G.Y - 3

28 11 8
                                    

  Medyadaki  " Sema Özkal"

 * Alyadua Mera 

    Karşımdaki manzaraya bir kez daha bakıp , güldüm . Nasıl bu kadar salak olabilirdim ki ? Kendimi resmen hiçbir şeyden haberi olmayan ; saf , masum kızlardan sanmıştım belki de kim bilir ...

  Şuan hedefimize ulaşmanın verdiği mutlulukla elimdeki kahvemi içiyordum . Ağabeyim , Oya 'yı dövmeleri için birkaç adam tutmuştu . O adamlar , Oya 'yı hırpalarken , ağabeyim güya kahramancılık yapıp , Oya 'yı  kurtarmıştı . Şuan onların masasına oturmuş , Oya Hanım 'ı sorguluyorduk . Daha doğrusu onun lanet arkadaşları : " Oya bize neler olduğunu anlatır mısın tatlım ?" deyip , omzunu sıvazlayan Sema 'ya yüzümü buruşturarak baktım . Ne kadar itici olduğunu biliyor mu acaba ?  Oya 'nın sesiyle kendime geldim : " Yüzüm gerçekten o kadar kötü mü  ki , suratını buruşturuyorsun ?  Biliyordum ya , yüzüm çok kötü bir halde bana söylemiyorsunuz ." deyip ağlamaya başladı . Masadaki bütün bakışlar bana dönüp , sinirle bakınca yutkunmaya çalıştım . Bu bakışların arasında sevgili Feza da vardı . Bana " ne yapıyorsun gerizekalı , işi batırmak mı istiyorsun " diye bakıyordu . Durumu toparlamak adına çakma sarışına döndüm : " Oya 'cım , içtiğim kahvenin içine şeker koymamışlar ondan yüzümü buruşturdum .İstersen al bak tadına ."  Elimdeki kahveyi Oya 'ya uzattım .Oya yüzüme tedirgince bakıp , kahveden bir yudum aldı . O da yüzünü buruşturup , kahveyi masaya bırakınca şansımın ilk defa yaver gitmesine içimden göbek attım : " Evet haklısın bu kahve çok acı . Şekeri katmayı unutmuşlar galiba ." Sanki ben az önce ne dediysem , neyse sinirlenme Alyadua . Mimiklerim maalesef beni ele veriyordu . Kahveyi açılabilmek için şekersiz istemiştim kantinciden .İyi ki de öyle almıştım .Yoksa başlamamış intikam oyunumuz biterdi benim salaklığım yüzümden . 

  Bütün bakışlar üzerimden çekilirken sevinmiştim : " Şimdi ben sizin de bildiğiniz üzere , lavaboya gitmek için masadan kalkmıştım .  Tam lavaboya gireceğim zaman 3 tane çocuk beni kolumdan tutup , okulun arka tarafına götürdüler." Cem  öfke ile ona bakıp konuştu: " Aklına çığlık atmak gelmedi mi senin ? Etraftan geçen insanlar eminim ki sana yardım ederdi ." Oya ona alayla karışık sırıtmayla baktı : " Bağırsaydım da adamlar elindeki bıçakla benden bumbar yapsalardı de mi ?"Cem anında sus pus olurken , Sinem devreye girdi : " Yahu arkadaşlar bir susun ya ! Ortada bir dolap dönüyor , en önemlisi Oya yaralanıyor ve biz kavga ediyoruz . Ayrıca şu iki insanı da boş yere bekletiyoruz. "

 Birant bize ruhsuzca bakıp , Sinem 'e döndü : " İlk günden başına bela alan kendileri , bırak da  ceremesini çeksinler ." Şuna bak şuna ! Şundaki laflara ! Sen kim köpek , bize laf sokuyorsun . Ayrıca ağabeyim insanlık yapıp , ne de güzel kurtarmıştı Oya 'yı . Ağabeyim bu sözün altında kalacak değildi : " Ne yapsaydım , orada onu dövüyorlar hiçbir şey olmamış gibi gitse miydim ?" Ağabeyimin haklı oluşu Birant 'ı sinirlendirmişti . Dişlerini gıcırdatması da  buna işaretti .Daha dur sen ! Gün gelecek başka yerlerinde gıcırdatmak zorunda kalacaktın Birant Bey ! Emre olaya hemen müdahale etti : " Tamam artık biraz susun da , Oya konuşsun . Bu arada kusura bakma ağabeyciğim Feza haklı ." Birant 'ın ok misalı bakışları , Emre 'yi buldu ve bütün oklar ona saplanmak zorunda kaldı . Sinyali alan Emre , hemen susup başını öne eğdi . Oya derin bir nefes alarak kaldığı yerden devam etti : " İşte arkada beni içlerinden birisi yere itip , pataklamaya başladılar ." Cem "şerefsiz" diye mırıldanıp , sakinlikle dinlemeye devam etti: " Ondan sonra Feza'nın sesini duydum . Beni bırakmaları hakkında diyordu ama ben sersemlediğim için tam anlamamıştım . Sonra adamlar ile benim için kavga edip , beni onlardan kurtardı .Bahçedeki çeşmeden elimi yüzümü yıkadıktan sonra , biraz toparlanıp , sizin yanınıza geldik . Bu kadar işte ." 

  Birant şüphe ile Feza 'ya bakıp dudaklarını araladı : " Peki Oya 'ya saldıranları görmüşsündür . Bana tarif et ." Feza : " Tabii ki de ama sen ne yapacaksın galiba polise şikayet edeceksin ." Birant ona beton gibi bir suratla baktı . Allahım bu adam neden bu kadar donuk ? Kendini ne kadarda havalı sanıyor . Ama dışarıdan ne kadar iğrenç olduğunun farkında değil : " Sen orasına karışma Feza , sadece bana tarif et ." Ağabeyim , saldıranları tarif ettiğinde , Birant onaylayan anlamda kafasını sallayıp , ayağa kalktı . Haliyle bizde kalkmıştık . Emre ağabeyime dönüp : " Teşekkür ederiz Feza , bizim grubun çileğini kurtardın ." Gülümseyerek kolunu Oya 'nın koluna attı Emre . Grubun geri kalanı da kuru bir teşekkür etti  ağabeyime . Biri hariç . Oya : " Çok teşekkür ederim beni kurtardığın için diyerek , kollarını ağabeyim Feza 'nın boynuna kollarını doladı .

   O ÇAKMA SARIŞIN BENİM CANIM FEZA 'MA MI SARILDI ?!

  



ALYADUA - Gökyüzünün YakarışıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin