-4-

5.3K 407 510
                                    

Genç kız yatağında tekrardan rahatsız bir şekilde kıpırdandı. Kara Kedi ile konuşur konuşmaz kendini yatağa atmıştı ve bir türlü uyuyamıyordu.

Kulağındaki kulaklıkları çıkardı, sevdiği müziğin kesilmesiyle kulakları bir sessizliğe büründü. Yatağında doğruldu ve birkaç saat öncesini hatırladı. Kara Kedi ile ilk defa bu kadar yakın, samimi olmuştu.

Sarılmaları aklına gelirken, dudaklarına yayılan istemsiz gülümsemeye engel olamadı. Kokusu... 'Bir insanın kokusu ancak bu kadar eşsiz ve güzel olabilir.' diye geçirdi içinden.

Kendi kendine gülmeye başladı, yaşadıklarını yeni yeni idrak ediyordu. Kara Kedi onu önemsiyordu, bunu görmüştü. Onu iyi etmek için nasıl çabaladığını görmüştü. Neredeyse onu sevdiğini düşünecekti.

Suratı aniden düştü, gözleri yavaş yavaş sulanırken beynindeki kelimenin yankısına lanet etti.

Neredeyse.

Onu sevmiyordu, bunu kendi ağzıyla söylemişti. Her ne kadar "Seni sevmiyorum." demese de, Uğur Böceği'ni sevdiğini itiraf etmişti. Aynı anlama geliyordu, değil mi?

İç çekerek akmaya hazır yaşlarını sildi. Bu aralar fazla duygusaldı ve bu ruh halinden acilen çıkması gerekiyordu. Kara Kedi yüzünden çok ağlamıştı. Artık bunu kesmeliydi.

Çıkardığı kulaklıklarını kulaklarına tekrar yerleştirdi ve bir müzik açtı. Kulaklık takmasının sıklaşmasından dolayı kulakları acısa da, Marinette müzikten vazgeçemiyordu.

Başını yastığa koydu, en sevdiği müziğin dinlendirici etkisiyle göz kapaklarının ağırlaştığını hissetti. Daha müzik bitmeden, uyku Marinette'i kolları arasına almıştı.

Genç kız yüzüne gelen güneşe karşı elini siper ederken söylenmeyi de ihmal etmemişti. Yatağının her tarafına gelen güneş ışığı yüzünden yatamayacağını anlayarak odasındaki küçük banyoya doğru yol aldı. Yüzünü yıkayıp havluyla kurularken, aynadaki yansımasında gözlerinin ne kadar kızarık olduğunu fark etti.

"İşte, her gün saçma sapan nedenlerden dolayı ağlarsan gözlerinin sonu böyle olur Marinette!"

Kendi kendine söylenirken banyosundan çıktı ve etrafı toplamaya başladı.

"Ben cidden anlamıyorum kendimi. Her gün ağlayacak farklı konular nasıl buluyorum acaba? Aslında eğer şu Kara Kedi olmasaydı-"

Sözünü kesen şey telefonundan yükselen melodi sesleriydi. Kimin aradığına bakmak için oraya doğru ilerlerken bulunduğu yerden görmeye çalıştı. Yatağa yaklaştı ve telefonunu eline aldı.

Adrien.

"Alo?" dedi sevecen tutmaya çalıştığı sesiyle. "Merhaba Marinette! Müsait miydin?" Marinette bir yandan odasını toplarken, diğer yandan omzuyla telefonu arasına sıkıştırdığı telefonla konuşuyordu. "Evet, müsaitim. Konuşabiliriz."

Adrien yattığı yatakta doğrularak sırtını yatağının başlığına yasladı. Marinette'nin göremeyeceğinin farkında olsa da, kendini rahatlatmak amacıyla gülümsedi. Biraz sonra açacağı konu için gerdindi. Marinette'nin tepkisinin sert olmasından korkuyordu.

"Dün akuma olayından sonra Uğur Böceği ile tartıştığınızı gördüm. Sorun neydi?"

Marinette düzelttiği yastığı yavaş yavaş yatağına bırakırken nasıl bir açıklama yapacağını düşündü. Açıkçası bu konu onu rahatsız etmemiş değildi ama Adrien onun çok yakın arkadaşlarından biriydi ve onu es geçemezdi. Rahatsız olduğunu belli edecek bir harekette bulunmasından dolayı kırılmasını istemiyordu.

Başkası - Marichat (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin