G.Y-2

34 10 5
                                    

   Medyadaki  " OYA CEYLAN "

   *Alyadua Mera

   Hocaya ismimizi söyledikten sonra memnun olmuş bir ifadeyle, bize kafasını salladı .Hocanın başka bir şey sormayacağını anladığımızda ağabeyimle kalktığımız yere , tekrar oturduk . Sınıfa göz gezdirirken , Birant ile kesişti gözlerim . İlgisinin benim üzerimde olmasını istediğim için , gözlerimi yüzünden çekmedim . Galiba o da bu konuda inat yapmıştı çünkü inatla hala gözlerini gözlerime dikmişti . Sema 'nın kolundan tutup , kendinden tarafa bakması ile , bakışlarını nihayet çekti . Tabii bu sırada bende Sema 'nın öldürücü bakışlarına maruz kalmıştım . Kendini pek bir şey sanıyor bu kız . Aklı sıra bu bakışları görünce ; bir korkak , bir aciz gibi başımı yere eğip onlardan tarafa bakmayacağımı sanıyorsa , çok yanılıyordu , hem de fena halde...

 Bakışlarım hocanın yüzüne dönmüştü . Elindeki kalemle sınıf defterini imzalıyordu .Bugün ilk gün olduğu için , yani bizim için ilk en azından boş bırakması ümidiyle ağabeyime döndüm . Ağabeyim , gözlerini hafifçe kısmış bir şekilde Oya 'ya bakıyordu . İlk hedef oydu .Bizi o çeteye katacak kişi idi kendisi .Peki bunu nasıl yapacaktı ? Ağabeyim Feza 'ya dönerek aklımdan geçen soruları sordum :" Feza , okula kayıt olduk , peki biz o çeteye nasıl girebileceğiz ? Sonuçta yol geçen hani değil ki , hemen girebilelim ! Hem Oya bize nasıl bir fırsat kapısı açacak ki ?" Feza , bakışlarını ağır bir şekilde bana çevirdi . Yüzünde " ben o işi halledeceğim , sen merak etme "  sırıtışı oluştu .Demek ki benim zeki , metin ağabeyim bu olayı halledecekti . Sınıftaki birçok kişi , defterini açmış , tahtadaki yazıları geçiriyordu . Onlara uyum sağlamak amacıyla , çantamdan bir defter çıkartıp , masama koydum . Kalemliğimi açarken , gözlerim tahtadaydı . Ders Kimya 'ymış . En azından güne Matematik ersi ile başlamadığımıza sevinmiştim . 

   Hoca bir yandan ders anlatıyor , bir yandan yazı yazıyordu .Bende bu sayede bildiklerimi pekiştiriyordum . Aklıma lise zamanlarım gelince gülümsedim .Hani büyüklerimiz hep der ya ; lise zamanı hem kanının en dolu aktığı , en güzel yılların , hemde birçok yanlışını burada yaptığın zamanların olur diye derler ya hani .Ben o sözü daha yeni anlıyordum anlamını . Gerçekten lise muazzam bir yer. Göz açıp kapayana kadar bitiyor her şey . Hem rakiplerinin önüne geçip , ders çalışman ; hem de bu yılların bir daha gelmeyeceğini bilerek , farkında olarak dolu dolu , dibine kadar eğlence içinde yaşaman lazımdı.Ben bir oyun içinde olsa , tekrar lisenin tadına bakabiliyordum .Çocukluğumu , ergenliğimi tekrar yaşıyordum sanki .Feza ağabeyim beni dürterek , kulağına yaklaştırdı : " Sabahtan beri aptal aptal sırıtıyorsun , planımız başlamadan bitireceksin Uzaylı ." 

  Ah ! Ağabeyim ve bana takmış olduğu mükemmel lakap ! Ona verebileceğim cevap sadece yüzümü buruşturmak oldu ve yaptım da . Ağabeyim gülerek , kafamı kendisine çekti ve saçlarımı birbirine karıştırdı .İnanmıyorum ya ! Saçlarım maf olmuştu . Sinirle Feza 'nın ayağına , sıranın altından geçirdim .Feza can acısıyla anında inlerken , bütün sınıfın bakışları hatta buna sevgili hocamızda olmak üzere kaymıştı .Ben yapmacıktan gülümseyerek cevap verdim : "Aa ! Hocam bu sıralar ağabeyime küçük geldi, bacağı sığamadı yavrucağın ! Şak diye alttaki demire geçiriverdi ."  Hoca anlayışla başını sallarken , nihayet çoğu göz üzerimizden çekilmişti . Çekilmeyenler de vardı tabii , bunların başında Birant ve tayfası . Ona doğru dönüp , içimdeki kini , nefreti boşaltırcasına baktıktan sonra önüme döndüm .Şimdilik bu kadar yeterdi . 

  Geçen saliselerin , saniyelerin ,dakikaların ,saatlerin ardından öğle molasındaydık . Bu süreç boyunca kendimizi iyi göstermiş olup , birkaç kişi ile iletişim kurmuştuk .Okula ise kolay adapte olmuştuk .Sonuçta geçtiğimiz yolların üstünden tekrar geçiyorduk değil mi? Kantinde oturmuş aldığımız yemekleri yiyorduk .Ağabeyim yemiyordu , ben yiyordum demek daha doğru sanırım .İki saattir telefonda birisiyle mesajlaşıyordu . Hayır kim olduğunu da merak etmiyorum değil .Ama bana göstermiyor beyefendi .Gelen son mesaj sesiyle ağabeyim ayağa kalktı . Ona nereye gidiyordun sorusuyla dolu bakışlarımı ilettim : " Merak etme ufaklık , bizi çeteye sokacak olan ilk adımı atmaya gidiyorum . Sen sadece otur ve güzelce yemeğini sonrada arkana yaslan ben izle ! " diyerekten kantinden çıktı .

  On dakikalık geçen sürenin ardından bakışlarım kolumdaki saat ve kantinin giriş kapısı arasında zikzaklar çiziyordu . Ne gelen vardı , ne giden .En sonunda bakışlarımı kapıdan çekerek , yemeğime tam anlamıyla gömüldüm .Sema 'nın cırtlak sesini duyana kadar ne güzel yemeğimle aşk yaşıyorduk ! : " Oya ! Ne oldu sana ? Kim yaptı bunu?" bakışlarım Sema 'nın baktığı tarafa dönünce yediğim lokma boğazımda kaldı .Öksürmeye başlamamla birlikte masanın üstünde duran suyu kafama diktim .Nihayet kesildiğinde daha dikkatli baktım karşımdaki manzaraya . 

  Oya 'nın yüzü biraz kızarmak ile morarmak arasında kalmıştı . Ama asıl takıldığım detay bu değildi tabii .Gebersin çakma sarışın !

 AĞABEYİM FEZA ONUN  KOLUNDAN TUTMUŞ DESTEK Mİ OLUYORDU ?!

ALYADUA - Gökyüzünün YakarışıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin