"Şimdi ne yapmayı düşünüyorsun Adrien?" diyerek peynirini midesine uğurladıktan hemen sonra konuştu Plagg.
Marinette ile konuştukları akşamın ertesi günüydü. Adrien yüzünde gereksiz bir gülümseme, içinde saçma bir rahatlıkla yatağında yatmış Marinette'in dediklerini düşünüyordu.
"Birini severken bir başkasına karşı bir şey hissedemezsin."
Pekala haklı olabilirdi belki. Ama hala nasıl oluyor da kalbinin ritmini değiştiren iki kız olabiliyordu?
"Bilmiyorum Plagg. Sanırım Marinette beni affedene kadar kendime düşünme süresi vereceğim."
Odasındaki derin sessizlik onu düşüncelerine daha çok itiyordu. Aklını kurcalayan iki kız sürekli gözünün önüne geliyor ve kafayı yiyecek gibi hissetmesine sebep oluyordu. Adiren artık bunları düşünmekten sıkılmıştı. Sadece kendinin çabaladığını görmek onu daha da sinirlendiriyordu. "18 yaşına geldim ve uğraştığım şeylere bak. Yaşıtlarım okul derdindeyken ben burda iki kızın arasında kalıp kafa patlatıyorum." diyerek söylendi.
"Her neyse, ziyaretine gitmemiz gereken biri var." dedi ve yatağından kalktı. Plagg vakit kaybetmeden peynirini yuttuğunda geride kalanlara bakarak üzgün bir biçimde konuştu. "Geri geleceğim kıymetlilerim, beni özleyin."
Hemen ardından genç erkek gerekli kelimeleri söyledi, siyah deri kostümü vücudunu çevrelediğinde gitmek için hazırdı.
Kısa sürede tanıdık ev görüş açısına girdiğinde vakit kaybetmeden balkonuna doğru atladı. Kapalı balkon kapısına birkaç kez tıklatıp içeriden gelecek yanıtı bekledi. Ancak üst üste birkaç kez denemesine rağmen hala bir cevap alamamıştı. Kapının kilitli olup olmadığını kontrol etii, açık olduğunu fark ettiğinde sessizce içeri girdi. Etrafına bakındığında gördüğü manzarayı hiç beklemiyordu.
Marinette kulağındaki kulaklıklardan gelen slow bir şarkı eşliğinde ve sarıldığı yastığın yumuşaklığıyla uykuya dalmıştı. Kara Kedi kalbinin değişen ritmine kulak verirken gülümsedi.
Yavaşça yanına yaklaştı, dizlerinin üstünde çökerek onu izlemeye başladı. Bir yandan güzelliğini seyrettikçe mutlu oluyor, bir yandan da arkadaşı olan kıza karşı bu hislerinin ne kadar doğru olup olmadığını düşünüyordu.
Birkaç dakika sonra eli istemsizce genç kızın güldükçe gamzesinin ortaya çıktığı yanağına doğru gitti. Teni pürüzsüz, yumuşacık olan bu kızın daha ne kadar kusursuz olabileceğini sorguladı.
Çok da uzun olmayan bir sürenin ardından ayağa kalktı. Ondan uzak durmak en mantıklısıydı. Hislerinden emin olmadan ona ümit vermesi çok bencilce olurdu. Evet kendini affettirmesi gerekiyordu ancak bunu genç kızın uyanık olduğu bir zamanda düzgünce yapabilirdi.
Marinette'in eşsiz kokan saçlarını içine çekip yavaşça bir öpücük kondurduktan sonra balkon kapısına doğru sessizce yol aldı.
"Kara Kedi?" Tam balkona atlayacağı sırada duyduğu ses onu durdurdu. Arkasını döndüğünde bir çift uykulu mavi gözle karşı karşıya geldi. "Burada ne arıyorsun?"
"Sana bakmaya gelmiştim Prenses. Uyuduğunu görünce rahatsız etmeden gideyim dedim." Genç kız gülümsemesi Kara Kedi'yi şaşırtmıştı. Araları bozuk olduğundan beri buna hasret kalmıştı. Tabi Adrien olduğunda bunu bol bol görüyordu ancak önemli olan diğer haliydi.
"İstersen kalabilirsin. " Kara Kedi gittikçe şaşırıyordu. "Sen bana kızgın değil miydin?" Marinette kıkırdadı. "Uykulu halimi görüp bundan faydalanırsın diye düşünmüştüm ama sen kaşındın. Gidebilirsin." Kara Kedi güldü. "Uykulu halinden faydalanmak? Benim işim senin ayık olduğun zamanlar, Prenses."
Marinette kızardığını hissetti. Yatağında Kara Kedi'nin sığabileceği kadar yer ayırdıktan sonra konuştu. "Kendini affettirmek istiyorsan bunu şimdi yapabilirsin. Belki bir daha şansın olmayabilir." Genç erkek hiç vakit kaybetmeden genç kızın yatağında yerini bulduğunda ikisi de tavana bakmakla meşguldü. Akıllarında binbir türlü cevap bekleyen sorular, kalplerinde nedenini bildikleri bir çarpıntıyla birlikte.
Marinette ona döndü. "Burada olman şaşırttı beni biraz. Leydi'nin yanında olursun sanıyordum." Kara Kedi de bakışlarını ona çevirirken kaşlarını çattı. "Neden onunla olduğumu düşündün?" Genç kız burukça gülümsedi. "Onu seviyorsun ya."
Kara Kedi genç kızın gözlerindeki kırgınlığı gördüğünde kendinden nefret etti. Onun dediği gibi gerçekten Uğur Böceği'ni mi seviyordu?
Genç kız bakışlarını tekrardan tavana çevirirken Kara Kedi gözlerini ondan alamadı. Aslında hala onun yanında durmasına izin verdiğine şaşırıyordu. Onu kırmıştı, incitmişti. İstemeden yapsa da buna engel olamamıştı. Ve görünüşe göre hala olamıyordu.
"Kendini affettirmeyecek misin?"
"Ben... Nasıl yapacağımı bilmiyorum." Genç kız gülümsedi ve ona döndü. "Ben de bilmiyorum."
"Bu beni affettiğin anlamına mı geliyor?"
"Bu seni asla affedemeyeceğim anlamına geliyor."
Birbirlerine gülümsediler. Kara Kedi genç kızın onu çoktan affettiğini sıcacık bakışlarından anlamıştı. "Senin hiçbir şeyin olmadığım için sana karışamam. Asıl ben özür dilemeliyim."
İkisi de vücutlarını birbirlerine döndürdüklerinde Kara Kedi genç kızın yanağını okşadı.
Belki her şeyim olursun.
Kafasındaki belirsizlik hala yerini korusa da yapacağı şeyden emindi. Yapmak istiyordu.
Başını yavaşça yaklaştırdı. İkisinin de her saniyesinde kalbi gittikçe hızlanıyordu. Nefesleri birbirlerine çarpıyordu, tıpkı kalpleri gibi. Gözleri birbirlerinden ayrılmıyordu, kaybolmuşlardı sanki. Kara Kedi hislerinden emin olmadan yapmanın yanlış olduğunu biliyordu, ancak kasları beyninden bağımsız hareket ediyordu.
İyice yaklaşmadan önce gülümsedi. İkisi de hazırdı, ama aynı zamanda ikisi de emin değildi.
Ve bam.
-
Bu sefer biraz kısa oldu, her neyse.
Evet MariChat yakın, ancak Uğur Böceği'nin bu duruma kayıtsız kalacağını mı sanıyorsunuz? Ortalığı karıştıracağım ehehehe.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başkası - Marichat (Tamamlandı)
Fiksi PenggemarMarinette, Kara Kedi'ye aşık olan 17 yaşında güzel bir genç kızdır. Ancak Kara Kedi'nin Uğur Böceği'ne olan aşkı, Marinette'nin hayal ettiği ilişkiyi engellemektedir. Marinette'yi sadece arkadaş olarak gören Kara Kedi'nin bir süre sonra fikri değişe...