İki genç birbirine gülümserken bulundukları pozisyonu önemsemiyorlardı bile.
Mutlulardı, beraber.
Bir öksürük sesi, iki gencin arasındaki büyüyü bozarken Kara Kedi'nin bakışları sesin geldiği tarafa döndü.
Uğur Böceği.
Kara Kedi'nin bakışları hızla Marinette'e döndü, Leydi'sinin yanlış anlamaması için bu durumu hemen açıklamalılardı. "L-leydim?" Kara Kedi panikle söylediği cümleyle bir yandan Marinette'i üstünden kaldırıyor ve kendini toparlıyordu. Marinette olayı anladığı anda abartılı bir şekilde göz devirdi ve suratını asarak yatağına oturdu.
"Leydim senin burada ne işin var?" dedi Kara Kedi endişeli bir ses tonuyla. Uğur Böceği'nin yanlış anlayıp aralarına sınır koymasından, sevdiği kadınla arasına bir duvar örülmesinden korkuyordu.
"Ben de aynı soruyu sana soracaktım." Uğur Böceği'nin sert ve soğuk çıkan sesi Kara Kedi'yi ürpertmişti. "B-ben Marinette'i ziyaret et-" Kara Kedi cümlesini tamamlayamadan, söze giren Marinette oldu. "Sana odama girebileceğini kim söyledi?" Marinette'in sesi tıpkı Uğur Böceği'ninki gibi sert ve soğuk çıkmıştı. Kara Kedi bu iki genç kızın arasındaki rüzgarı hissetti, güçlü bir kasırgaya dönmemesi için elinden geleni yapacaktı. "Sana bir soru sordum!" Marinette yatağından hışımla kalktı ve sevdiği çocukla geçirdiği güzel dakikaları bozan Uğursuz Böcek'e baktı.
"Ben söyledim." dedi Uğur Böceği kesin bir tavırla. Kara Kedi gözlerini iki genç kızın arasında gezdirirken alt dudağını dişliyordu. Resmen aralarında oluşan bu gerginliğin arasından kovboy karşılaşması sırasında çalan müziği duyabiliyordu.
"Sen kim oluyorsun da benim odama izinsiz girebiliyorsun?! Özel hayat ne demek bilmez misin sen!" Marinette'in cümlesindeki ani çıkışa karşın, Uğur Böceği hala sakindi. Sakinliğinden zerre ödün vermeden konuştu. "Dışarıda bir akumalı etrafı dağıtıyor, ve benim partnerim ortalıkta yok. Maalesef her işimi kendi başıma yapamıyorum ve bu yüzden Kara Kedi'nin nerede olduğuna baktım. Burada olduğunu fark edince hemen geldim. Sizi böyle yakalamak benim de hayalim değildi emin ol ve şu an daha önemli işlerim var. " Konuşurken ara sıra siyah kostümlü partnerine bakıyor, öldürücü bakışlar atıyordu. "İzninle gidebilir miyiz? Sen dahil birçok kişinin hayatını kurtarmamız gerekiyor. " Cümlesinde geçen soru ekine rağmen bu, daha çok 'Gideceğiz.' demekti.
Marinette gözlerini devirdi, birazdan gitmek zorunda olan siyah kostümlü çocuğa baktı. Bakışları birleştiğinde, genç kız hızlanan kalbini umursamadan sahte bir şekilde gülümsedi. Sahte gülümsemeleri dışarıdan çok belli oluyordu ve onun istediği de buydu zaten. Kara Kedi'nin gitmesinden rahatsız olduğunu göstermesi ve onun aklını karıştırması lazımdı.
Açıkçası, Kara Kedi'nin pek de umrunda olduğu söylenemezdi. Şu anda tek düşündüğü, Leydi'sinin gönlünü alabilmekti.
İki kahraman birlikte Marinette'in penceresinden dışarı atladı. Çatılarda koşup atlarlarken aralarında korkutucu bir sessizlik mahkumdu. Bu sessizliği bozmak isteyen Kara Kedi, Leydi'sini daha fazla sinirlendirmemek adına kelimelerini düzgünce seçmek için çabalamıştı. Ağzını açmış konuşacaktı ki, Uğur Böceği öfkelendiği partnerine bakarak onun ağzından çıkan kelimeleri susturdu. "Bu konu hakkında konuşmayı deneme bile. Akumalı kişiye yaklaşıyoruz. Tetikte ol." Kara Kedi açtığı ağzını kapattı önüne dönerek koşmaya devam etti.
Sonunda Hawk Moth'un kurbanının yanına vardıklarında hiç beklemeden saldırmaya başladılar. Akumalı her ikisini de gayet güzel bir şekilde alt edebilse de, kahramanların durmaya niyeti yoktu.
"Oh pekala, deli gibi merak ettiğim soruyu sormadan edemeyeceğim. O kızın evinde ne işin vardı Kara Kedi?"
Cümlesine yansıtmasa bile ses tonu ve soruş tarzı, Uğur Böceği'nin ne kadar öfkeli ve cevap için ne kadar meraklı olduğunu gösteriyordu. Kara Kedi savunma ve saldırılara ara vermeden bir süre düşündü. Ne diyecekti ki? Leydi'sinin o manzarayla karşı karşıya kaldığında ne düşündüğünü gayet iyi biliyordu, hangi açıklama o düşünceyi kafasından silebilirdi?
'Marinette' in teselliye ihtiyacı olduğunu düşündüm ve evine gittim. Ve bir anda kendimizi burun buruna neredeyse öpüşecek konumda bulduk. ' En iyi açıklama bu olmalıydı herhalde.
Yine de şansını denedi.
"Sizin tartıştığınız gün teselliye ihtiyacı olduğunu düşünerek evine gittim. Bana verdiği bir söz vardı ve onu tutuyor mu diye yanına uğramak istedim. Bir anda... Öyle bulduk işte kendimizi."
Uğur Böceği tatmin olmamıştı. Birkaç adım gerileyerek hala saldırı yapan partnerine baktı, bir yandan vücudunu dinlendiriyordu. Ellerini beline koydu ve hafifçe kaşlarını çattı. "Böyle olduğuna emin misin? Sanki bir şeyler eksik gibi."
Kara Kedi sağ yumruğunu dev yaratığın yanağına indirip kendini geriye çekti. Bu konuşmayı bir şekilde sonlandırmalıydı, çünkü her ikisinin de dikkatini dağıtıyordu ve bu şekilde akumayı almaları imkansızdı. Gözlerini Böceği'ne çevirir çevirmez elleri belinde, kaşları çatık bir şeklide cevap bekleyen bir Uğur Böceği ile karşılaşmasıyla bütün ciddiyetinin bozulduğunu hissetti. Kalbi Leydi'sinin ne kadar sevimli göründüğünü tüm hücrelerine iletirken beyni bir cevap beklediğini hatırlattı. Ne ara yüzüne yerleştiğini bilmediği gülümsemesini silip boğazını temizleyerek ciddi bir ifadeye bürünmeye çalıştı. "Neden bana güvenmediğini anlamadım ama hepsinin bu kadar olduğuna yemin edebi-"
Karnına şiddetle inen acı, hem bedeninin savrulmasına, hem de acıyla beraber sızlayan karnına karşı bir inleme kaçmasına yol açmıştı. Uğur Böceği'nin kaşları gevşedi ve şokla yerde yatan bedene bakıp durmayı kesip kendisine yanına koşmayı emreden beynine hak vererek kaslarını harekete geçirdi. Birkaç dakika öncesine kadar öfke ve merakla dolu olan duyguları şimdi sadece endişe ve korkuyla doluydu. Yerde kıpırdamadan duran partnerine ulaşır ulaşmaz yüzünü kendisine çevirdi ve acıyla yüzünü buruşturup gözlerini kapatmış bir suratla karşılaştı. "Aman Tanrım! İyi misin Kedi! Ah Tanrım hepsi benim suçum! Neden şu çenemi iki dakika kapalı tutamadım ki?" Kara Kedi sonunda gözlerini açtı ve yeşil gözleri endişe ve korkuyla küçülmüş gözlerle buluştu. Ascısına rağmen gülümsedi, az önce kendisine sinirli olan kadının şimdi onun için korkuyor olması hoşuna gitmişti.
"İyiyim Leydim, merak etme. Suçlu falan değilsin. Cidden onun gibi ufak bir yumruğun benim gibi kas yığını bir süperkahramanı yıkabileceğini mi düşündün?" Uğur Böceği kıkırdadı ve elleriyle kavradığı suratı emin olmak için bir kez daha inceledi. "Leydim, iyiyim. Gerçekten."
Uğur Böceği gülümsedi ve ayağa kalktı. Hala yatıyor olan partnerine gülümsemesini silmeden elinin uzattı. "Pekala Bay Kas Değil de Ego Yığını, kalk bakalım. Kurtarmamız gereken bir Paris var." Kara Kedi gülümsedi ve elini uzatarak Uğur Böceği'nin elini tuttu. Temasıyla hızlanan kalbini ve titreyen vücudunu es geçerek ayağa kalktı.
Canının yanmadığı söylenemezdi aslında ancak eğer bunu dile getirirse Uğur Böceği onun kesinlikle savaşmasını istemezdi. O da sevdiği kadını öylesine güçlü bir akuma kurbanına bırakamazdı ve tek çare olarak acısını es geçip yanında gitmekti.
Uğur Böceği, konuştukları konunun yarım kalmasını beyninin Unutulmaması Gerekenler adlı listesine ekleyerek elini partnerinden çekti. İkisi de eşyalarının ve kendilerinin sağlamlığını kontrol eder etmez birbirlerine bakarak gülümsediler. Bu gülümseme Tekrar yeneceğiz, bizden güçlüsü yok ve sana güveniyorum demekti.
Kendilerini akuma kurbanının olduğu tarafa doğru rüzgara karıştırmadan önce aralarında tek bir şey duyuldu.
"Gidelim!"
~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başkası - Marichat (Tamamlandı)
FanfictionMarinette, Kara Kedi'ye aşık olan 17 yaşında güzel bir genç kızdır. Ancak Kara Kedi'nin Uğur Böceği'ne olan aşkı, Marinette'nin hayal ettiği ilişkiyi engellemektedir. Marinette'yi sadece arkadaş olarak gören Kara Kedi'nin bir süre sonra fikri değişe...