocukça olduğunu kendime hatirlattigimda pis bakışın bu duruma uyacağını düşündüm.
" Bu arada ali benim çocukluk arkadaşım. Uzun zamandır gorusemiyorduk en son Ali İtalya'daydı ."
Muzipçe gülümsedi
Ece cevap vererek
" Hmm anladım "
Ortam çok resmiydi ve gerilmeye başlamıştım. Barışa doğru bakarak
" Ee yuh yani boynum ağrıdı ve insafsız ."
Barış gulumsedi ve parmağını dudaklarının üzerine koyarak sus işareti yaptı.
Hariiika . Merte bulaşacaktım ama çok uzaktaydı.
Yani 5adım falan mesafe vardı.
Cok uzaktı oraya gidene kadar ooo . Yorulurum ki ben.
Ali alazla konuşuyordu . O çocukla yani. Hani beni ezicek olan o çocukla. O çocuk yani.
Kendime birkez daha sinir olarak ona pis pis bakmaya başladım.
Ali'yle de tanisiyormuş Muş . Gıcık egoist seni.
Sinirli sinirli baktım kendi kendime kinleniyordum.
Rekor farkedene kadar bakmaktı.
1 saniye 2 saniye 3 saniy 4 saniy 5,6,
Bana baktı. Birden suratımın şekli değişmişti
" Ayrıca bugün herşey bizden ."
Şişman mı demek istedi o çocuk bana yok canım istemsiz ozrume karşı böyle bir jestti kesin kesin.
Ali devam etti cool prens seni
" Tamam anlaştık aralar kaçar dakika "
" Kafanıza göre devam edin"
Anlamamıştık alaz da kurduğu cümle karşısında donakalmış sonra karşıya bakarak
" Pardon kafanıza göre takılın . ADNAN!! Arkadaşlara"
Arkadaşına bakınca hatırlamıştım nerden rastladığımızı kafama vurdum.
O çocuk yani O çocuk bana baktı ve Ali'nin omzuna dokunarak tedirginlikle arka tarafa ilerledi.
Arkama baktım sarışın çok tatlı bir kız gördüm galiba bu kadar şaşırdığına göre
Bilmem kaçıncı sevgilisi
Düşüncelerden kurtulup amaçsızca bizimkilere baktım
Adnan bu sırada gelmiş ve
" Sen .( Ne ben ya neee) neyse bu taraftan "
Eliyle gösterdi bizde onu takip ederek yürümeye başladık. Ali bana bakarak göz kırptı
" Nezaman anlaticaksin" masumca bakarak anlamamıştım gibi yaptım .
" Yaramıyor" dedi
Amaç birşey yok imajı vermekti. Ama nerede Ali bunu yiyecek hadi canım yol şurası ufaktan.
Tekrar Ali'ye baktım
" Burdaki işimiz biter bitmez"
Dedim. Onayladı . Derin bir nefes aldım.
Sonuçta onun arkadaşıydı anlatmaktan zarar gelmezdi.
Şimdilik fazla kalabalık değildi.
Merve elinde içkiyle gelince Ece ona kızgınca bakarak
" Napiyorsun ( masaya geri koydu içkiyi) kendine gel. "
Merve omuz silkerek
" Ben alışkınım canım . ( Göz devirerek benden güç almak amacıyla bana bakarak)
Keyfini çıkarın dedi. Güneş ya eceye birşey söyle"
Güldüm ve kafamı iki yana sallayarak
" Ece haklı Merve aşkım lütfen "
Merve beni onaylayarak eceye baktı
Eceyle çok tartışırlar birbirlerini çok taklit eder ama kıyamazlardı.
En fazla kavgaları iki dakikaydı
" Tamam ama şu romlardan icicez en son fondip tamamı?"
Eceyi sarsiyordu oda dayanamayarak tamam dedi.
Ben onlara gulumsuyordun .
Ali barış ve mertte sahneyi hazırlıyorlardı.
Merve eceye sarıldı oda ona
" Sende gel" bana demişti
Yaklaştım ve guluşmeye başladık .
Annemin ikazı aklıma gelerek telefonumun saatime baktım.
8.45 tamam yani yeter 3 saat diye düşündüm . Mekan 9 da açılıyordu ve 2 dede kapanış vardı. Ali ve Barış kalicaktı.
Mertte eceyle bizi birakicaktı.
Merveyi de kuzeni almaya gelicekti.
Leyla sultan diye geçirdim içimden sabah ona mis gibi bir kahvaltı hazırlayacaktım.
Haketti bunu.
Gülümsedim.
O çocuk bana bakmaya başlamış ve bana bakarak gulsemişti . Ama bu beni sinir ettiği gerçeğini degistirmeyecekti.
Tabikide oda kim
Karşıya bakarak bunları dusundugumu farkettim.
Aman Tanrım off hemen gulumsememi yüzümden silerek elimi saclarimdan geçirdim ve kafamı eğdim.
Ani bir çıkış olmuştu. Barmenin olduğu tarafa ilerledim.
Ece ve merveden siparişleri almıştım.
Mertle hala sesi ayarliyorlardi.
Barmene yaklaşarak
" 1 çilekli kavunlu kokteyl , 2 tanede şeftali ve kivili kokteyl lütfen "
Çocuk kafasıyla onaylayarak hazırlamaya başladı.
"3üde sanamı? "
Yüzümdeki gülümse silinirken yavaşça kafamı sese doğru çevirerek ciddileştim yine o çocuk eveeeet görünüşe göre sahibi tasmasını sıkı tutamamış.
Yazık sana çocuk
" Seninle ilgilenmiyorum "
Eğlenmiş gibi görünüyordu bana bakmaya devam ederek
"Oyle mi? "
Tekrar ona döndüm ve tam cevap verecekken sustum
" Gerçekten ilgilenmiyorum "
Barmene bakarak kendimi rezil edecek o cümleyi söyledim
" Barmen bey ne zaman hazır olur ?"
Barmen arkasını dönüp birşey yapıyormuş gibi yaparak güldü yanımdaki zaten şaklaban
Ben hala gariban ciddi ve cool durmaya çalışıyor.
O çocuk dolaşarak barmenin omzuna dokundu ve elindeki bardakları alarak bana baktı
" Çilekli kavunlu yoktu ama bunu beğeneceğinden eminim ( hala gülüyordu , dudağını ısırarak ) buyrunuz hanımefendi ."
Hanımefendiyi vurgulamıştı.
Lanet olası seni hızlıca elindeki bardakları aldım
" Ne yani adamı sinir ediyorsunuz sonrada guluyorsunuz . " Ciddiliğim bozulmuş kendimi gülmemek için zor tutuyordum.
" Komik mi" der demez dudaklarımı dislemeye baslamıstım .
Bana dikkatlice bakıyordu ki baş parmağını ve yanındakini iki gözüne bastırarak
" Çok pardon "dedi uyuz şey.
Arkamı döndüm ve rezilliğimle gurur duyan adımlarla masamiza geldim .
Çaktırmadan baktım çok tatlı duruyordu hala gülümsüyordu.
Kafasını kaldırır kaldırmaz önüme döndüm.
Bu yürek başka bir utancı kaldıramaz.
İçimdeki mantık beni aşalıyordu.
Peki melek nerelerde o beni korurdu.
Mantık üstten bakarak onu tatile gönderdiğini söyledi.
Aferin bana offf beni gören deli sanar.
Eceyle Merve bana göz kirparak dedikoduya devam ettiler.
Değişik kokteyl'den bir yudum aldım.
Değişik ama güzel bir tadı vardı tekrar yudumladım.
Limon tadı vardı ama başka birşeyler daha vardı sanki nasıl desem bu neyse ya dedim ve o çocuğa bakarak onu izledim
Kafasını bana doğru çevirir çevirmez mervelerle konuşuyor gibi
" Aynen pembe güzel "
Merve devam etti
" Aynen ya çok guzeldi o şey onu zaten muhteşem yapıyor "
Ne konuda konuşuyorlardı inanın hiç bir fikrim yoktu ve bilmiyordum.
Ece bana bakarak
" Sen pembeden nefret edersin güneş"
Saskinca baktım ve
" A a amaa şey ona yakışıyor. "
Ece gözlerini açarak
" Pembe " dedi.
Kaşlarımı kaldırarak budamı olmadı dedim
" Kızım erkek bu Pembe gömlekmi alicagız "
Merve bana bakarak
" Sence ? ben pembe alicam "dedi
Ben dayanamayarak direk konuya girdim
" Kime ya"
İkiside aynı anda
" A - Lİ - YE !! "
Dedi. Gülerek cevap verdim. Doğum günü yaklaşıyordu hediyesini düşünmüştüm
" Oooo ben biliyorum ne alicagimi"
" Ne" ikiside aynı anda demişti tekrar
" Sürpriz söylenmez"
" Bizemi alican (kafama hafifçe vurarak) hadi söyle "
Eceye masumca bakarak
" Akustik gitar " dedim ikiside kafalarına vurarak
" Ya kızım nasıl dusunemedik?"
Ece devam etti
" Sen neyse de ben . Bennn "
Gulmuştum Ece merte benzemeye başlamıştı
" Offfff ya bizede bul ama Pembe gömlek falan deme klasik birşey olmasın"
Düşünür gibi yaptım ve etrafima bakındım
O cocukla bu sefer göz göze gelmiştik.
Arkasında çerçeve gibi duran duvar süsü beni gulumsetmişti.
Donakalmıştım çocuk tablo gibiydi resmen amaçsızca sırıtmaya devam ettim o ifadesiz ve uttanmış gibiydi.
Aklıma gelen fikirle eceye döndüm
" Fotoğraflarımızı tablo yada çerçeve "
Elini şıklatarak
" Tamamdır bende "
Merve yakınarak
" Banada bul "
" Sen Pembe gömlek al"
Ece dudağını bükmüş
" Güneş sen eceyi dinleme banada bul"
Gülümseyerek Ali'ye baktım. Bana bakıyordu .
Gitarıyla ritim tutturdu
Bir seni çok sevdim birde baharları.. saçlarıma vurdu ayrılık ayları ...
Bir seni çok sssevv
Mikrofona doğru egerek kafasını konuştu
"Yanlış oldu"
" Doğru doğru " mert desteklemişti
Şaşkınca kafasini kaldırarak
" Yer yanlış . Sus mert "
Utanmış bir şekilde gitarını kenara bıraktı.
Hala ona bakıyor ve izliyordum.
Yanımıza kadar geldi
" Şaşırdım ya "
Barış bana baktıktan sonra Ali'ye döndü
" İyisin iyi . Alaz yanına çağırdı seni bu arada konuşacak çok seyiniz varmış "
Üstü kapalı bir cümleydi kimse anlamamış ama söz alideki yerini bulmuştu.
İnsanlar gelmeye başlamışlardı.
Barış sağa Ali sol arkaya geçti Merve arkadaki yerini aldı. Eceyle bende merti ortaya almış hazır şekilde bekliyorduk.
Ali'ye baktık oda işaret verince başladık.
Clean Bandit Symphony feat Zara larsoon
Hafif hareketli ama slow giden bir parçaydı. Merve başlamış Ali'yle barış şarkıya nakarat kısmında girmişlerdi.
Eceyle beraber merte bakıyorduk .
O işaret verince ikimizde ters takla attık.
Ve dansı bitirdik. İnsanlardan ilgi görmüş eğlendirmeye başlamıştık
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANSIMA
Teen Fiction❛ Dünya garip ve kaderimiz bizim elimizde. Öyleyse birimizin kaderi diğerini etkiliyor ve eğer benim kaderimde bir deli varsa oda benim bir benzerim.. ❥ ❜