Bölüm 4

51 5 1
                                    

Medya:Brian Scott 

Arkadaşlar bu bölüm biraz kısa oldu kusura bakmayın.Kafam çok dağınık.Elimden geldiği kadar yazabilmeye çalıştım umarım beğenirsiniz.

O malum konuşmanın ertesi günü Spencer ve Brain tavan arasında buldukları artan ahşap kaplamalarla pencereli sağlamlaştırdılar.Herkes burayı neredeyse benimsedi hatta görev dağılımı bile yapılmış oldu.Amber aralarındaki tek kız olarak evi çekip çevirme işine girdi..Yemek yapmak,temizlik yapmak gibi işleri yapacaktı.Erkekler;mecbur kalınırsa diğer evlerden yiyecek içecek arayışına çıkacaklardı,nöbet tutacak,evin güvenliğinden sorumlu olacaklardı.Ayrı olarak da Amber'a yardım da edeceklerdi.

O gece akşam yemeğinden sonra hepsi oturma odasında film izledi.Neredeyse herşey yeninden normalmiş gibi hissetmişlerdi.Tabi dışarıdan gelen o ürkütücü sesleri saymassan herşey yolundaydı.Nancy ve Amber uyumaya üst kata çıktıklarında aşağıda kalan erkeklerden Calvin etrafı gezip dışarıyı konrtol ediyor,Spencer ve Brain ise hala radyo,televizyon ve interneti  takip ediyorlardı.Çoğu radyo kanalı ya kaydedilmiş programları ya da işe yaramaz acil durum talimatlarını veriyordu.Brain interneti yakından takip ettiği için birkaç gündür karşılaştığı ''ATLANTA'' başlığı altında yazılanları Spencer'a gösterdi.Gönderilerde Atlanta'nın hastalıktan arınmış,temiz,tıbbi açıdan gelişmiş,bu hastalığın sebeplerini ve çözümlerini araştıran laboratuvar bulunduğu yazıyordu.Ama bunların kesinliği hakkında herhangi bir kanıt yoktu.Spencer bu konuyu sabah kahvaltıda hep birlikte konuşmaları gerektiğini söyleyip nöbeti devraldı.Ama bütün gece bu konuyu düşünmekten kendini alamadı.

Eğer Atlanta gerçekse bu hastalığın yayılması önlenene kadar kalacakları güvenli bir yerleri olurdu.Kaçmaları gerekmez ve artık yorulmazlardı.Atlanta'ya ulaşana kadar yolda karşılaşacakları tüm zorluklara katlanabilirlerdi.Ama eğer Atlanta gerçek değilse ki bunu oraya giderek anlayabilirlerdi,yolda çekecekleri zorluklar ve yaşayacakları hayalkırıklığı onları hem zar zor kurdukları düzenlerinden edecek hemde pes etmelerine neden olacaktı.Gerçi Atlanta'ya tek parça halinde gidebilecekleri meçhuldü.

Ertesi sabah herkes mutfakta Atlanta hakkında konuşmak için toplandı.Söze başlayan Brain oldu.

''Bildiğiniz üzere interneti,radyoyu yakından takip ediyorum.Aslına bakarsanız ilk başlarda umutsuzdu.Her zaman aynı şeyler yayınlanıyordu.Acil durum talimatları,kaydedilmiş programlar vesayire...Ama önceki birkaç gün ''Atlanta'' başlığıyla ilgili şeyler okudum.Orada bu virüs yada hastalığın olmadığı söyleniyor.Bu şeyin nedenini ve çözümünü araştırabilecekleri laboratuvar olduğu yazıyor.Yani güvenli biryer.''

Herkesin birden gözleri parlamışken Brain ekledi ''Ama kesin birşey olduğuna dair bir kanıt yok'' 

Tezgaha yaslanıp herkesi inceleyen Spencer kollarını bağlayıp masanın önüne geçti. 

''Atlanta'ya gidip gitmeme konusunda oylama yapmamız gerektiğini düşünüyorum.Ama kararınızı verirken dikkatli karar verin. Gerçek olup olmadığını anlamamız için oraya gitmemiz gerekiyor.Eğer gerçekse ki bu bizim için büyük bir fırsat olur.Sürekli kaçmamıza ve saklanmamıza gerek kalmaz.Ama eğer gerçek değilse de bu psikolojik açıdan zarar verebilir.Gerçi her iki türlü de gerçekten tehlikeli.Yolda bizi ne tür tehlikenin beklediğini bilemiyoruz.Uzun bir yol.Bunları iyice düşünüp kararınızı verin.''

Spencer'ın  konuşması bittikten sonra herkes birbirine bakıp derin düşüncelere daldı.Bu noktaya gelmeyi başarabilmişlerdi.Acaba Atlanta'ya kadar gidebilecekler miydi ? Peki ya Atlanta gerçek miydi ? Herkesin kafasında cevabını bilmedikleri sorular vardı.Kesnliği olmayışı bu konuda karar vermelerini güçleştirmiş,canlarını sıkmıştı.Bir yandan umutları vardı bir yandan da kocaman bir belirsizlik...

Sınırın ÖtesindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin