Yeni günden merhabaa! Yarın ödevin verilmesi lazımdı! Tam bir haftadır yalvardığım inatçı keçinin şirketine gelmiştim yine. Bir umut belki yapar diye son bir kez yalvarıcaktım. Yalvarmaktan hiç hoşlanmasamda o benim tek umudumdu.
Sakin olmaya kendimi hazırlarken bir anda Ares beyin odasına girdim. Fulya gömleğinin düğmelerini açabildiği kadar açmış ve eğilmişti. Areste dosya imzalıyodu. Gözlerim büyürken ikiside bana baktılar.
"Hey hey!" Dedim kaşlarımı çatarak. Yanlarına gidip aralarına girdim. Fulyayı omzumla itip Arese kaşlarım çatık bakmaya devam ediyordum. Ares boğazını temizleyip
"Tamam Fulya bunları alabilirsin." Dedi. Fulya masaya eğileceği sırada
"Sen zahmet etme!" Dedim sinirlice. Dosyaları toplayıp verdim. Arkasını dönüp kıvırta kıvırta yürürken Aresin çenesini tutup hafifçe kendime çevirdim. Kapı kapandıktan sonra masanın önündeki koltuklara geçip oturdum.
"Niye öyle davrandınız Derin hanım?" Dedi tebessümle. Az önceki davranışlarımı hatırlayıp kendime 'niye yaptım?' diye sorarken Aresin boğazını temizlemesi düşüncelerimden kurtardı beni. Az önceki davranışlarıma bende bi anlam veremiyordum. Niye yaptım ki? Aklıma ilk gelen cevabı verdim.
"Ama siz evlisiniz Ares bey, bu kadar açık giyinip sizi tahrik etme ihtimalinden yaptım. İyiki tam zamanında gelmişim. Evlendiğiniz kişiyi aldatmanızı istemem." Dedim gülümsemeye çalışarak.
"Ben ev-" dediğinde kapının açılmasıyla oraya döndük.
"Ares bey ne içersiniz?" Diye sordu Fulya. Ona gözlerimi devirip
"Hiç biş-" diyecekken Ares lafımı kesti.
"İki tane türk kahvesi." Dedi. Fulya giderken bende Ares beye dönüp
"Ne diyorduk?" Dedim.
"Ben aslında ev-" derken bende neden buraya geldiğimi hatırlayıp sözünü kestim.
"Ares bey ödevim?" Dedim merakla. Gözlerini devirip
"Başından beri söylüyorum sana ama anlamak istemiyorsun galiba Derin ÇEVİK! Ödev mödev yok!" Dedi gözlerini devirerek.
"Amaaa!" Dedim hızla ayağa kalkarak. Ares merakla yüzüme bakıyordu.
"Başarınızın sırrını öğrenmemi neden istemiyorsunuz?" Dedim dönüp. Arka cebimden ses kayıt cihazını çıkarıp kayıt düğmesine bastım.
"İyi numara ama yemezler!" Dedi göz kırpıp elimi gözleriyle işaret ederek.
"Anlamadım?" Diye sordum. Gayet durumu farkettiğini anlamıştım aslında. Nasıl saklayacağımı düşünürken yanıma yavaşça geldi. Elimi avucunun içine alıp açmaya çalışırken hızla çektim.
"Kahve?" Dedim bir anda. "Kahveler nerde kaldı! Dur ben bi bakıyım!" Dedim hızlıca yanından geçmeye çalışırken kolumdan tutup durdurdu. Şimdi daha yakındık nasıl kurtulacaktım? Elini açıp bekledi. Ses kayıt cihazını veremezdim. Hiç olmazsa bunu dinletirdim şirketine gelip onunla sohbet ettiğimin kanıtı olarak. Gözleriyle tekrar açık olan elini işaret etti.
"Ne? Ne var?" Diye sordum tek kaşımı kaldırarak.
"Hadi ama!" Dedi kaşlarını kaldırarak. Daha fazla saf kız rolü yapmayı bırakıp elimdeki ses kayıt cihazını avucuna koydum.
"Özür dilerim. Güvenlik gelmeden giderim!" Dedim ve koluna hafifçe çarpıp yürümeye başladım.
"Ben git demedim?" Dediği sırada durdum. Ne yani beni kovmayacak mıydı? Onun izni olmadan sesini kaydetmiştim bu doğru değildi fakat yapmak zorundaydım! Yoksaa, mahkemeye mi verecekti beni? O mahkemeyi kazanırdı ve benden tonlarca para alırdı! Bu düşünceler beynimi yerken dudağım büzüldü. Ona dönüp
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTAKAL ÇİÇEĞİ
Chick-LitBir röportaj ne kadar zor olabilirdi ki? Peki, inatçı bir kişiyle röportaj yapmak ne kadar kolay olabilir ki? Daha Ares Berkan ÖZER'i tanımadan hayatına hızla giriş yapmıştı bile! Peki şimdi Derin ÇEVİK'i neler bekliyordu? Bu eğlenceli bir o kada...