Merhaba ayçiçeklerim🌻 Görüşmeyeli uzun mu uzun zaman oldu. Şu zamana kadar okurken çokça üzüleceğiniz bir bölümü yazmak için kendimi hiç hazır hissedemedim. Bu bölümü yazıp sonraki bölüm final yapmayı düşünüyordum. Ama öyle olursa cidden sizin için de benim için de uzun ve ağır bir bölüm olacaktı. Yazmayı da ne zaman bitirirdim kim bilir. O yüzden böyle bir bölümle karşınızdayım. Böylece finale de dört beş bölüm kalmış oldu sanırım.
Bölüme Jungkook'un mektubuyla başlıyoruz. Hani en son Yoongi kampta Jungkook'tan mektup bekliyordu ve bölüm biterken Jungkook'un mektubunu almıştı ya!
Umarım bu yıl Our Story ile daha çok ilgilenebilirim. Kendinize iyi bakın. Yorumlarda görüşelim!💜
Bölüm Şarkısı: Park Sejun | Ocean Dreams
"Birinin seni düşündüğü yer geri döneceğin evindir."
⌘
Sevgilim,
Seninle çadırda yaptığımız o tatsız vedanın izleri silinmeden, Carpe Diem'in birçok anılarımıza şahit olduğu terasında yazıyorum bu mektubu sana. Hakikat bu ya! Seninle yapacağım hangi vedanın bıraktığı tat güzel olabilir ki?
Sanki hiç bitmeyecekmiş gibi geçen tren yolculuğumda Seoul'e yaklaştıkça rahatlamam gerekirken içimi bir sıkıntı sardı. Sonunda evime dönüyordum fakat yüreğimde evimden ayrılmanın yarası vardı. Nedendir bilinmez demeyeceğim, bilakis nedenini ikimiz de çok iyi biliyoruz. Arada kalmışlık kadar berbat bir şey yok. Şimdi neresi evim bilmiyorum. Nereye gidiyorum bilmiyorum. Tek bildiğim Carpe Diem'den başka gidecek yerimin olmadığı. Muhtemelen burayı okurken 'Evimiz aklına gelmedi mi?' diye düşüneceksin. Artık beni bekleyen annemin ve senin olmadığın o yer, sadece yüreğimi üşüten bir beton parçasından ibaret. Sizin olmadığınız o eve gitmeye henüz cesaretim yok.
Trende iken Seoul'de yapmam gerekenleri düşünecek kadar bol vaktim oldu. Seoul'e kadar gelsem de gerçeklerle yüzleşmeye hazır değildim. Sanki evimize ya da annemin uyuduğu yere gitmezsem annemin yaşadığına dair içimdeki cılız umut ışığının sonsuza kadar sönmemesini sağlayabilecektim. Şu an bana kızdığına eminim. Yanında olup çatılı kaşlarını öperek düzeltmeyi nasıl isterdim. Ne yazık! Seni şimdiden deli gibi özledim. Yürüdüğüm sokaklar da sana olan özlemimi artırmaktan başka bir şey yapmadı. Seoul bizimle doluyken seni özlememek elde değil!
Gwanghamun meydanı dört arkadaş omuz omuza dolaştığımız günlerdeki gibi değil artık. Köşedeki çiçekçi dükkanı, doğum gününü kutladığımız pastahane, restore edilmeye başlanan tiyatro binası, öğrenci nüfusu azalan çoktan mezun olduğumuz okulumuz... Sizler yanımda olmadan hiçbir yerin rengi yok. Her yer siyah beyaz yansıyor gözüme. Bana yine kızacaksın ama hâl böyleyken buradaki görevimi çabucak tamamlayıp yanınıza dönebilmek için elimden geleni yapıyorum. Ne olur beni anla.
Adımlarım dans gecelerine, Aewol'un toplantılarına ve birbirinden kıymetli dostlukların temelinin atıldığı Carpe Diem'in önüne geldiğinde durup şöyle bir baştan aşağı baktım. Sanki evime gelmişim gibi dolu gözlerimle uzun uzun izledim özlediğim binayı. Sizlerle bu kapıdan girdiğimiz anılar canlandı gözümde. Buranın önünde kimseye fark ettirmeden elimi tutmaya çalışman canlandı...
İnanır mısın tüm o siyah beyazın içinde Carpe Diem hâlâ rengini koruyordu. Kapıyı aralayıp içeriye girdiğimde sanki başımı kaldırıp yukarı kata baksam, balkon kısmında konuklarını izleyen Jae Wook ağabeyle karşılaşacakmış gibi hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
our story 夢 | 40's yoonkook & vhope
FanficJaponyada ünlü bir teknoloji şirketinde çalışan Nagano Mei, rüyasında 1948 yılında yaşamış bir grup insanın hayatlarından kesitler görür. Garip olan ise ertesi gün uyuduğunda rüyasında gelişen olaylar kaldığı yerden devam ediyodur. Gelişen bir takım...