merhaba! sonunda zurnanın zırt dediği yere geldik,çok heyecanlıyım yorumlarda mutlaka görüşelim🍓
Bölüm Şarkısı : Teoman - Çoban Yıldızı (tekrar alıp okumanızı tavsiye ederim)
⌘
•Sen benle kal, Çoban Yıldızı.
24 mart, 1948
Seoul, Güney KoreGwanghwamun Meydanında çoğunluğuna dostlarının eşlik ettiği birçok anısı vardı Taehyung'un. Son anısı bir hafta öncesine aitti. Tenini kesen ayazıyla, Hoseok'a karşı filizlenip çiçek açan hislerini itiraf etmeyi düşünüp de daha üstünden saat bile geçmeden onunla ilgili her şeyden vazgeçtiği geceye...
Şimdi meydandaki kafelerden birinde, Daeun ile birlikte oturmasının sebebi de buydu.
'Acı acıyı bastırır.' Diye bir düşüncesi vardı Taehyung'un. En azından bu masum kız acı çekmeyecek niyetiyle Daeun'u Aewol'un hafta sonu yapılacak olan toplantısını ekerek meydanda çay içmeye davet etmişti.
Ikindi serinliği düşmüş meydandaki insan sesleri neşeyle ötüşen kuşlara eşlik ediyorken, masalardan birine karşılıklı oturmuşlardı. Yuvarlak masanın üzerinde iki fincan papatya çayı ve Daeun'un kutu çantası vardı. Ilk önce biraz havadan sudan konuşmuşlardı. Lakin sonradan Taehyung'un konuşmak için olmayan hevesi, genç kızın çekingenliği ile iyice sönmüştü. Delikanlı sürüp giden sessizliğin arasında bakışlarını çevresindeki insanlardan çektiği sırada Daeun'u kendisini izlerken yakalıyordu.
Taehyung fincanındaki çayı yudumlamadığı sürece çayına dokunmayan Daeun, boğazını temizleyip içinden de elindeki bu fırsatı değerlendirebilmek için kendisini cesaretlendirdi.
"Taehyung-sshi? Bana şiirlerinizden birini okur musunuz?"
Denedi Taehyung.
Ezberinde olan dizelerden birini okumaya çalıştı ancak o dizeler dilinden zehir olarak çıkıp Daeun'u zehirleyecekti. Çünkü o dizelerin sahibi başkasıydı. Henüz ona bile okuyamamışken nasıl bir başkasına okuyabilsindi?
Çaresizce başını önüne eğdiğinde kurtuluş yolu olarak hafif dumanı tüten papatya çayına sarıldı. Hevesi kırılsa da anlayışla gülümsedi Daeun. Hiç değilse çayını soğumadan içmesini sağlamıştı.
⌘
31 Mart 1948
Seoul, Güney KoreJae Wook yaklaşık olarak iki haftadır Yoongi'nin altında tehdit yatan ricasıyla Aewol'un toplantılarını hafta sonu öğlenden sonra yapıyordu. Yoongi ola ki toplantılara katılmazsa Su Yeon'un da katılmayacağını söylemişti ve Jae Wook'u kolayca ikna etmişti.
Nisan ayı son demlerini yaşayan martın tahtını kapmayı bekliyor; sıcak havası, kelebek ve renk renk çiçekleriyle sokakların dekorunu da çaktırmadan değiştiriyordu. Jae Wook da bu güzel havaya dayanamayıp bugünkü toplantıyı Carpe Diem'in terasında düzenlemişti. Iki katlı alçak binanın terasında uzunca bir masa kurulmuş Aewol üyeleri de masanın etrafındaki sandalyelere yerleşmişlerdi.
Jungkook Yoongi'ye küskün şekilde masanın ucunda, tam karşısında oturuyordu. Evlendikleri ve hatta birlikte oldukları gecenin sabahında kendisini uyandırmaya bile tenezzül etmeden evi terk etmişti eşim dediği insan. Oysa onun göğsüne başını koyup uyumadan evvel kendisini uyandıracağı zaman ile ilgili hayaller kurup uykuya dalmıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/132099749-288-k89224.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
our story 夢 | 40's yoonkook & vhope
FanficJaponyada ünlü bir teknoloji şirketinde çalışan Nagano Mei, rüyasında 1948 yılında yaşamış bir grup insanın hayatlarından kesitler görür. Garip olan ise ertesi gün uyuduğunda rüyasında gelişen olaylar kaldığı yerden devam ediyodur. Gelişen bir takım...