Medyadaki " OYA CEYLAN "
*Alyadua Mera
Hocaya ismimizi söyledikten sonra memnun olmuş bir ifadeyle, bize kafasını salladı .Hocanın başka bir şey sormayacağını anladığımızda ağabeyimle kalktığımız yere , tekrar oturduk . Sınıfa göz gezdirirken , Birant ile kesişti gözlerim . İlgisinin benim üzerimde olmasını istediğim için , gözlerimi yüzünden çekmedim . Galiba o da bu konuda inat yapmıştı çünkü inatla hala gözlerini gözlerime dikmişti . Sema 'nın kolundan tutup , kendinden tarafa bakması ile , bakışlarını nihayet çekti . Tabii bu sırada bende Sema 'nın öldürücü bakışlarına maruz kalmıştım . Kendini pek bir şey sanıyor bu kız . Aklı sıra bu bakışları görünce ; bir korkak , bir aciz gibi başımı yere eğip onlardan tarafa bakmayacağımı sanıyorsa , çok yanılıyordu , hem de fena halde...
Bakışlarım hocanın yüzüne dönmüştü . Elindeki kalemle sınıf defterini imzalıyordu .Bugün ilk gün olduğu için , yani bizim için ilk en azından boş bırakması ümidiyle ağabeyime döndüm . Ağabeyim , gözlerini hafifçe kısmış bir şekilde Oya 'ya bakıyordu . İlk hedef oydu .Bizi o çeteye katacak kişi idi kendisi .Peki bunu nasıl yapacaktı ? Ağabeyim Feza 'ya dönerek aklımdan geçen soruları sordum :" Feza , okula kayıt olduk , peki biz o çeteye nasıl girebileceğiz ? Sonuçta yol geçen hani değil ki , hemen girebilelim ! Hem Oya bize nasıl bir fırsat kapısı açacak ki ?" Feza , bakışlarını ağır bir şekilde bana çevirdi . Yüzünde " ben o işi halledeceğim , sen merak etme " sırıtışı oluştu .Demek ki benim zeki , metin ağabeyim bu olayı halledecekti . Sınıftaki birçok kişi , defterini açmış , tahtadaki yazıları geçiriyordu . Onlara uyum sağlamak amacıyla , çantamdan bir defter çıkartıp , masama koydum . Kalemliğimi açarken , gözlerim tahtadaydı . Ders Kimya 'ymış . En azından güne Matematik ersi ile başlamadığımıza sevinmiştim .
Hoca bir yandan ders anlatıyor , bir yandan yazı yazıyordu .Bende bu sayede bildiklerimi pekiştiriyordum . Aklıma lise zamanlarım gelince gülümsedim .Hani büyüklerimiz hep der ya ; lise zamanı hem kanının en dolu aktığı , en güzel yılların , hemde birçok yanlışını burada yaptığın zamanların olur diye derler ya hani .Ben o sözü daha yeni anlıyordum anlamını . Gerçekten lise muazzam bir yer. Göz açıp kapayana kadar bitiyor her şey . Hem rakiplerinin önüne geçip , ders çalışman ; hem de bu yılların bir daha gelmeyeceğini bilerek , farkında olarak dolu dolu , dibine kadar eğlence içinde yaşaman lazımdı.Ben bir oyun içinde olsa , tekrar lisenin tadına bakabiliyordum .Çocukluğumu , ergenliğimi tekrar yaşıyordum sanki .Feza ağabeyim beni dürterek , kulağına yaklaştırdı : " Sabahtan beri aptal aptal sırıtıyorsun , planımız başlamadan bitireceksin Uzaylı ."
Ah ! Ağabeyim ve bana takmış olduğu mükemmel lakap ! Ona verebileceğim cevap sadece yüzümü buruşturmak oldu ve yaptım da . Ağabeyim gülerek , kafamı kendisine çekti ve saçlarımı birbirine karıştırdı .İnanmıyorum ya ! Saçlarım maf olmuştu . Sinirle Feza 'nın ayağına , sıranın altından geçirdim .Feza can acısıyla anında inlerken , bütün sınıfın bakışları hatta buna sevgili hocamızda olmak üzere kaymıştı .Ben yapmacıktan gülümseyerek cevap verdim : "Aa ! Hocam bu sıralar ağabeyime küçük geldi, bacağı sığamadı yavrucağın ! Şak diye alttaki demire geçiriverdi ." Hoca anlayışla başını sallarken , nihayet çoğu göz üzerimizden çekilmişti . Çekilmeyenler de vardı tabii , bunların başında Birant ve tayfası . Ona doğru dönüp , içimdeki kini , nefreti boşaltırcasına baktıktan sonra önüme döndüm .Şimdilik bu kadar yeterdi .
Geçen saliselerin , saniyelerin ,dakikaların ,saatlerin ardından öğle molasındaydık . Bu süreç boyunca kendimizi iyi göstermiş olup , birkaç kişi ile iletişim kurmuştuk .Okula ise kolay adapte olmuştuk .Sonuçta geçtiğimiz yolların üstünden tekrar geçiyorduk değil mi? Kantinde oturmuş aldığımız yemekleri yiyorduk .Ağabeyim yemiyordu , ben yiyordum demek daha doğru sanırım .İki saattir telefonda birisiyle mesajlaşıyordu . Hayır kim olduğunu da merak etmiyorum değil .Ama bana göstermiyor beyefendi .Gelen son mesaj sesiyle ağabeyim ayağa kalktı . Ona nereye gidiyordun sorusuyla dolu bakışlarımı ilettim : " Merak etme ufaklık , bizi çeteye sokacak olan ilk adımı atmaya gidiyorum . Sen sadece otur ve güzelce yemeğini sonrada arkana yaslan ben izle ! " diyerekten kantinden çıktı .
On dakikalık geçen sürenin ardından bakışlarım kolumdaki saat ve kantinin giriş kapısı arasında zikzaklar çiziyordu . Ne gelen vardı , ne giden .En sonunda bakışlarımı kapıdan çekerek , yemeğime tam anlamıyla gömüldüm .Sema 'nın cırtlak sesini duyana kadar ne güzel yemeğimle aşk yaşıyorduk ! : " Oya ! Ne oldu sana ? Kim yaptı bunu?" bakışlarım Sema 'nın baktığı tarafa dönünce yediğim lokma boğazımda kaldı .Öksürmeye başlamamla birlikte masanın üstünde duran suyu kafama diktim .Nihayet kesildiğinde daha dikkatli baktım karşımdaki manzaraya .
Oya 'nın yüzü biraz kızarmak ile morarmak arasında kalmıştı . Ama asıl takıldığım detay bu değildi tabii .Gebersin çakma sarışın !
AĞABEYİM FEZA ONUN KOLUNDAN TUTMUŞ DESTEK Mİ OLUYORDU ?!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALYADUA - Gökyüzünün Yakarışı
Mystery / ThrillerKimse bu dünyaya nefret ile gelmez ya da acılar içinde. Kaderin oyunlarıyla şekillenir hayatımız... Bizi bu hâle getiren ya yediğimiz kazıklar ya da kaderle olan savaşımızdır. Biz gardımızı indirerek savaşmaya hazır hâle geliriz lakin kader bize bey...