Bugün pazartesiydi ve bugünü hiç sevmezdim. Ama ilk iki dersimin boş olduğunu öğrenmemle birlikte mutluluğum gittikçe artıyordu.
Kayra okula gitmişti ve ben evde tektim. Kendime bir tost yapıp televizyon karşısına geçtim. Telefonumu alıp sosyal medya hesaplarımı karıştırırken düşündüm ki Aresin sosyal medya hesaplarına bakıyım. Bence mükemmel bir fikir.
Fotoğraflarına bakarken hikaye attığını gördüm. Baksam bişey farketmezdi çünkü binlerce takipçilerinin içinden beni bulması yüzde kaçlık kısımdı?
Spor salonunu çekip atmıştı. Üstünede 'bekleriz (göz kırpma emojisi)' koymuştu. Haspam. Aklıma gelen sinsi fikirle yerimden kalktım. Üzerime sportif bişeyler geçirip evden çıktım.
Kapıdan girdiğimde gözlerim etrafı taradı. Baya yakışıklı erkekler ve güzel kızlar varmış burda da! Sessizce ilerlerken yandaki masadaki kadın
"Pardon, bekler misiniz?" Dedi. Ben ne olduğunu anlayamamıştım. Neden durdurmuştu ki durduk yere?
"Noldu?" Dedim kaşlarımı hafifçe çatarak.
"Kaydınızı alabilir miyim?" Dedi. Kaydımı felan verirken tekrar gözlerim etrafı taradı. Görüş açıma Aresin girmesiyle bir anda nedensiz bir heyecan gelmişti içime.
"Malesef kaydınız 1 hafta gelmediğiniz de siliniyor. Kusura bakmayın ama sizi içeri alamayacağım." Dedi. Ben kaşlarımı çatıp
"Nasıl ya? Tekrar kayıt yapın o zaman!" Dedim sinirli sesimle. Arkamda bir nefes soludu ve o tanıdık ses kulaklarımı doldurdu
"Benimle." Dedi kadına.
"Çok pardon Ares bey biz bilmiyorduk. Kusura bakmayın hanımefendi." Dedi mahçupça kadın. Yavaşça kafamı salladım 'önemli değil' dercesine. Arese tamamen dönüp yüzüne baktım
"Ben hallediyordum." Dedim gözlerimi devirerek.
"Imm.. Galiba sen benimle ilgili şeyleri araştırırken atlamışsın. Spor salonu gibi yerlerimde en fazla 1 hafta gelmeme süre yasağı vardır. Yoksa kaydın silinir ve bu güzelim spor salonumu kullanamazsın." Dedi göz kırparak.
"Amacım zaten spor değil." Dedim sessizce mırıldanarak.
"Duydum!" Dedi gülerek.
"Beni görmeye geldiğini biliyorum." Dedi arkasını dönüp ilerlerken. Onu takip edip
"Nereden çıktı o?" Dedim kaşlarımı kaldırarak.
"Sen takip etmediğin insanların hikayelerini izlemeye utanmıyor musun küçük hanım?" Dedi bana dönüp gülerek. Çok fena yakalanmıştım şuan. Herkes utandığımı anlasın diye yanaklarıma çekilen kana içimden bir küfür savurdum.
"Bben bakmadım! Telefon Kayradaydı!" Dedim inanmasını ister gibi.
"Kayra niye benim hikayeme baksın Derin?" Dedi bir anda durarak. Ben yere bakarak onu takip ettiğimden durduğunu anlamadım ve sırtına kafamı çarpmıştım.
"Özür dilerim." Dedim kafamı kaldırarak.
"Derin sırtımı çürüttün o nasıl kafa?" Dedi gülerek.
"Kafamı sanki demire vurdum ne bu kas yığınlığı!" Dedim kaşlarımı çatarak.
"Hiç altta kalmaz hanımefendi hiç!" Dedi gülümsemesi suratına iyice yerleşmişken.
"Kalmam!" Diye mırıldandım.
"Biliyorum." Diye bağırdı gülerek. Nerden duymuştu bu ya? Kulakları ne kadar açıktı, her dediğimi duyuyordu!
○●○●
"Derin, say." Dedi oturarak. İki elinede büyük dambılları aldığında başladım.
"1, 2, 3, ... 38, 39, 40." Dedim ve dambılları yanına koydu. Ben dambılın ağırlığına bakmak için önünden geçecekken bir anda ayağına takıldım ve onun üstüne düştüm. O gülerek kucağındaki bir adet Derine bakarken kaşlarımı çattım.
"Kaldır beni!" Dedim gözlerimi gözlerine sabitlerken.
"Kaldırır mısın!" Dedi kaşlarını çatarak ama hala yüzünde bi gülümseme vardı.
"Kaldırır mısın?" Dedim dişlerimin arasından.
"Duyamadım?" Dedi yüzünü buruşturarak. O buruşturduğu yüzüne ne kadar yumruk atma isteği içime doğsada şuan kalkacak güçte değildim. Belime dolanan iki kol ve bacaklarımı bacaklarının arasına alan iki bacak vardı. Benim kollarım onun boynuna dolanmıştı çünkü bunun ne yapacağı belli olmazdı. Bir anda bırakırsa zeminle buluşabilirdim.
"Kaldırır mısıın?" Dedim yüksek sesimle.
"Hayır." Dedi gülümseyerek. Kaşlarım daha da çatılırken
"Seninle daha işim bitmedi." Dedi göz kırparak. Kolunun birini bacaklarımın altına koydu ve ben kucağındayken kalktı. Bir anda bırakır gibi kollarını çekecekken boynundaki kollarımı bir anda sıkılaştırdım ve yüzümü yüzüne yaklaştırmıştım.
"Korkuyor musun küçük hanım?" Dedi sessizce, yüzüme nefesini vererek. Kafamı aşağı yukarı sallamakla yetinmiştim.
Bir anda ben kucağındayken squat yapmaya başladı. Kokusu burnuma dolarken hiç rahatsız etmiyordu. Gözlerim yüzündeki her bir noktayı incelemek ister gibi merakla bakıyordu. Alnındaki terleri silmek ister gibi elim havaya kalktı.
"Cebimde peçete var." Dedi gözleri gözlerimle birleşirken. Durdu ve benim cebindeki peçeteyi almamı bekliyordu. Peçeteyi almıştım ama hala squat yapmıyordu. Alnındaki terleri silerken gözleri gözlerimi esir alıyordu.
Yüzüne dokunmak ister gibi peçeteyi yanaklarına sürttüm. Gözlerimi bir anda gözleriyle sabitledim. Yüzünü yana çevirip
"Bu kadar yeter." Dedi beni indirirken. Nolmuştu bir anda?
"Ben gitsem iyi olacak." Dedim. Yanında olmak çok istiyordum ama onun yanındayken ona yakın olmak istiyordum. Kahretsin! Bu nasıl bir duyguydu böyle! Adam evli! Kendine gel Derin! Çok aşıyordum kendimi!
Arkamı dönecekken beni belimden kavrayıp kendisine doğru yaklaştırdı. Yapma böyle! Kulağıma eğilip nefesini verdi. Kulağım kaşınırken sessizce fısıldadı
"Bir daha gel." Dedi gıdıklayıcı sesiyle.
_______________
Vee bölüm sonuu! Yorumlarda nasıl bulduğunuzu anlatmayı unutmayın çiçeklerim♡
Desteklerinizi eksik etmeyi unutmayın ballarım♡
Kitabımı arkadaşlarınıza tavsiye etmeyi unutmayın! Bu aralar biraz bölümler geç geliyor o konuda çok özür dilerim:(
Desteklerinize çok ihtiyacım var. Arkadaşlarınıza önermeyi unutmayın.
Sizleri çok seviyorum♡ Kendinize dikkat edin! Kendinize iyi bakın! Umarım bu bölümde yüzünüzde tebessüm oluşturmuşumdur:) Umarım bölümü beğenirsiniz♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTAKAL ÇİÇEĞİ
Literatura KobiecaBir röportaj ne kadar zor olabilirdi ki? Peki, inatçı bir kişiyle röportaj yapmak ne kadar kolay olabilir ki? Daha Ares Berkan ÖZER'i tanımadan hayatına hızla giriş yapmıştı bile! Peki şimdi Derin ÇEVİK'i neler bekliyordu? Bu eğlenceli bir o kada...