Medyadaki " Sema Özkal"
* Alyadua Mera
Karşımdaki manzaraya bir kez daha bakıp , güldüm . Nasıl bu kadar salak olabilirdim ki ? Kendimi resmen hiçbir şeyden haberi olmayan ; saf , masum kızlardan sanmıştım belki de kim bilir ...
Şuan hedefimize ulaşmanın verdiği mutlulukla elimdeki kahvemi içiyordum . Ağabeyim , Oya 'yı dövmeleri için birkaç adam tutmuştu . O adamlar , Oya 'yı hırpalarken , ağabeyim güya kahramancılık yapıp , Oya 'yı kurtarmıştı . Şuan onların masasına oturmuş , Oya Hanım 'ı sorguluyorduk . Daha doğrusu onun lanet arkadaşları : " Oya bize neler olduğunu anlatır mısın tatlım ?" deyip , omzunu sıvazlayan Sema 'ya yüzümü buruşturarak baktım . Ne kadar itici olduğunu biliyor mu acaba ? Oya 'nın sesiyle kendime geldim : " Yüzüm gerçekten o kadar kötü mü ki , suratını buruşturuyorsun ? Biliyordum ya , yüzüm çok kötü bir halde bana söylemiyorsunuz ." deyip ağlamaya başladı . Masadaki bütün bakışlar bana dönüp , sinirle bakınca yutkunmaya çalıştım . Bu bakışların arasında sevgili Feza da vardı . Bana " ne yapıyorsun gerizekalı , işi batırmak mı istiyorsun " diye bakıyordu . Durumu toparlamak adına çakma sarışına döndüm : " Oya 'cım , içtiğim kahvenin içine şeker koymamışlar ondan yüzümü buruşturdum .İstersen al bak tadına ." Elimdeki kahveyi Oya 'ya uzattım .Oya yüzüme tedirgince bakıp , kahveden bir yudum aldı . O da yüzünü buruşturup , kahveyi masaya bırakınca şansımın ilk defa yaver gitmesine içimden göbek attım : " Evet haklısın bu kahve çok acı . Şekeri katmayı unutmuşlar galiba ." Sanki ben az önce ne dediysem , neyse sinirlenme Alyadua . Mimiklerim maalesef beni ele veriyordu . Kahveyi açılabilmek için şekersiz istemiştim kantinciden .İyi ki de öyle almıştım .Yoksa başlamamış intikam oyunumuz biterdi benim salaklığım yüzümden .
Bütün bakışlar üzerimden çekilirken sevinmiştim : " Şimdi ben sizin de bildiğiniz üzere , lavaboya gitmek için masadan kalkmıştım . Tam lavaboya gireceğim zaman 3 tane çocuk beni kolumdan tutup , okulun arka tarafına götürdüler." Cem öfke ile ona bakıp konuştu: " Aklına çığlık atmak gelmedi mi senin ? Etraftan geçen insanlar eminim ki sana yardım ederdi ." Oya ona alayla karışık sırıtmayla baktı : " Bağırsaydım da adamlar elindeki bıçakla benden bumbar yapsalardı de mi ?"Cem anında sus pus olurken , Sinem devreye girdi : " Yahu arkadaşlar bir susun ya ! Ortada bir dolap dönüyor , en önemlisi Oya yaralanıyor ve biz kavga ediyoruz . Ayrıca şu iki insanı da boş yere bekletiyoruz. "
Birant bize ruhsuzca bakıp , Sinem 'e döndü : " İlk günden başına bela alan kendileri , bırak da ceremesini çeksinler ." Şuna bak şuna ! Şundaki laflara ! Sen kim köpek , bize laf sokuyorsun . Ayrıca ağabeyim insanlık yapıp , ne de güzel kurtarmıştı Oya 'yı . Ağabeyim bu sözün altında kalacak değildi : " Ne yapsaydım , orada onu dövüyorlar hiçbir şey olmamış gibi gitse miydim ?" Ağabeyimin haklı oluşu Birant 'ı sinirlendirmişti . Dişlerini gıcırdatması da buna işaretti .Daha dur sen ! Gün gelecek başka yerlerinde gıcırdatmak zorunda kalacaktın Birant Bey ! Emre olaya hemen müdahale etti : " Tamam artık biraz susun da , Oya konuşsun . Bu arada kusura bakma ağabeyciğim Feza haklı ." Birant 'ın ok misalı bakışları , Emre 'yi buldu ve bütün oklar ona saplanmak zorunda kaldı . Sinyali alan Emre , hemen susup başını öne eğdi . Oya derin bir nefes alarak kaldığı yerden devam etti : " İşte arkada beni içlerinden birisi yere itip , pataklamaya başladılar ." Cem "şerefsiz" diye mırıldanıp , sakinlikle dinlemeye devam etti: " Ondan sonra Feza'nın sesini duydum . Beni bırakmaları hakkında diyordu ama ben sersemlediğim için tam anlamamıştım . Sonra adamlar ile benim için kavga edip , beni onlardan kurtardı .Bahçedeki çeşmeden elimi yüzümü yıkadıktan sonra , biraz toparlanıp , sizin yanınıza geldik . Bu kadar işte ."
Birant şüphe ile Feza 'ya bakıp dudaklarını araladı : " Peki Oya 'ya saldıranları görmüşsündür . Bana tarif et ." Feza : " Tabii ki de ama sen ne yapacaksın galiba polise şikayet edeceksin ." Birant ona beton gibi bir suratla baktı . Allahım bu adam neden bu kadar donuk ? Kendini ne kadarda havalı sanıyor . Ama dışarıdan ne kadar iğrenç olduğunun farkında değil : " Sen orasına karışma Feza , sadece bana tarif et ." Ağabeyim , saldıranları tarif ettiğinde , Birant onaylayan anlamda kafasını sallayıp , ayağa kalktı . Haliyle bizde kalkmıştık . Emre ağabeyime dönüp : " Teşekkür ederiz Feza , bizim grubun çileğini kurtardın ." Gülümseyerek kolunu Oya 'nın koluna attı Emre . Grubun geri kalanı da kuru bir teşekkür etti ağabeyime . Biri hariç . Oya : " Çok teşekkür ederim beni kurtardığın için diyerek , kollarını ağabeyim Feza 'nın boynuna kollarını doladı .
O ÇAKMA SARIŞIN BENİM CANIM FEZA 'MA MI SARILDI ?!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALYADUA - Gökyüzünün Yakarışı
Mystery / ThrillerKimse bu dünyaya nefret ile gelmez ya da acılar içinde. Kaderin oyunlarıyla şekillenir hayatımız... Bizi bu hâle getiren ya yediğimiz kazıklar ya da kaderle olan savaşımızdır. Biz gardımızı indirerek savaşmaya hazır hâle geliriz lakin kader bize bey...