-12-

4.1K 315 237
                                    

Ve ikisi de üstlerine gelen koca duvarı asla fark etmiyorlardı.

Eğer biri olmasaydı, belki de çoktan o duvarın altında can çekişiyor olurlardı.

İki genç, havada süzülürken ikisini de sarmalamış olan kostümlü kızı hemen tanıdı. Genç kız, Uğur Böceği'nin onları kurtarmadan önce bulundukları yere baktığında duvarın düştüğü yerin zemininde çatlakların ve altında kalan arabanın araba denilemeyecek hale gelmiş olduğunu gördü.

Pekala, şaşırtıcı derecede bu kez Marinette ona minnettardı.

Uğur Böceği iki genci güvenli olduğunu düşündüğü yere bıraktıktan sonra arkasını döndü ve gitmek için hazırlanırken Marinette seslendi. Ağzından çıkan kelimelere o bile şaşırsa da bunun gerekliği olduğunu düşündü ve pişman olmadı. "Teşekkür ederiz." Minnettar olmasına rağmen soğuk çıkan sesine Uğur Böceği bir baş sallamayla cevap verdi ve yoyosuyla oradan uzaklaştı.

"Vay canına. Bu... garipti." Marinette Adrien'ın sözleri üzerine ona döndü. "Neredeyse eziliyor olmamız mı, yoksa teşekkür etmem mi?" Adrien ortamın ciddiliğine aldırış etmeden güldü. "Her ikisi de."

Ardından aklına gelen düşünce ile gülümsemesini sildi ve ciddi haline büründü. "Marinette, koş ve saklan tamam mı? Güvende olabileceğin herhangi bir yere." Genç kız kaşlarını çattı. "Neden sadece ben? Adrien, benden ne saklıyorsun?" Adrien genç kızın omuzlarını tutup gülümsedi. "Bana güven Marinette." Marinette'in aklında bir sürü soru, bir sürü cevap vardı ancak ortalığı yıkan bir akuma varken bunları düşünmenin saçma olduğunu düşünerek vazgeçti.

Genç kız bir yöne doğru ilerlemeye başlarken Adrien hiç vakit kaybetmeden tam tersi yöne doğru koşmaya başladı. Birkaç saniye sonra Marinette arkasını döndüğünde Adrien çoktan gitmişti. İç geçirip tekrardan kendi gittiği yöne doğru ilerlemeye başladı ancak
aklındaki düşünceler Adrien'ı takip etmesini ve sakladığı şeyi öğrenmesini adeta beynine haykırıyordu. Marinette içindeki sese yenik düştü, Adrien'ın peşinden koşmaya başladı.

Ancak Adrien ondan hızlı davranıp çoktan Kedi haline dönüşmüştü bile.

Marinette koşmaktan yorulduğu için durdu ve nefesini düzeltmeye çabaladı. Bu çocuk saniyeler içinde nereye kaybolmuştu böyle?

Tam o sırada, Kara Kedi çok yakınlarda bir yerde beliriverdi ve tam gidecekken lacivert saçlı genç kızı fark etti.

"Hey, Mari... Burada ne arıyorsun? Saklanman gerekmiyor muydu?" Marinette genç erkeğin sorusunu cevaplamadan sert ve soğuk sesiyle konuşmaya başladı. "Arkadaşım... adı Adrien. Buraya doğru koşmuştu, onu gördün mü?" Kara Kedi telaşlansa da belli etmemekte kararlıydı. "Onu tanımıyorum, görsem de o olup olmadığını bilemem." Marinette kaşlarını çattı. "Kaç tane Adrien duydun sen? Adrien Agreste'i tanımıyor olamazsın!"

Kara Kedi artık gitmesi gerektiğini biliyordu. Bir an önce harekete geçip Uğur Böceği'ne yardım etmeliydi. "Git ve kendine güvenli bir yer bul, Prenses." Marinette sinirlendiğini hissediyordu. "Bana Prenses deme!" Kara Kedi göz devirdi ve ses tonunu hafifçe yükseltti. "Tanrı aşkına, takıldığın şey bu mu cidden!" Genç kız gözlerini kıstı, Kara Kedi Marinette'in sinirliyken bile sevimli olan haline gülümsedikten sonra sopasını çatıya atarak oradan uzaklaştı.

Marinette ise hala söyleniyordu. "Prenses'miş! Sensin Prenses!"

Ancak mesafeden dolayı bunu ne Kara Kedi'nin kulakları duydu, ne de Marinette'in duyurmaya sesi yetti.

-

"Hawkmoth uzun süredir bu kadar güçlü akumalılar göndermemişti." İki genç kahraman hem saldırıp hem savunma yapmaktan yorulsalar da pes etmeye niyetleri yoktu. "Belki de bir yerden güç almıştır." diyerek Kara Kedi sopasıyla kendine gelen saldırıyı engelledi. "Belki, ama nereden?"

Konuşmayı kesip savunma ve saldırılarına devam ettiklerinde akumalının gittikçe zayıfladığını hissediyorlardı. "Akuma kolyesinde olmalı. Sen onu oyalamaya devam et." diyerek Uğur Böceği şanslı tılsımı kullanmak üzere geri çekildi. Tek başına halletmek zorunda olduğu için Kara Kedi'ye gelen darbeler çoğalmıştı ama dikkat dağıtmak için bu gerekliydi. Uğur Böceği eline düşen nesneyle etrafına bakarak ne yapması gerektiğini anladı.

Yaklaşık birkaç dakika sonra Uğur Böceği yoyosuyla akumadan arınmış ve her şey eski haline dönmüştü. Uğur Böceği Hawkmoth kurbanının yanına gidip nasıl olduğunu sorduğunda Kara Kedi onları izlemeyi bırakıp aklına gelen düşünceyle gitmek için hazırlandı. Tam sopasını çatılardan birine atmış gidiyordu ki, arkadan gelen bir ses onu durdurdu.

"Kara Kedi!" Arkasını döndüğünde seslenen kişiye baktı. "Hemen gitmesen? Konuşmak istiyorum, şeyle ilgili..." Utanarak elini boynuna attığında Kara Kedi lafını kesti. "Üzgünüm, gitmem gerek. Sonra konuşuruz." Uğur Böceği hayal kırıklığıyla Kedi'ye baktı ve ardından gülümsedi. "Önemli değil, görüşürüz." 

Kara Kedi cevap vermeden sopasıyla kendini boşluğa bıraktığında geride kalan süper kahraman kalbinin kırıldığını hissediyordu.

-

Adrien, Kara Kedi halinden çıkar çıkmaz koşmaya başlamıştı. Marinette'i bulması gerekti. "Marinette!" Genç kızın gitmiş olabileceği yere hızlı adımlar atmaya başladığında adını tekrar seslendi. 

"Adrien?" Genç çocuk isminin seslenildiği tarafa döndüğünde tanıdık yüzü görmesiyle gülümsedi. Marinette suratına yerleştirdiği endişeli bakışlarla ona doğru koşmaya başladı. Aralarındaki mesafe tamamen kapandığında Adrien ellerini Marinette'in ince beline sıkıca sardı, Marinette ise kollarını genç erkeğin boynuna dolar dolamaz konuşmaya başladı. "Tanrım! Neredeydin? Bir şey oldu sandım!" Adrien tekrardan gülümsedi, Marinette burnuna dolan kokunun tanıdıklığıyla kaşlarını çattı. Genç kız sarmalanmış bedenlerini ayırdı ve aklındaki sorularla genç erkeğe baktı. "Bir sorun mu var Marinette?" Genç kız bu konuyu sonra düşünmesi için beyninin bir köşesine ittikten sonra cevapladı.

"Hayır, haydi gidelim."

-

"Eve bıraktığın için teşekkür ederim." dedi Marinette gülümseyerek. Genç çocuk ellerini cebine yerleştirdi. "Rica ederim."

Ardından yavaşça yürümeye başladığında arkasından gelen ses onu durdurdu. "Adrien!" Arkasını döndüğünde genç kızın ona bakıyor olduğunu fark etti. "İçeri gelmeye ne dersin? Önce bir şeyler yeriz, sonra odama çıkar ve konuşuruz. Benim de sormak istediğim bir şeyler var."

Adrien bir süre düşündü. Saat zaten geç sayılmazdı, babasının kızacağını düşünmüyordu. "Hayır diyemeyecek kadar açım."
Marinette kıkırdadıktan sonra açtığı kapıyı araladı ve genç çocuğun girmesine izin verdikten sonra kendisi de yavaşça girdi.

Bu akşam güzel olacaktı.

-

Başkası - Marichat (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin